''Aras 3 yıldır evliyiz ama beni sevmeni geçtim bir kere bile bana tiksinmeden bakmadın. Bana hiç saygı göstermedin, hor gördün. Seni azad ediyorum artık. Ona gitmekte özgürsün fakat gitmeden, en azından bu son gecede sevgimin bedeli öde.'' demişti Lara gözyaşlarını tutarak.
Bir hışımla Lara, Aras'ı öpmeye başladı. Aras her ne kadar karşı gelmeye çalışsa da içgüdüleri en sonunda teslim oldu. Lara yaptığının ne kadar aşağılıkça olduğunun farkındaydı, bir ilaç sayesinde Aras'ı kendisiyle beraber olmaya zorluyordu. ''En azından...'' diyebiliyordu sadece.
''En azından...''
Lara'yla Aras 3 yıldır evlilerdi ama Aras bir kere bile Lara'ya dokunmamıştı. Onunla isteyerek bile evlenmemişti zaten. Daha evlendikleri ilk gün Lara'ya bakıp ''Seni asla sevmeyeceğim Lara bunu bilmen gerekiyor. Unutma ki bu evlilik babamın zoruyla oldu. Karım olmayı hak eden tek kişi Berin.'' demişti. Lara ilk kez o gün Aras'ın yüzünde ki tiksinen bakışları daha belirgin görmüştü. Buna rağmen en azından kendisini sevmese bile ona ısınacağını umut etmişti. Ona olan aşkı yıllara dayanıyordu. Üniversite yıllarına. Gözü Aras'tan başkasını görmemişti. Hayallerinde sadece o vardı ve şans eseri evlenebilmişlerdi. Buna bile şükrediyordu ama adamın ona hep tepeden bakması gururunu ezip, yerle bir ediyordu.
Bu 3 yılda ona çok şefkatli davranmıştı. Ona kıyamıyordu..
Her akşam eve geldiğinde sıcacık yemekler yemesi için uğraşıyordu. Alkollü olduğu zaman kimsenin eline bırakmayıp onunla bebek gibi ilgileniyordu. Soğuk kış aylarında uykusundan feragat ediyor, daha erken kalkıp Aras'ın giyeceği kıyafetleri ısıtıyordu. Hastalandığında en çok o korkuyordu. İyileşmesi için her şeyi yapıyor, tüm ilgisini ona veriyordu. Ama Aras bunları hiç görmedi ve onu hiç sevmedi.
Lara, bir dikkatsizlikle merdivenlerden düşüp kolunu incilttikten sonra hastanede kaldığı 2 gün boyunca Aras'ın hiç yanına uğramaması ve Berin'in yanına gitmesi, Lara için tüm umutları yerle bir etmişti. İşte o an vazgeçmişti.
Sabahın ilk ışıklarında Lara yataktan doğruldu ve masanın üzerine boşanma belgelerini koydu. Son kez arkasına, sevdiği adama baktı.
''Artık özgürsün Aras. Bunca zaman seni kafeste tuttuğum için özür dilerim. Artık Berin'ine kavuşabilirsin.'' diyebildi fısıltıyla. Hızlıca orayı terketti.
Birkaç saat sonra uyanan Aras bir sinirle bağırmaya başladı.
''Neredesin! Bunu nasıl yapabilirsin!'' Ama sesine kimse tepki vermemişti. Onu boğarak öldürmek istiyordu.
Yanı bomboştu. Evde bir tıkırtı dahi yoktu. Gardırobun bir kapağı açıktı ve kıyafetler de yoktu. Ayağa kalktığında kağıtları gördü ve sinirleri daha da arttı. Ona dokunduktan sonra nasıl boşanabilirdi? Bunun bedelini ödemeyecek miydi?
Aşağı inip asistanı Kaan'ı yanına çağırdı ve sinirli bakışlarını ona çevirerek Lara'nın nerede olduğunu sordu. Kaan patronunun bu sinirli hallerine çekingen davranarak;
''Lara Hanım şafak vaktinde, bagajıyla gitti.'' dedi.
''Nereye gittiğini söyledi mi?'' dedi Aras sinirle yumruklarını sıkarak.
''Babasına gideceğini söyledi.'' dedi Kaan.
Lara'nın babası yoktu. Bu gerçeği bilen Aras'ın gözleri karardı ve yanında ki ağaca yumruk atıp sessizce ''Onu bulun!'' dedi. ''Onu hemen bulun!''
Ama Lara ilk uçakla İzmir'e yola çıkmıştı bile. Lara bir kimyager ve geleneksel tıbbı benimseyen bir doktordu. Eski profesörü Almanya'da çalışıyordu. Çalıştığı firmanın bir ayağı İzmir'deydi. Çaresizce ondan medet umdu çünkü kimsesi yoktu. Düşündüğü gibi oldu. Profesörüyle iletişime geçti ve onun yardımıyla çalışmalar yürüttü. Kariyerine odaklanmaya çalışırken hiç tahmin etmediği bir şey olmuştu. Lara hamileydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderin İnce Çizgisi
Teen Fiction3 yıldır süren evliliği boşanmayla sonuçlandı, yurtdışına kaçtı. Çok başarılı oldu ve ikiz çocuklarıyla ülkesine geri dönmek zorunda kaldı. Şimdi ise bir sürü erkek onun peşinden koşuyor.