Yalancıya yakalanan.

112 6 3
                                    

Keyifli okumalar

-Intro(infected)-

Tanımadığın bilmediğin sokaklar,caddeler,mahalleler hatta insanlar, durduk yere el uzatır,sende bir bahaneyle kendini avutarak elini tutacağın anda elini çekip seni yüz üstü bırakırdı.

Bilirdim.Ben bilmiyecektimde kim bilicekti zaten.Yakından tanırdım böylelerini.

Bana bir el uzatıldı.Önümde tüm heybetiyle duran yabancıdan.Hayır.

Akın Gazanfer.

Bana ödev için yardım etmek isteyen o yabancı.

Ama onu ilk görüşüm değildi.
Sahildeki ukala tavırları aklıma geldikçe sinirlerim geriliyordu.

Bir kaç daika önce bana"Akın Gazanfer.Geç kaldın "demişti. Heybetli cüssesini görmek için kafamı kaldırdım.

Odak noktasında tamamen ben vardım. Çikolata kahvesi gözleri tepkimi anlamak için beni yokluyordu.

Gözler lensmiydi?

Dudakları hareket edecek gibi oldu ama sanki ne diyeceğini bilemiyor bir ifadeyle dudakları düz bir çizgi hâl aldı.

Onun yerine konuşmak için ben dudaklarımı hareketlendirdim."Normalde dakiğimdir."duraksadım."Eğer geç kalırsam basıp gidecektin?"tek kaşım havaya kalktı.Boş bakışları komalık ettiği Enes'in olduğu tarafa döndü ve ağır ağır bana döndü."Gidelim."dedi ve omzunu omzuna değdiricek şekilde yanımdan uçup gitti.

İlk önce birazdan yaşanacaklar için boş boş etrafa baktım.Cehennemi yaşatıcaktım ona.Yanımdaki insanlar yanında bulunduğuma pişmandı.Oda olacaktı.Bana neden yalan söyledi?

Derin nefes aldım.Minik bir mırıltıyla "başlıyoruz." diyerek gittiği yöne döndüm.Gazanfer denilen çocuk adam arabasının kaputuna kalçasını yaslamış beni izliyordu.

Hızla ilerledim.Benim ona doğru ilerlediğimi gördüğünde kalçasını yasladığı kaputtan çekerek sürücü koltuğuna geçiş yapmak için ilerliyordu ki buna engel oldum.Uzun boyu yüzünden ne kadar zorlansam da kolunun altından geçerek kendimi araba ve onun arasında sıkışmış buldum. Eli tam kalçamın altındaki kapının kolçağında durmuş ve anlam veremediğim bakışlarla beni izliyordu.Sanki ne yapacağımı biliyor gibiydi. Geri gitmedi.Aramıza mesafe de koymadı,yakınlaşmadıda.Sıcaklığı tenimi yakıyordu. Yapmayacağım bir şey yaptım. En azından yapmam dediğim bir şeyi yaptım.Ona bir adım attım ve nefesini dudaklarında hissedecek kadar yakın oldum. Hiçbir şey yapmadı,kaşları havalandı.

"Gidebilirsin sen.Ben yalancı insanlarla hiç bir yere gitmiyorum!Beni kandırabilmek için herşeyimi araştırmış yani dersine çalışan inek öğrenci olman sana güvenip seninle geleceğim anlamına gelmiyor."dedim ve attığım adımı paşa paşa geri çektim.Ama o inadıma benim attığım adımı paşa paşa kendisi tekrar attı ve bana doğru eğildi.Nefesini hissettim.

Kokusu acı ve tatlı bir vanilyanın karışımı gibiydi.Erkeksi bir parfümdü.

Dudakları alayla yaklaşıp sırıtarak boynuma ordan kulağıma doğru eğildi.Nefesini üfledi."Bana zorunlusun sen, hatta mecbursun"dedi nefesi boynumu sarıyordu."Tek çıkışın benim."dedi.Sesi sanki bu yakınlıkta daha güzeldi.Bu sefer fisıldadı."Binip binmeyecegine sen karar ver.Ben kimseyi alıkoymam.Sana bir iyilik yapıyorum çünkü"duraksadı.Yakınlığımızı bozmadı ama kafasını boynumdan kaldırdı ve sahildeki ukalalıgını konuşturdu."Zavallısın."dedi ve geriye adım attı.Cevabından kaçıyor gibiydi.Elini birden arka kapının kolçagından hızla çekti.Kalçam yüzünden dengemi kaybediyordum az kalsın.Bu manyağın önünde düşmek ve rezil olmak istemiyordum.Son anda dengemi kurdum ama elim refleksle onun kaslı koluna dolandı.Hareket etmedi ama benim dokunuşumla bedeni kas katı kesildi sanki.Bakışlarımı gözlerine çevirdim.Çikolata kahveleri yeşilliklerimi buldu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 19 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DERİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin