Bölüm 1

12 1 0
                                    

Genç adam şaşkın ve hayretli gözlerle sağınasoluna bakınıyordu. Bu insan piyasasında merceğine takılıcak hiçbir ayrıntıyıkaçırmaya niyeti yoktu. Otobüste en çok sağ çaprazındaki koltuk ona izlemesinisöylüyordu. Avazı çıktığı kadar bağıra bağıra ağlayan çocuk ve onusakinleştirmeyi şiddetle çözmeyi hedefleyen annesi. Ve onların yanındakikoltukta oturan, halinden memnun olmadığı ayan beyan ortada olan zavallı biradam. Çok değil iki sıra ötede, orta yaş sınıfından artık dışlanan yaşlısınıfının eşiğini ha atladı ha atlamış olan iki tane amca siyasettartışıyorlardı. Herkezde onları dinliyordu. Tabii mecburen. En ön sıranın birarkasındaki sıra bir ayri alem idi. Şoföre sorular sorarak otobüsün kalkmasınıbekliyorlardı. Şoför kendisine yöneltilen her soruyu sinir katsayısı bir katdaha artarak cevap veriyordu. Vay be dedi genç adam içinden. Gözlerini herkoltuk sırasını gezdirirken. Her kesimden, her yaştan, her yaşam tarzından, hergörüşten insan vardı bu otobüste. Hiç böyle hayal etmemişti bu otobüsü. Yıllarcaüniversitede vize sınavlarına hazırlanırken bir sürü psikoloji kitabı, insanilişkileri hakkında makaleleri, yazıları yalayıp yutmuştu. Ama bu otobüstegeçirdiği on dakikadaki kadar tecrübe kazanmamıştı insalar hakkında. Keşkeokulda o kadar kitap ezberlettireceklerine böyle insan içine karışmalarınısağlasalarmış. Bunları düşünürken muavin anons geçiyordu. Her zamanki ezberedayalı sıkıcı taslak. Otobüsün sefer hattı, varış saati, vardıklarında tahminihava sıcaklığı falan filan. Anons işkencesi bittiğinde muavin otobüsün darkoridorunda ite kaka koltuklarda oturan insanlardan biletlerini rica ediyordu.Sıra kendisine geldiğinde biletini uzattı, muavin bileti kontrol ettikten sonraadama iyi yolcular diledi. Genç adam da bunun hayaliyle başını 'teşekkürederim' der gibi salladı. Biraz sonra otobüs iyice sakinleşmişti. Avazı çıktığıkadar bağırarak ağlayan çocuk susmuştu. Annesi galip gelmişti muharebeden,büyük ihtimal uyguladığı taktik hemen meyve vermiştiki; bu yüzden çocukannesinin, beş dakika önce kolunu mıncıran ellerinde derin bir uykuya dalmıştı.Siyasi görüşlerini kapıştıran amcalardan da ses seda çıkmıyordu. Büyük ihtimalsulhla yıkanmışlardı. Veyahut kozlarını arabadan inince tekrar paylaşacaklardı.İzlemek lazım diye geçirdi adam içinden. Otobüs muavini sorguya çeken meraklıve patavatsız yolculardın da ağızları kapalıydı. Sorulu bitmişti. Belkidemuavin onlara sertçe çıkışmıştı. Artık herkez yerini benimsemiş, otobüsünkalkışını bekliyordu muavin son kontrollerini de tamamladı. İşini o kadarciddiyetle yapıyorduki, bir aksiliğin çıkması olanaksız gibi görünüyordu. Şoförotobüsün motorunu yavaş yavaş ısınıdırıyordu.Ne de olsa uzun bir yolculukolacaktı. Biraz sonra herkezin gözleri camlarda, garda onları uğurlamaya gelenakrabaları, yakınlarındaydı. Onları son kez selamlıyorlardı. Siyasi tartışmayagiren amcalardan biri, camdan kızına el sallıyordu. Gözlerinin dolduğunu gördügenç adam. Yaşlı amca hemen gözlerinden akmaya yeltenen iki damla yaşı hışımlasildi ve kızına tekrar ve son kez el salladıktan sonra önüne çelik gibi bakmayaçalıştı. Galiba siyasi hasımının yanında aciz görünmek epey gocundurmuştu yaşlıadamı. Diğer yaşlı amca ise camlara ve camlardan yakınlarıyla vedalaşaninsanlara gıptayla bakıyordu. Belki de hiçbir yakını yoktu veya gelmemişlerdi.Kim bilir ne hikayesi vardı yaşlıadamın. Genç adamsa camdan gara doğru boş bakışlar atıyordu. Ne de olsa biryakının gelmeyeceği belliydi. Zaten bir tek ailesi vardı hayatında onlarladakavgalıydı. Yani camdan bakmanın bir anlamı yoktu. Ama gene de bakınıyordu gençadam ve elinde son anda aldığı belli olan biletiyle ve omzundan geçirdiği sporvaliziyle etrafına kafası kesilmiş tavuk misali yalpana yalpana bakınan geçkızı gördü. Onu izlemeye başladı. Kız elindeki bilete sürekli bakıp bakıp sonraotobüslere bakınıyordu. Genç adam içinden acaba ne zaman yolculara yardımcıolmak için otobüslerin başında bekleyen muavinlerden yardım isteyecek diyegeçirirken, kız bunu duymuş gibi hemen bir muavine biletini gösterip yardımistedi. Genç adamın baktığı camın hemen önünde oldukları için genç adam kızısüzme şansı buldu. Boynuna sıkıca doladığı fuları dikkatini üzerineodaklantırtdı. Yaz ayında fular takmanın modayla ilgisini olmadığınıdüşünüyordu ki haklı olduğunu yine kendi kendine gösterdi. Fular kamujlajındankaçan santimlik bir mor bölgeyi yakaladı gözleri. Ardından muavinin eliyle işaret ettiği araca bakmakiçin boynuna biraz kavis verince o mor izin devamı da genç adamın gözlerindenkaçmadı. Muavin genç kızın biletini iyice inceledikten sonra genç adamınbulunduğu otobüse binmesi gerektiğini söyledi. Genç kız da muavinin işaretettiği araca doğru bakınca genç adamla birkaç saniyeleğine gözleri buluştu. Amabu buluşmadan gözlerini ilk çeviren kendisioldu. Genç kız da bu birkaç saniyeye sığan bakışmanın vermiş olduğu mayhoşsarhoşluğun etkisinden çarçabuk kurtulup araca doğru yöneldi. Merdivenlerihızlıca çıktıktan sonra elindeki biletten oturacağı koltuğun numarasına baktı.Genç adam şaşırmıştı. Zaten iki dakika önce aracını bulmak için gözleriylevakumlamıştı o bileti. Hiç mi bakmamıştı koltuk numarasına? İnsanlığıntuhaflığını dile getirmekten bıkmıştı. Ama edemeden de yapamıyordu. Üniversitede orta yaşı geçmiş artık işini iş için değilde; itibar, hobi veya işini kendiyaşmının odak noktasına oturttuğu için yapan; bir felsefe profesörü edasıylakendi kendine 'Bu insanlar gerçekten garip' dedi. Ama sonra da kıza da hakvermeye çalıştı. Kimbilir ne derdi vardı da işini böyle son dakikaya, aceleyegetirmişti. 'Kimbilir' dedi genç adam, kendisinin bile zar zor duycağı kadarkısık bir sesle. Genç adam kafasında bu kısa gel-gitleri yaşayadursun genç kızyerini bulmuştu. En azından öyle düşünmek istedi genç adam. Çünkü 1.70'lik'minyon' olmayan bir kızın kafasında gel-git yaşarken aniden bir cadı gibiortadan kaybolmuş ihtimalini olay mahaline yaklaştırmak dahi istemiyordu. Busefer genç adam, kafası kesilmiş tavuk misali otobüsteki diğer koltuklarabakınarak genç kızı aradı. Neden aradığına gelince kendisi de bilmiyordu.Sadece otobüse binmeden ki o birkaç saniyelik bakışmanın veriği bir yetkivardı. Genç adamda ona dayanıyordu. Genç adam gözleriyle oturdğu koltuğununönündeki koltukları süzdekten sonra, hafif bir sol yaparak arkasına meyillendi.Genç adamın daha ikinci denemesinde gözleri; genç kadının simsiyah, acıylamutluluğu, karanlıkla aydınlığılı, bu zıt kavramları birbirleriyle harmanlayanve bir harmoni haline getiren o gözlerle buluştu. Bu sefer sanki daha uzunsürdü (!). Saniyenin onda biri kadar. Ama bu süre zarfı adam için bir sonsuzlukdemekti. Ama her güzel şeyin sonu olduğu gibi bu kaçamak bakışmanın da bir sonuvardı. Kız ani bir refleksle bakışlarını, ön sıraki koltuğun kendine bakantarafaınja çevirdi. Genç adam da bu psiklojik yıkımla beraber koltuğunda tekrareski pozisyonuna döndü. Yanındaki adama baktı, o ise çoktandır derin bir uykuyadalmıştı. Genç adam ise yolculuk sırasında belki de dertleşebilecek bir arkadaşumudunu da hayal mezarlığına gömüp, kendiyle neden bu kıza bir sahiplenmeduygusu içeresine girdiğine ilişkin bir muharebeye daldı.

Şansla GelenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin