Tanışma

54 5 17
                                    

Sanırım okula geç kalıyordum. Sanırım mı? Evet geç kaldım ve otobüsü de kaçırdım. Üstelik aşırı bir yağmur ve fırtına vardı. Yağmuru severim ama fırtınaya bayılam. Okula yürüyerek gitsem diyeceğim de hem okul ile evim arasında 5 veya 6 kilometre var hemde hava koşulları yüzünden yürüyemem. Ve şu an eve gidesim yok. Sadece durakta oturmuş bekliyorum. Ve önümden geçen arabaları sayıyorum. Ne mantık ama.

"Off kime ne anlatıyorum ben?" Evet bu kuz deli mi diyeceksiniz ama kendi kendime kavga ediyorum. Bu doğru.

"Efendim? Bana mı dediniz?" Hayır kimseyle konuşmak istemiyorum lütfen git. Gitmedi. 19 saniye evet içimden saydım tam tamına 19 saniye sonra cevap vermeye çalıştım. Yapabilirsin Aden.

"Şey... Size demedim. Aslında kimseye demedim."

"Yalnız burada benden başka kimse yok." Sırıtıyordu. Benle uğraşıyor ve hatta ben sinirliyken. Sakin ol Aden sakin ol. Şu an şu çocuğa tokat geçirsem acaba bana karşılık verir mi. Bu sefer ben sırıtıyordum ama sinirden. Kendimi zor tutuyorum.

"Hayır. Tabiiki size söylemedim. Hem size ne belki kendi kendime konuşuyorum. Bu sizi ilgilendirmez diye düşünüyorum beyefendi."

"Kendi kendine mi konuşuyorsun?" Biri şu an şu çocuğu önümden almazsa katil olabilirim. Tabi beni öldürmezse.

"Hayır Aden daha yaşın 15 katil olamazsın. Tamam mı?"

"Sanırım bunu da dışından söyledin" Hey bu çocuk fazla gıcık olduğu gibi fazla yakışıklı. "Aden kendine gel"

"Bunu da." Allahım hayır sinirlendim. Sinirlenemem. Sinirlenince gözlerim doluyor. Ve öylede oldu. Hayır Aden. "Allah belamı versin" Tırnaklarımı elime geçirirken kendime kızıyordum. Ve olabildiğince kendimi kastım. Çünkü kendimi kasınca gözyaşlarım akmaz. Durakta öylece oturup kendime içimden telkinler veriyordum.

"Aden ha. Güzel isim. Sakin ol Aden. Seni kızdırmak istememiştim." Allah kahretsin adımıda öğrendi.

"Şu an okulda olman gerekmiyor mu?"

"Senin okulda olman gerekiyor mu"

"Gerekiyor ama ben bu gün okulu astım diyebiliriz."

"Bende sanırım okulu asmak zorunda kaldım"

"Anlaşılıyor sanırım otobüsü kaçırdın. Sen öyle derin düşüncelere dalınca dikkatimi çektin. Çünkü seni daha önce görmüştüm... Okulda. Ama tam emin olamadım. Bu yüzden yanına geleyim dedim. Çok saçma biliyorum üzgünüm."Bu saçmaydı biliyorum ama yalnızım diye yanıma gelmesi beni birazcık mutlu etti açıkçası. Çünkü ilk kez birisi beni düşünmüştü.

"İstersen bir kafeye gidebiliriz. Be dersin?"

"Olur derim. Hem seninle tanışmaya vaktim olur." Gülümsedi. İnanamıyorum bu çocuk çok güzel gülüyor. Şu ana kadar gördüğüm en güzel gülümsemeydi. Biliyorum çocuğa mest olmuş gibi bakıyorum ama kendimi durduramıyorum. Gamzeleri... İki yanağındada var. Ve çok belirgin olmayan dudağının altında bir gamzesi var. "Aden. Kendine gel."

"Sanırım benden erkilendin. Ha? Merak etme bende olsam bende kendimden etkilenirdim." Anladı!

"Hayır." Diye haykırınca gülmesi daha da büyüdü. Ani bir utançla elimle yüzümü kapadım. Şimdide kahkaha atıyordu.

"Yalnız bakmamak için gözlerini kapatman yeterli. Hem en doğru olanı yapıyorsun Aden. Bana çok bakma aman nazar değer taş gibi ben hastane yataklarına düşerim aman bakma. Iyy egoist. Hiç sevmedim.

"Birincisi bana adımla hitap etmeyi kes. İkincisi ise şu adını söyle yada adın egoist çocuk olarak kalsın. Ne dersin?" Ona bakmamak için kafamı başka yere çevirmiştim. Ve bakmıyordum da. Tam 3 dakika 39 saniyedir yüzüne bakmıyorum. Benim için çok mükemmel olduğu kesin ama egoist çocuk ne hissediyordur bilmem. Umarım ona bakmamam onu gıcık etmiştir.

Sessiz KalplerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin