16.02.2022
Şehri kasvetli bir hava sarmış durumda... Yağmur yağacak gibi insanlar yağmura yakalanmadan evlerine gitmek için koşuşturuyorlar . Bence yağmurdan kaynaklı değil telaşları...
Yüzüme düşen yağmur damlasıyla irkildim. Kafamı yukarı kaldırdığımda ikinci yağmur damlası da suratımla buluştu . Ardı ardına düşen damlalar gülümsememe neden olurken aynı zamanda içimde büyük bir huzur uyandırıyordu. Bir süre daha oturduğum banktan kalkmadım. Cebimden telefonumu çıkarıp saate baktım gitme vaktim gelmişti .
Ağır hareketlerle oturduğum yerden kalktım . Yavaş adımlarla kaldırımda yürürken duyduğum sesle adımlarım durdu . Durakta küçük kızıyla yağmuru izleyen kadın kızının elini sımsıkı tutuyordu.
"Anne ben üşüyorum."
Kadın kızının söyledilerini duyduğunda bakışlarını ona çevirdi ve küçük bir tebessüm yolladı kızına . Hızlı hareketlerle çantasından çıkardığı üstünde yıldız desenleri olan hırkayı ona giydirdi,
"Üşüyeceğini söylediğimde bana inanmıyordun şimdi inandın mı?" dedi gülümserken . Küçük kız dudaklarını büzerken annesini onayladığını belirten bir mırıltı döküldü dudaklarının arasından . Kadın eğildiği yerden doğruldu ve bakışlarını tekrar yağan yağmura ve bulutlara dikti.
Bacaklarımı tekrar hareket ettirebildiğimde adımlarım benden bağımsız olarak onlara doğru ilerledi. Yanlarına yaklaştığımda kadın duyduğu adım sesleriyle bakışlarını bana çevirdi . Tam karşısında durduğumda çantamdan uzun zamandır çıkarmadığım şemsiyeyi kadına uzattım . Bakışları şemsiye ve yüzüm arasında gidip gelirken sırılsıklam olmuş kıyafetlerim ve saçlarıma da bakmayı ihmal etmedi . bir süre sonra
"Siz kullansanız daha iyi olur " sonunda verdiği cevapla şemsiyeyi tekrar almasını istercesine uzattığımda şemsiyeyi aldı . Kızına bahşettiği gülümsemenin aynısından olan güzel gülümsemesini gördüğümde içimde kendi gizleyen ama hiçbir zaman yok olmayan özlem kendini tekrar gösterdi .
"Ama anne abla çok ıslanmış ona ver şemsiyeyi . Hasta olur ve doktorlar bana yaptıkları gibi ona da iğne yaparlar." duyduğum sesle birlikte bakışlarımı annesinin elini sımsıkı tutan küçük kıza çevirdim . Önünde eğildim ve
"Adın ne senin?" diye sordum . Burnu ve yanakları soğuk havadan dolayı kızarmış , boncuğa benzeyen kocaman gök mavisi gözleriyle bana bakarken
"Benim adım Yağmur " dedi
duyduğum isimle gülümserken "Ne kadar güzel bir isim "...
Eğildiğim yerden doğruldum kadın bana mahcup gözlerle bakıyordu .
"Daha fazla üşümeden onu sıcak bir yere götürün " . Sözlerimle birlikte kadın kızıyla birlikte duraktan çıktı ve geldiğim yöne doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başladı . Arkalarından bakarken ona ait son şeyinde benden gidişini izledim. Ne zaman bana gerçekten gelmişti ki zaten...
yorum yapmayı ve beğenirseniz oylamayı unutmayın :)