Daha henüz yirmi bir yaşında olan Sultan Mehmet Han İstanbul'u yani Konstantinapolis'i feth etmeden önce ordusuna katılacak halkını denetlemek amacıyla çarşıya çıkar. Tabi o zamanlar halk padişahı çok görmez ve bilmezmiş. Bunun rahatlığıyla Sultan Mehmet Han halkın genel giydiği kıyafetlerden giyerek Edirne'deki çarşıya inmiş. Sultan Mehmet Han pazarı dolaşmaya başlamış. Gezerken gözüne bir dükkan takılır ve oraya girip erzak alır. Daha sonra erzağın yetmeyeceğini düşünen ikinci Mehmet geri dönüp aynı dükkandan biraz daha erzak ister. Sultan Mehmet Han satıcının erzağı vermesini beklerken satıcı Sultan Mehmet Han'ı şaşırtacak sözleri söyler:
- Ben sana satış yaparak siftahımı açmış oldum. Erzak almak istiyorsan şuradaki dükkandan al. O henüz siftah yapmadı, diyerek Sultan Mehmet Han'a erzak satmak istemez.
Sultan Mehmet Han bunun üzerine satıcının dediği yere gider ve erzak alır. Bunun üzerine Sultan Mehmet Han girdiği bir çok yerde aynı sözleri işitir. Bu yaşanan olaylar Sultan Mehmet Han'ın çok hoşuna gider ki sarayına vardı mı hemen secdeye kapanarak şu duayı eder:
Allah'ım sana şükürler olsun... Bana böyle birbirini düşünen insanların olduğu bir millet ihsan ettin. Ben böyle bir milletle değil İstanbul'u yani Konstantinapolis'i dünyayı bile fethederim.
Zaten de öyle olmuştur. Sultan Mehmet Han Hazretleri ilk önce Konstantinapolis'i fethederek fetih anlamına gelen Fatih ünvanını almış ve bununla birlikte bir çok yeri fethetmiştir. Fethetmekle kalmamış çok iyi bir sır küpü imiş. Hatta fethettiği yerleri kimse bilmez ve nedenini soranlara şöyle cevap verirmiş:
-Benim aklımın düşündüğünü sakalımın teli bilse koparırken nasıl sizlere söylerim, dermiş.
İşte gerçekleriyle Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri. :D
