Giriş

3 0 0
                                    


*Batı*

Yine sıradan bir okul günün başlangıcıydı. Okula "erken uyanan" olarak ilk gelen kişi olduğum için çok sevgili arkadaşlarımı bekleyen de yine ben oluyordum. 

Üstümde hissettiğim bakışlara maruz kalmak can sıkıcı olsa da bir yerden sonra alışıyordunuz. Bu yüzden de bakışlarımı telefonuma indirerek bakışları görmezden geldim. 

Aradan çok bir zaman geçmemişti ki saçlarımın karıştırılmasıyla bakışlarımı karşımdaki kumrala çıkarttım. Göz göze geldiğimizde saçımı iyice karıştırıp yanıma geçti. Kolunu omzuma koyduktan sonra telefonunu cebine koydu.

"Hayır saçımla uğraşma demiyorum ama niye içinden geçiyorsun saçlarımın? "

Kıkırtılarının ardından sorumu duymamış gibi konuşmaya başladı. 

"Bizimkiler gelir birazdan. Yolda gördüm onları."

Ardından sorumu es geçmesini takmadan konuşmayı devam ettirdim. 

"Harika bu bakışlara hep birlikte maruz kalacağız. Tek başına sıkıcı oluyordu."

Yavaş yavaş tapulu malımız olmasa bile genellikle bizim oturduğumuz banka doğru ilerlemeye başlamıştık. 

"Ne kadar da moral yükseltici bir cümleydi o öyle. Dikkat et de düşmanlarımız duymasın bunu."

Dalga geçmesine gülerek karşılık verdim. Masalı bankın yanına geldiğimizde, o banka otururken ben ise masaya kalçamı yasladım. Kumral ve sarı karışımı saçı esen hafif rüzgarda uçuşup ela gözlerini görünür hale getiriyordu. 

"Sen yüzünü saklamaya çalış, gelsin rüzgar açığa çıkartsın. Olacak iş değil ya."

Kahkaha attığında benim de yüzüm gülmeye başlamıştı. 

"Normalde yüzümü saklamaya çalışmam biliyorsun da bugün çok erken uyandım be oğlum. Aynada kendime bakacak halim yok. Saçlarım yüzüme gelmiştir, ben fark etmemişimdir."

Yüzünü incelediğimde söylediklerinde haklı olduğunu fark etmiştim. Gözlerinin altı hafif şişti ve saçlarının taranmadığı da belliydi. 

"Saçlarının halinden anlaşılıyor Melih. Yumuşacık ve kırışmayan saçlarının haline acıdım."

Gülümsemesi büyürken gözleri arkamdaki okul duvarlarına kaydı. Derin bir nefes almasıyla beraber dibimden bir sesin yükselmesi bir oldu. 

"Turuncu kafa üstündekini çok sevdim bana ver."

Kısa bir süreliğine kalbimin atmayı kestiğini hissetmiştim. 

"Senin yüzünden ruhumu teslim ediyordum gerizekalı herif." 

Kafasına bir tane geçirdikten sonra kalbimi tutmaya başladım.

"KAFAM!"

kafasını tutarak yere eğildiği sırada sırtından atlayan Arda yüzünden dengesini kaybetmiş ve yere düşmüştü. 

"ARDA!"

"Aman Numancığım kusura bakma sen öyle durunca üstünden atlayasım geldi."

Gülmemek için kendini çok zor tuttuğu her halinden belli oluyordu. Numan ayağa kalkıp üstünü temizlerken koşa koşa kapıdan içeri giren Atlas ile çarpışmasıyla tekrar yere düşmüştü. 

"Hay sikecem sizi şimdi ha."

Koşmayı bırakan Atlas, kahkaha atarak Numan'a yardım etmiş ve ayağa kaldırmıştı. Gülmemek için kendini zor tutan Arda, Atlasın kahkahasıyla kendini daha fazla tutamayınca o da gülmeye başlamıştı. Onlarla beraber Melih ve ben de gülüyorduk. 

Aşk'ın Batıdan Doğuşu (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin