Merhaba, Dünyalı! Aramızda yaşanan tüm savaşları unutalım ve birlikte yeni düzeni kucaklayalım. Kim bilir, belki senin de ruh eşini buluruz. Birlikte öğreneceğimiz bir yığın sırlar ve aşacağımız zorluklar var. Sırt sırta olacağımıza dair inancım tam.
Bir kitap kapağı aralanır ve yeni bir dünyaya giriş yaparız. Rica etsem benim dünyama attığın adımın tarihini buraya bırakır mısın?
Güzel..
Başlamadan önce sana aktaracağım bu bölümde bazı Dünyalılar için hassas içerik olabilecek panik atak anı ve akran zorbalığı yer almaktadır. Her ne kadar olabildiğince üstü kapalı anlatılmış olsa da seni etkileyebileceğini düşünüyorsan devam etme.
Şimdi hazırsak başlıyoruz.. Lütfen, önden buyur.
...
bölümün şarkısı: carys - princesses don't cry04.12.2024
Dışarıda akıp giden hayatın bir parçası olamadığı için yitip giden birçok yaşam vardır. Çoğunluğun arasında kabul görememiş birçok ruh... En kötüsü de hiçbir hayata dokunamadıkları için evrenden yok oluşları da varlıkları gibi fark edilmez.
Corvina Meadow, o gün tam olarak bu ruh halindeydi. Yanından geçtiği bedenler sanki onu görmüyor gibiydi, zaten yaşamı boyunca da görmemişlerdi. Caddenin ortasına çıkıp bağırsa muhtemelen bir kişi bile dönüp bakmazdı.
Son iş görüşmesinde ünlü moda tasarımcısı Giovanni Repuldac "Sende bir şey eksik." demişti. Corvina bunu defalarca duyduğu için o şeyi tahmin etmesi zor olmadı: Işıltı...
Corvina, orta boylu sevimli denilebilecek bir kadındı. Sevimlinin halk arasında ne anlama geldiğini öğrenene kadar kendini böyle avutmuştu. Sevimli demek bir çeşit amorti gibiydi. Piyangoyu kazanamadın ama üzülme, sana ikramiyemiz var!
Tüm hayatı yedek oyuncu, dublör ya da siz göz kamaştıran birincilerin gölgesinde kalanlara ne ad veriyorsanız o olarak geçmişti. Liseden ya da üniversiteden mezun olduğunda kimse onun adını hatırlamadı, bu da hâlâ yalnız olmasını açıklıyordu. Yaşanan tüm bu olayları ortalama görünüşüne yıkmak adil olmasa da temel nedeni olarak sunmak mümkündü. Corvina geriye kalan tüm özelliklerini günden güne azalan özgüveniyle şekillendirdiği için yetişkinlik evresinde sosyal becerileri zayıf birine dönüşmüştü. Tek bir şey dışında, çizim ve tasarım konusunda körelmeyecek bir becerisi vardı. Düz bir zemin ve bir kalemle moda dünyasının Mona Lisası'nı yaratabilirdi. Tamam, bu biraz abartılı olmuş olabilirdi ama tüm dünyaya yön veren bir markadan mail aldığı günün ertesinde az da olsa şımartılmasında bir sakınca yoktu.
Her doğum gününde olduğu gibi o sabah da evinden erken saatlerde çıktı. Babasının mezarı için dairesinin yakınlardaki çiçekçiden bir demet papatya aldı ve yürümeye başladı. Uzun süredir babasına anlatacak yeni bir şeyi yoktu, ona yalan bir hikaye de anlatmak istemediği için çoğu zaman gerçekleri paylaşmamıştı fakat bugün farklıydı. Bugün Corvina babasına başarısını anlatacak ve iş görüşmesine gidecekti. Ardında bıraktığı her sokakta içindeki mutluluk hali katlanarak çoğalıyordu. Güzel bir gülüşü vardı, bir keresinde annesi ona yıldızları sönük bırakacak kadar parladığını söylemişti. Tüm yıldızlar günün birinde sönse bile Corvina'nın gülümsemesi yeni bir düzeni getirirdi. İşin aslı Bayan Meadow kaçık biriydi ama buna rağmen Corvina annesini dinlemeyi severdi. Onu dinlemek Corvina'ya güç verirdi.
Mezarının başına geldiğinde yüzünde buruk bir tebessüm oluştu. Babası, annesinin anlatımına göre Corvina dört yaşlarındayken evlerinde çıkan bir yangında ölmüştü. Bu da diğer tüm eşyalarıyla birlikte babasıyla ilgili olması muhtemel tüm fotoğrafların yandığı anlamına geliyordu. Onun yüzünü hiç görememişti ama kendini dünya üzerindeki en iyi anneye sahip olduğu için şanslı görüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜNÜN UNUTTUKLARI - 1 : VADEDİLEN RUH (DÜZENLENİYOR)
FantasyMilyonlarca masal okundu, dillerde milyonlarca rivayet dolandı. Ama bir tanesi sadece yalnız kalplere ekildi. Corvina Meadow, Manhattan'ında yaşayan tasarımcılardan sadece biriydi. İşinde başarılıydı ancak ona bakan gözlerin yorumuyla 'pırıltısı' yo...