1 Eylül'den yani doğum günümden sonra 2 ay geçmişti nerdeyse dönem bitecekti finallerimiz yaklaşmıştı, deli gibi sınava çalışmam dans kareografisi hazırlamam gereken yerde acıdan ölüyordum. Taehyung o günden beri suratıma bakmamıştı ben zaten ona bakamazdım. Bencilce davranıp onların yıl dönümlerini mahvetmiştim, tek arkadaşım da gitmişti. Okula gitmek istemesem de sadece onu görmeye gidiyordum, bir kere bile bakmadı bana. İğrenerek, tiksinerek, mide bulandırıyormuşum gibi bile baksa yeterdi. Ama o hiç bakmadı.
Bense her gün gizlice baktım, evine giresiye takip ettim, bazen sevgilisinde kalırdı ben uzaktan bakardım öpüşmelerine, sarılmalarına. Onu bir gün bile beni öperken düşlemedim sanki o kadar imkansızdı. Elimi tutmasını istemedim, bana sarılmasını.. Kokumdan rahatsız olabilir dedim, cildim kusurlu dedim. O kusursuzdu, tek bir çirkinliği yoktu, kibardı, saygılıydı, dansı mükemmeldi, tek hatası bendim, benden de kurtulmuştu işte. Asla ona adım atamazdım, defalarca konuşmak istesem de sanki hükümdarın huzuruna çıkacakmışım gibi heyacanlanırdım, ben yanına gidesiye etrafını gardiyanlar (arkadaşları) sarardı. Ben bi anda görünmez olurdum. Ne eziktim...
Yok olmak istiyordum son 2 hafta artık benimle asla konuşmayacagına emin olmuştum, yemeden içmeden kesilmiş, okulu bırakmayı düşünüyordum. Buz kesmiş hava da ellerim titreyerek art arda içtiğim 5.sigarayı söndürürken mesaj bildirimi geldi ve uzun zamandan sonra gözlerim parladı.
Sanki öldüğüme inanılmış tam mezara koyulurken bir anda nefes almaya başlamış gibiydim. Cenazedekiler korkudan kaçmaya başlamışlardı bir kısmı donup kalmıştı bir kısmı ise kalp krizinden ölmüştü. Evet bu insanlar düşünceleriydi; bir kısmı sonsuza kadar öldü, bir kısmını bir daha düşünmedi fakat bir kısmı da hep orada kaldı.Taehyung:
Lanet olsun ki hoca ikimizi grup yapmış birlikte dans kareografisi hazırlamamız gerekiyor, ne zman müsaitsen başlayalımJungkook:
Her an her dakika her saniye nefes aldığı sürece, uyumadan, yemek yemeden, yorgunluktan ölene kadar sana müsaitim|
Ah öyle mi olmuş
Ben müsaitim akşamTaehyung:
Peki
Dans salonunda ol
Bugün sabahlayabiliriz
Ne kadar erken biterse o kadar iyi|Jungkook:
Sabahlamak mı|
Çok çirkinim hemen makyaj yapmalıyım|
Üstüm başım çok kötü|
Peki 8 de orada olurumHeyecandan ölmek üzereydim pratik odasına girdiğimde yüzüme çarpan kokusundan ölüyorum sandım, o kadar özlemiştim ki bu kokuyu, ciğerlerime yavas yavas doldurdum. Yavaşça yanına yaklaştım beni görmemiş gibiydi telefonuna bakıyordu, saçlarını okşamak, kokusunu içime çekmek istedim, yaklaşamadım bile, o beni fark edesiye kadar öylece durup ona baktım. Gözlerimiz kavuştuğunda birtakım şeyler söyledi ama duymadım tek duyduğum kalbimin gürültüsüydü. Ellerim titremeye başladı, başım döndü, gözlerim kapandı ve gözümü açtığımda sabah olmuştu, güneş doğmuştu en azından benim güneşim, taehyung yanımdaydı ve eli elimin üstündeydi, sandalyesinde uyuyakalmıştı, o anın büyüsüne o kadar daldım ki doktorun geldiğini duymamıştım bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahzuziyet
FanfictionMahzuziyet birinden hoşlanmak anlamına gelir; yürekten, en derinden, kimsenin görmemesi gelen karanlık yerlerde saklı bir sevgi.