0.3

146 23 3
                                    

Lee Know ön cebinden kimliği çıkarırken Felix şaşkınlıkla bakıyordu. Ama kendinden emindi, Felix rahatlıkla bagajı açtığında Lee Know elini attığında uyuşturucunun olduğu paketi buldu ve çıkarıp gösterdi.

"Sanırım bugün yeni bir misafirimiz olacak." Lee Know cebinden kelepçesini çıkarıp hızla Felix'in bileklerine taktığında Jisung ve Jeongin'e gelmeleri hakkında birkaç bir şey söyleyip direkt olarak arabaya gitmişti. Jisung ve Jeongin de Lee Know'un arkasından gittiklerinde vakit kaybetmeden oradan ayrılmışlardı.

Jisung önde Minho ile oturken Felix ve Jeongin arkada duruyorlardı.

"Burada ne işin var senin? Bela mı olacaksın başıma." Jisung şaşkındı, gerçi kim şaşkın olmazdı ki böyle bir durumda? Eski sevgiliniz tam görev ortasındayken geliyor ve sizi büyük bir işten kurtarıyor, ne güzel bir şans.

"Teşekkür etmek için sabırsızlanıyorsun farkındayım ama önemli bir işimiz var, hatırlatırım Ji," ardından aklına gelen şey ile devam etti "Ayrıca sorumsuz musunuz? Neden kimliklerinizi almadan çıktınız, eğer ben gelmeseydim ne açıklama yapacaktınız anlatmak ister misin Bay Jisung."

"Gelmeseydin o zaman, sana muhtaç değildim merak etme," ardından güldü, "Ayrıca Lee Know ne? Yaratıcı olamıyor musun cidden sayın Lee bilir."

"Benimle bunları konuşacak kadar samimi olduğunu sanmıyorum, sınırlarını zorlama istersen." Jisung onun bu dediğine karşı göz devirmiş ve beklemekten başka çaresi olmadığını kabullenmişti. Telefonunu eline almış ve varana kadar arkadaşı ile konuşmuştu.

Minho arabayı durdurmuş, ve inerken Jisung'a seslenmişti. "Şu telefonu bırakıp biraz işine odaklanan mesela." Jisung tanıdık mekanı gördüğünde cevap vermeden arabadan inmiş ve Minho'yu beklemeden mekana doğru ilerlemişti. Minho Felix'in ellerinden tutmuş gelirken Jeongin'de hemen arkalarında onları takip ediyordu.

Jisung kapıyı açıp tüm ışıkları yakmış ve yüzlerce kapının yanından yürümeye başlamıştı. Beraber koridorun sonundaki odaya gitmişler ve kapıyı çalıp içeri girmişlerdi. Sandalyesinde oturan adamla beraber ikiside saygıyla selam verdiler önce, ardından Jisung lafa atladı,

"Efendim bilmiyorum onu siz mi gönderdiniz ama, neden burada olduğunu sorabilir miyim?" Başından beri yaşadığı şaşkınlığı şuan burada kelimelere döküyordu, istemsizce bir kısmını sinir de kaplıyordu.

"Yeni partnerini sevmedin heralde Jisung," ekledi "Lee Know artık seninle beraber çalışacak." dedi sandalyesinde oturan. Jisung sabır diliyordu içinden, Minho ile uğraşmak için dünyadaki yüm enerjileri almanız falan lazımdı, kesinlikle çalışırken onunla uğraşacak ve canını sıkacaktı.

"Bunlar için zamanımız yok, Lee Felix'i alın ve depoya götürün, bizden aldığı tüm malları geri verecek." İkside bir şey söylemeden dışarı çıktılar ve Jeongin ile Felix'i gördüklerinde alt kata doğru inmeye başladılar.

Depo uzun zamandır hiç açılmadığı için içerisi haliyle rütibet tutmuştu. Jisung kapuyı açtığında birkaç kez öksürmüş, ve Jeongin'in tuttuğu Felix'i kolundan sıkıca tutarak bir çöp gibi onu depoya sürüklemişti. Ardından Jisung Minho'ya baktı,

"Bakalım ne kadar tecrübelisin, patlama yerine gideceğiz, Jeongin Felix sende." Jeongin ve Felix'i odaya bırakırken Minho ile yukarı çıkmışlardı. Jisung saatine baktı, ve Minho'ya bakarak konuştu,

"Patlamasına çok az kaldı, hemen oraya gitmeliyiz."

***

"Benim patronum değilsin, bir oraya bir buraya sürükleyemezsin." Yol boyu söylenen Minho ile Jisung her seferinde ofluyor ve susmasını söylüyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 27 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Adrenalin / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin