~Chanmin
Atatürk'ün yolundan ilerleyen güzel okuyucularım selamlar.
Bu shots nasıl olacak bilmiyoeum.
İyi okumalar.
___________
III.Kişi a.:Seungmin ve Chan...
Onlar çocukluklarından beri ayrılmaz ikiliydiler, bazen kimsenin anlamadığı yerde ikili birbirlerini anlıyorlardı.
Seungmin narin bir çocuktu ve Chan ona porselen bir bebekmiş gibi davranırdı, Chan ise her zaman dertlerini dışa vurmazdı ve Seungmin o dertlerin kilidini açardı. Kimse bilmez onların ilişkisini, anlatılamazdı.
Gerçi: Bu durumun bir cevabı kimsede yoktu, çünkü gereksinim değildi. Sonuçta ne Chan Seungmin'den vazgeçecek, nede Seungmin Chan'dan.
________
19 Eylül 2016Seungmin'in narin olduğunu söylemiştim değil mi?
Seungmin'in doğum gününe üç gün kala iğrenç ve vasıfsız bir durum gerçekleşti.
Yeğeninin doğum gününü kutlamak için dört gün önce gelen Bay Kim'in üvey ağabeyi gece saat 23.46'da Seungmin'in odasına girdi ve saat 02.46'da çıktı. İnanın bana, bu olaydan sonra ne amca diyebilecek biri nede asla gelemeyecek bir özgüven vardı Seungmin'de.
Kendisinden hep nefret etti, iğrendi, tiksindi ve utanç duydu. Ne kadar çitilese de çitilesin geçmiyordu bu duygu. Haykırmak istedi, bağırmak istedi, ağlamak dahi istedi ancak bunların hiçbiri gerçekleşmedi.....
22 Eylül 2016"Doğum günün kutlu olsun yeğenim."
Seungmin'in doğum günü geldiğinde herkes hediyeleri vermek için toplanmıştı, ilk önce sarılıp sonra da hediyeler verilecekti. Sonunda sıra 'üvey amcası'na gelince Seungmin gözlerini yumdu, nefesini tuttu. Sarıldıktan sonra hediyesini vermek için elini uzattığında doğum gününü kutladı ve göz kırptı. Seungmin iyi değildi, hediyeyi alıp kenara koydu ve sıradaki kişiye baktı gülümsedi.
Doğum günü için üniversiteden izin alıp memleketine dönmüştü.
"Doğum günün kutlu olsun Min! Sever misin bilmiyorum ama hoşuna gider diye düşündüm."
Seungmin Chan'a sıkıca sarılarak geri çekilmiş ve konuşmayı devam ettirdi.
"Sen getirirsin ve beğenmez miyim Hyung? Şimdiden teşekkürlerr!"
Chan karşısındaki küçüğünün saçlarını karıştırıp gülümsemişti.
_______
19 Eylül 2017Seungmin duştan çıkıp saate bakmıştı, saatin 23.30 olduğunu görünce yüzünü buruşturdu. O günden sonra daha da narin olan ruhu belli etmese bile korkuyordu.
Fark etmeden dudağını ısırmıştı bile, dikkatini dağıtmak için kıyafetlerini giyip kulaklığını aldı. Sevdiği bir şarkıyı açıp müzikle oyalanmak istiyordu~
Saat 23.45'i gösterirken gerildi, aklından atmaya çalıştığı görüntüler onu boğuyordu. Tekrar saate baktı, kırk altı geçiyordu on biri. İyice daralmaya başlamıştı, kontrolsüzce yaklaşan adım sesleri duyuyordu. Kulaklarını tıkadı ve gözlerini yumdu.
Anılar aklında canlanırken nefes alamadı olduğu yerde küçüldü, kendini korumaya çalıştı. Düşünemiyordu, aklına gelen kapı açılma anı ile kapının açılma sesi bir olunca Seungmin yorgana iyice sarılıp kendini kastı, sayıklamaya başladı."Yaklaşma, yaklaşma, yaklaşma, git, git, lütfen git istemiyorum lütfen..."
Ağlamaya başladı, gözyaşları yanaklarından kaymaya devam ederken adım sesleri bir o kadar da yaklaşıyordu. Kafasında kurduğu kıkırtı sesleri etrafını sarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Skz & Bp Oneshots
FanfictionSkz ve Bp'in bağımsız olduğu oneshotslar !BELİRLİ SHİPLER İÇERİR! bxb gxg