"Sonu böyle belli belirsiz bitti ya filmin. Çok güzeldi." Aramayı kapattıktan sonra film izlemeye karar vermişlerdi. Arif bir süredir izlemek isteyip bir türlü izleyemediği bir filmi açmıştı. "Selahattin Paşalı çok iyi oynamış."
"Bayağı güzeldi bence de." Film bitene kadar o kadar çok çay içmişlerdi ki damarlarında kan yerine çay dolaşıyordu. "Senin uykun var mı?" Yorgun olsa da uykulu değildi Cenan. "Hayır. Senin?"
"Benim de yok. Ee ne yapalım?" Arif, Cenan'ın soy adını bile bugün öğrendiğini hatırlayınca onu biraz daha tanıması gerektiğini düşünüyordu. "Cenan? Bana lise anılarını anlatsana."
"Lise anılarımı?" Onaylama amaçlı kafasını salladı Arif. Ondan daha çok lise anısı dinlemeyi çok isterdi. "Tamam, anlatayım gülüm." İlk yıldan itibaren lisede yaşadığı eğlenceli zamanları anlatmaya başladı Cenan. Daha lisenin ilk yılından ona takılan öğretmenini, Oğuz ile sürekli okuldan kaçmalarını, sınıfta çiğköfte yaptıkları zamanları ve daha bir çok anılarını anlattı. Anlattığı anıların içinde kız olmamasına dikkat ediyordu çünkü bilmeden Arif'i üzmek istemiyordu.
Cenan'ın çoğu anlattıklarını gülerek dinliyordu Arif. Gerçekten çok eğlenceli anıları olmuştu Cenan'ın. Kendisi lisede sessiz bir tip olduğu için böyle anıları yoktu.
Zamanın nasıl geçtiğini anlamamışlardı ikisi de. Saat çoktan gece yarısını geçmişti. Arif'in uykusu gelmeye başlamıştı. Cenan da günün yorgunluğunu atmış olsa da uyumak istiyordu. "Arif'im, uyusak mı artık?"
"Olur, uyuyalım." Cenan'ın elinden çekiştirerek kendi odasına götürdü. Dolaptan ona olacak bir tişört ve terletmeyecek bir eşofman çıkardı ve ona uzattı. "Bunlar sana olur sanırım."
Cenan elindekileri giymek için lavaboya gidecekken Arif kolundan tutup çıkmasını engelledi. "Değiştir burada, sorun olmaz." Arif arkasını dönüp yatağını hazırlarken, "emin misin?" diye sordu Cenan. "Eminim Cenan'ım."
Önce üstündeki tişörtü değiştirdi Cenan. Bu sırada odayı topluyor gibi yapan Arif çaktırmadan Cenan'a bakmaya çalışıyordu. Ama çaktırmamak konusunda berbattı. "Bakmak istiyorsan bak gülüm. Şekilden şekile girmene gerek yok." Utanarak da olsa Cenan'ı baştan aşağı süzdükten sonra eşofmanı çıkardığını görünce arkasını döndü. Onun bu haline gülmüştü Cenan. Hızlı bir şekilde eşofmanı değiştirdikten sonra Arif'e seslendi.
Arif onun elindeki kıyafetleri alıp çalışma masasının üzerine bıraktı. Daha sonra yatağın içine girdi ama Cenan'ın beklediğini görünce uzanarak kolundan yanına çekiştirdi. "Gel sende."
"Beraber mi uyuyalım?" Daha önce sadece birbirlerinde yatılı kaldıkları zaman Oğuz ile uyumuştu Cenan. Onun dışında kimse ile aynı odada uyumamıştı bile. "Gönül ister sevişmeden uyumayalım ama henüz erken sanırım?" Bunu biraz da sorar gibi söylemişti Arif. Cenan için böyle şeylerin yeni olduğunu biliyordu ve zaman tanımak istiyordu.
Cenan, Arif'in yanına uzanırken "benim için evet." diyerek yanıtladı Arif'i. "Bunlar benim için yeni." Arif, elini Cenan'ın saçlarına atarak okşamaya başladı. Cenan'ın zaman ihtiyacı varsa sorun değildi. "Pekala, o zaman hazır hissettiğin zaman diyelim." Cenan gülümseyerek Arif'in dudaklarına buse kondurdu. İkisi de esnemeye başladıktan sonra ikisinden de ses çıkmadı.
Ve bu gece, ilk kez birlikte uyudukları gece oldu.
=><=
Sabah olduğunda, ilk uyanan Cenan oldu. Gözlerini açtığında ilk olarak Arif'i görmenin mutluluğunu anlatamazdı. Elini Arif'in yanağına getirerek okşamaya başladı. Hangi ara sevgi pıtırcığı gibi bir insana dönüştüğünü merak ediyordu. Fakat bu halinden çok mutluydu. Arif'in yanında uzanıyor, bakıyor, dokunuyordu. Daha ne istesindi ki?
Arif'in yanağını okşarken saçlarına bir öpücük kondurdu. Daha sonra şakaklarına bir tane daha, yanağına, burnuna, dudaklarına da birer tane. Her bir milimini öptükçe öpesi geliyordu.
Cenan'ın öpüşlerini hisseden Arif gözlerini araladı. Uykulu bir sesle "Günaydın Cenan'ım" dedi. Arif'in yanağını okşayan parmaklarını dudaklarına götürdü ve baş parmağını, ona parlayan gözlerle bakan gencin dudaklarında gezdirmeye başladı.
"Günaydın Arif'im." Parmaklarını tekrar Arif'in saçlarına getirdi ve dudaklarına buse kondurdu. Bunun yetmeyeceğini düşünen Arif Cenan'ı kendine çekip daha sert öpmeye başladı. Onun yumuşak öpüşlerini tabi ki çok seviyordu ama kendisine yetmiyordu. Hep daha fazlasını istiyordu.
İkisinin birden ağzına yayılan metalik tat dudaklarını ayırmalarına sebep oldu. Cenan kendi dudağını göremiyordu, ama Arif çok net görüyordu. Şişmiş, kanamış, çok az da morarmıştı. Bu kadar sert olduğunun farkında değildi. Cenan, eliyle kanı silerken, "bugün dışarı çıkmasan daha iyi sanki" demişti Arif. Bunu söylerken yüzündeki sırıtış Cenan'ın gözünden kaçmamıştı.
"Bekle krem getireyim." diyerek önce yataktan çıktı sonra da banyoya ilerledi Arif. Cenan hala eliyle dudağını yokluyor, kanayıp kanamadığını kontrol ediyordu. Elinde kremle odaya geri dönen Arif, kremi Cenan'ın dudağına sürmeye başladı. "Çok acıdı mı?"
"Canımı acıtan sen olduktan sonra bunun önemi yok." Eğer Cenan'ın dudağını kanatmamış ve yeni krem sürmemiş olsaydı bir daha öperdi Arif. Fakat onun dediğine karşılık yanağına sulu bir öpücük kondurmakla yetindi.
Böylece yataktan kalkma süreci yarım saati aşmıştı. Cenan kahvaltı hazırlamak için mutfağa gidiceğini söylediğinde Arif onu engelleyerek önden gitti. Kendisi kahvaltıyı hazırlamak istiyordu, Cenan uğraşsın istemiyordu. Cenan ise her şeyi Arif'e yaptırıyormuş gibi olmamak için yardım etmek istiyordu. Sonuç olarak kahvaltıyı beraber hazırlamışlardı.
"Bu akşam mahalleyi mi turlasak?" dedi Arif kahvaltı sırasında. Özellikle akşam dolaşmayı istemesinin sebebi etraftaki insanlar azalırsa Cenan'ın elini tutar ve öyle gezsinler istemesindendi.
"Olur Arif'im. Turlarız."
Heyecanla, "ara sokaklara girip öpüşür müyüz" diye sordu Arif. Birisi görücek diye ara sokağa saklanma heyecanını yaşamayı çok istiyordu.
Onun bu heyecanlı sesine gülümseyen Cenan, "neden olmasın" diyerek cevapladı Arif'i. "Zaten az insan olan yerlerden gideriz. Çünkü dudağım akşama kadar geçecek gibi durmuyor. Nasıl kanattıysan artık."
"Sanat eserimden çok gurur duyuyorum." dedi ve göğsünü kabarttı Arif. Gerçekten de Cenan'a bakıp dudağındaki yarayı gördükçe onun kendisine ait olduğu düşüncesi Arif'i mutlu ediyordu.
"Bu sanat eserini başka bölgelerde de görmek isterim gülüm."
![](https://img.wattpad.com/cover/357927961-288-k140073.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Sanayi // ArCen
Fanfic.. Kitaptaki karakter ve kurumların gerçek hayattaki hiçbir kişi ve kurumla alakası bulunmamaktadır. Her şey hayal ürünüdür. .. :)