Mutluluk

53 2 0
                                    

Ben daha ne olduğunu bile anlamadan geçmişti zaman. Ortalama 14 saat sonra İstanbulda olacaktım ve geride çok özleyeceğim insanlar bıraktım. Şuan tek istediğim geri dönüp sarılmak. Harbi, ben ne ara bu kadar bağlanmıştım bu çocuğa. Kaan herşeyiyle mükemmel bir çocuktu. Ben ise ona aşık zavallının teki. Şuan bütün lise arkadaşlarım anılarım herşey geride kalmıştı. Baya baya gidiyordum. Hakketen gidene de zormuş hayat sırtında geride bıraktıklarının ağırlığını taşıyormuş. Neyse belkide orda gerçek aşkı bulacağım . Belkide asıl amacım aşk veya okumak değil de mutluluktur ? Hemen geçmeden;
Sahi mutluluk neydi? Gülümseten neydi bizi hep sorduk....
Ah neler umduk, neler bulduk.
Ha, neydi şu mutluluk ?
Oraya koştuk, buraya koştuk peşinden yorulduk.
En sonunda bir cevap bulduk
Özgürlüktür mutluluk.
Ben oraya mutluluğu bulmaya gidiyordum. Fakat sanki biseyler eksikti. Belkide ben hem kalan hem gidendim. Neyse bu yol çok yormuştu beni gerçekten saçmalıyordum. Bu kadar saat nasıl geçecekti. Daha başından yorulmuştum. Sanırım düşünceler yordu beni aklımda kovalamaca oynayan kararsızlıklar. Ama en çok da ailemi özleyecektim. Her düştüğümde, kalkmaya çalışdığımda elini uzatan güzel insanlar. Herşeyim olanlar... Peki ya o ? Kaan neydi benim için. Herşeyi bırakırdım da o benim için farklı bir yaşam biçimiydi resmen. Nefesimdi... Tamam, belki sadece iki defa konuşmuş bile olsak ben ona açıklayamadığım duygular besliyordum. Çok farklı ve olağanüstü. Tüm herşeyi unutmak yeni bir kapı açmak mutluluğa cok iyi gelecekti bunu biliyordum. Peki öyleyse tak kulaklığı 15 16 saat sonrasını düşün. Geçmiş düşüncelerimden sıyrılıp yeni okulumda yeni üniversitemde olacakları düşünmeye başladım. Gözümü kapattım ve tekrar açtığımda beni genç bir görevli dürtüyordu. Hemen olduğum yerden doğruldum neler olduğunu sormadan görevli konuşmaya başladı. Bu gözüm kapalı ne dediğini anlamaya çalışsam da çok zor beynime sokabiliyordum. Neyse ki anlamayı başardığımda, gözlerim yerinden çıkacak kadar açılmış acelece yerimden doğrulmuştum. 'Yolculuk bitti, İstanbuldasınız''. Nasıl yani ben bütün yolculuk boyunca uyumuş muydum ? Neyse ki kendimden beklemediğim bisey değil. Hemen toparlanmamı bitirip otobüsten indim. Tüm bavullarımı aldım. Allahtan diğer her kız gibi 4-5 bavulla gitmiyordum üniversiteye çok fazla kıyafet seçiciliği yapmam, alışverişten de nefret ederim, çoğu alışverişimi ablam yapıverir. Süslülüğüne fazla düşkün biri olmadığım için şanslıyım bu durumda 4 bavulu bide ayrıca "makyaj çantasını" kim taşıyabilirdi. Herşeyimi kontrol ettikten sonra elimle taksiye işaret ettim. Bindikten hemen sonra annemi aradım. Bilirsiniz, merak ediyor sonra. Cok tembih etmişti otobüsten indikten sonra mutlaka haber ver diye. Annemi arayıp herşeyin yolunda olduğunu söyledikten sonra taksiyle birlikte üniversitenin yolunu tuttum. Oradaki yurtta kalacaktım. İlk dönem orada kalacak sonra ise uygun bir ev alacaktı babam. Heyecan bütün bedenimi ele geçirmişti. Arkadaş kuramama kaygısı bir yandan, Aydın' da bıraktığım tüm dostlarım bir yandan, karşılaşacağım kişiler bir yandan üzülsem mi mutlu mu olsam bilemiyordum. Neyse ki mutluluk ağır basıyordu. O an kendimi herşeyle, koca İstanbul'la baş edebilecek kadar güçlü hissettim. Sonunda üniversitenin kapıları bana açılmıştı. Direk üniversitenin dibindeki kocaman binaya doğru yürüdüm. Yurt oradaydı ve bir üniversite için fazlasıyla güzeldi. Elimdekilerle hızla oraya gittim. Yurda yerleşmem için annemler ile daha önce gelip herşeyi ayarlamıştık. O yüzden pek sorun olmayacaktı benim için. Oradakilerden yardım isteyip odama çıkmaya başladım. Evet! Herşey başlıyordu. Bu benim ilk günümdü. Belkide beni mükemmel arkadaşlar ve eğlence bekliyordu. Herşeyin hayırlısı olsun diyerek girdim odaya. Ve eşyalarımı yerleştirmeye koyuldum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 01, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Baş BelasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin