0.2

220 23 15
                                    

5 yıl sonra

Jeongin olanları kaldıramıyordu. Aklında tek bi ses vardı. Oda 'Jeongum'du. Hyunjin'in ona böyle seslenmesini özlemişti. Hyunjin'in yüzünü,sesini özlemişti. Ağlamak bile çare değildi. Kendisine sanki takvim çıkarmış gibi, günde 2 saatden çok ağlıyordu. Her gün evden okula okuldan eve. Her gen aynı geçiyordu. Dersleri ve okulu boşlamıştı. Hayat çok sıkıcı gibiydi. Her fen ayrı bir macerayla karşılaşan Jeongin, şimdi, hayata karşı ümidini kaybetmişti. Hyunjin'in onu bırakıp gittiğini unutamıyordu. Her gün eve geldiği yoldaki banka oturup ağlıyordu. Yoldan geçenler onu hiç umursamıyordu. Birisi bile Jeongin'e bişey olup-olmadığını sormuyordu. 

Jeongin'in gözleri şişmekten başka bişey olmuyordu. Sanki yararmışcasına.

Bir gün ağlayıp durmuştu. Aklına boş şeyler geldi haliyle. Tavana bakıyordu. Birden fotoğraf çekinmek istedi. Hyunjin'e verebileceği bir fotoğraf. Eline telefonunu aldı ve 'Ah Hyunjin, sadece bir insandın beni koruyan. Şimdi hayattaki tek gülücük sebebim oldun. Dudaklarım yanağına değdiği için dudağını bırak, hiç yüzümü bile yıkanıyorum. Banyo işlerini yaparken maske giyiniyorum. Benimki takıntılı olmak mı? Bu sorularımı,sözlerimi cevaplamanı özledim Hyunjin. Saçlarının sarılığını özledim Hyunjin. Sesini özledim Hyunjin. Ben komple seni özledim Hyunjin. Neden gelmiyorsun?' dedi. Hyunjin için kameraya girio çekindi.

 Hyunjin için kameraya girio çekindi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu fotoğrafa baktı dikkatlice. Kaç gündür aynaya bile bakmıyordu. Yüzü, gözleri ona tanıdık gelmiyordu. Çok değişmişti. Saçları garip gözüküyordu. Birden bir gsriplik sezdi. Gözü kırmızıydı. Fotoğrafı yakınlaştırıo bakınca gözündeki kanları gördü. Jeongin tek bişeyden korkuyordu. Düşündüğü şeyin olmaması için dua ediyordu. Bunu denemeden sonucunu öğrenemezdi. Hyunjin'i düşünüp ağladı. Elini göz yaşlarına götürdü. Tamda korktuğu şeydi. Ağlamaktak göz damarları dayanamamış ve artık kan ağlamaya başlamıştı. Jeongin buna bile ağlardı. Artık ağlamak spor gibiydi. Çok kolay bi spor gibi. Hyunjin'i düşünmekte bi spordu. Ama acı bi spordu. Bu sporu yaparken en çok acı çeken kalbiydi. Jeongin gözlerini kapadıkca Hyunjin'in suratının karışına kadar aklına geliyordu. Bu yüzden ne uyuyor,ne gözlerini kapatıyordu.

🔹🔹

Jeongin uyanmıştı. Gözünü açtığı anda ışıktan rahatsız oldu. Gözü ışığa alışınca yıllar sonra aynaya baktı. Kendini gördüğünde şoke olmuştu. Ama aldırış etmedi. Sadece 'şişmiş' dedi. Daha sonra kahvaltı filan yaptı. Bu gün 8 şubattı. Jeongin'in doğum günü. Jeongin'in umrunda bile değildi. Hyunjin ile kutlayamadıktan sonra.

Kapı çaldı. Jeongin açmak istemedi.  Korkunç suratının kimsenin görmesini istemiyordu. Ama öylesine açayım dedi. Açtı. Öylece baka kaldı.

'Doğum günün kutlu olsun Yang!' diye bağırdı kapıdaki.

'H-hyung? Hayalmi görüyorum? Kamera şakasımı bu? Maskeni çıkar sende!' Jeongin bağırıp karşısındakinin maskesini çıkardı. Gözler,dudaklar hepsi o'ydu. Evet. O kişi Hyunjin'di.

Murderer Love | Hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin