San ortama neşeli bir giriş yapmış, dans etmeye başlamıştı. Herşey yolundaydı. Seonghwa ve Hongjoong odalarına geçerken SeongSeong'u yakalayıp kutlamıştı doğum gününü. (Feat. Odadan gelen mistik sesler🤗)
Şöyle bir bakındı. Yeonjun içmişti ve orda tanıştığı, aslında daha önce gruplarda gördüğü ama gram yazışmamış olduğu, Soobin'e yürüyordu.
"lan sen daha yeni red yemedin mi" dedi ve asıl eğelencenin olduğu alana yöneldi. Bakti Yeosang dans ediyor, yanına gitti.
"Naber lan Yeossss Paşa" dedi ensesine bi tane yapıştırarak. "Hayvan herif" diyen Yeosang'ın ifadesine bakarken gülüyordu.
Seonghwa'nın evinin büyük bi salonu vardi. Bej duvarlar, mavi bir halı, bordo perdeler ve televizyon karşısında turuncu bir L koltuk... Koltukta oturan ve dans edenleri izleyen, gözlerinden ağladığı belli olan siyah saçlı bir çocuk.
Wooyoung...
Ne kadar göstermese de çok özlemişti Wooyoung'ını. Ne minnoş bi çocuktu Woo... Bir an göz göze geldiler. Başka taraflara bakmalarıyla Wooyoungın ağlarım gibi olması, belkide gerçekten ağlaması bir olmuştu sanki.
Yeosang, agasının ifadesini fark etti. "San yaşıyon mu amk" "He burdayım ya"
Ne kadar dalmış olduğunu fark etti. Koltuğa yeniden baktı ama Wooyoung yoktu. San gülümsedi, ayrıldıktan sonra ilk defa sosyalleşiyordu Wooyoung. Muhtemelen dans ediyordur.
Wooyoung görünürde yoktu. Gunil'e sormaya karar verdi. "Hyung Wooyoung'ı gördün mü?" "Sıçmaya gitti, gelir şimdi" "Ok bb"
San koltuğa oturdu, bir yandan dans edenleri izliyor bir yandan Wooyoung'ın gelmesini bekliyordu. Sıkılmıştı. 5 dakika 10 dakika oldu, 10 dakika 15 dakika oldu. En sonunda bahçeye çıkmaya karar verdi San.
Bahçe büyüktü. Wooyoung da minnoş(🤏) birşeydi, aynı kedi gibi. Minik olmasına ramen San hemen fark etti onu bahçede. Wooyoung telefonunda birşeyler yaptıktan sonra koşmaya başladı.
San'ın Uranüs'ten çeken interneti yüzünden 2 dakika sonra göt cebindeki telefon titreşti. Bir mesaj gelmişti.
WOO KUZUMMMMM
Bu mesajı ne zaman atacağımı bilmesemde bir gün atacağımı biliyorum. Yazmakta bok gibi olduğumu bilirsin ama sanırım bunu yazmam gerekiyor. San, ben denedim ama beceremedim, sensiz olmuyor. Yaşayamıyorum San. Belkide bu en mantıklısı olacak, rayların ortasında beklemek. Korkağın tekiyim ve asla bunu yapamıyorum. Sensiz yaşamaktan da korkuyordum, bi şekilde becermeye çalıştım(beceremedim). Bu sefer doğru seçimin bu olduğunu biliyorum. Bu güne denk gelmesini istemezdim, Seonghwa hyungun doğum günü, ama daha devam edemeyeceğim. Beni affetmeni istemiyorum San. Sadece hatırlaman yeterli. Son bir kez, özür dilerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Affetme | Woosan
Fanfiction"Seni zaten bir kere üzdüm ve bu affedilecek gibi birşey değil San..."