Oy ve yorumları unutmayalım, satır başı yorumlar atalım🦢Saat 08:00.Daha horozlar bile uyanmamışken ben siktiğimin okulu için kalkmış hazırlanıyordum.Okuldan nefret ederdim.Ta ki 10.sınıfa kadar.Abim okula yeni ingilizce hocası geliyor dediğinde yeni dalgamı bulduğumu sanmıştım.Önce ki ingilizce hocalarım ile hep oyun oynardım.Bu yüzden hocalar dayanamaz dönemin sonunda okuldan giderdi.Bu sebepten dolayı kaç defa abimden dayak yediğimi bile sayamam.Ama ne yapayım.İngilizceden nefret ederdim.10.sınıfın ikinci dönemi bir hoca geldi.Ama bu hocaya hiçbir şey yapmadım,yapamadım.Hocaya öyle bir tutulmuştum ki anlatamam.Sadece bende değil.Okulun yalaka kızları da buna dahildi.Abimin dediğine göre bu hoca abimin üniversiteden arkadaşıydı.Bundan dolayı annem geldiği ilk gün yemeğe çağırmıştı.
Flashback
Arkadaşlar ile basketbol oynamış eve dönüyordum.Okulda basketbol turnuvası olacağını duyunca her okul çıkışı okulun arka sokağında ki basketbol sahasına gider en az 3 saat basketbol oynarız.Bu turnuva bizim için önemliydi.Okulun popüler çocuklarını bir güzel yenip diğer okullarla turnuvalara katılmalıydık.Popüler çocukların arasında kuzenim de vardı.Birbirimizi hiç sevmezdik.Halbuki babalarımız ve abilerimiz samimiydi doğal olarak ama biz birbirimizi sevmezdik.Annesi hep anneme Yeonjun'un başarılarını anlatıp kıskandırmaya çalışırdı.Kocaları kardeş olmasa tam bir elti kavgası olurdu yani.
Saat 20:30'du.Muhtemelen ailem beni beklemeden yemeğe başlamışlardı.Açıkçası umurumda değildi.Annem illa ki bana yemek ayırmıştır.Babam her ne kadar bu duruma sinirlense de bu turnuvanın benim için ne kadar önemli olduğunu bildiğinden susuyordu.
Leş gibi terlemiştim.Eve gidince hemen bir duş almalıyım.Altımda kısa bir basketbol şortu,üstümde ise beyaz bir t-shirt vardı.Gerçi terden içim görünüyordu,orası ayrı bir mesele.Hava soğuktu.Klasik Şubat havası.Ama o kadar oynamıştım ki şuan bile sıcaklıyordum.
Aklımda o vardı.Yeni ingilizce hocası aynı zamanda abimin arkadaşı.Duyduğuma göre evimize yakın bir eve taşınmıştı.Bu durum beni mutlu etmişti.
Eve geldiğimde çantamdan anahtarımı çıkartıp kapıyı açtım.Spor çantamı yere attım.Tahmin ettiğim gibi yemek yiyorlardı"Ben geldim!"diye geldiğimi aileme haber ettim.Ayakkabılarımı çıkartıp salona doğru ilerledim.Salona girince gördüğüm sima ile yerimde donakaldım.Abimin yanında birisi oturuyordu.Sabahtan beri aklımda olan İngilizce hocası Taehyung.
"Oğlum geldin mi?"annemin dediği şeyle yerimde hareket ettim."Hayır anne hâla yoldayım.5-10 dakikaya geleceğim."Yaptığım espri masadakileri güldürmüştü.
"Ahaha sen buna bakma oğlum.Jungkook şakacıdır..."sinirli gözleri bana döndüğünde gülüşümü sildim."Abinin arkadaşı geldi yemeğe,sizin okulda işe başlamış."Kafamı ona döndürdüğümde göz göze geldik."Hoşgeldiniz hocam."sadece kafasını sallamak ile yetinmişti.Öküz.
"Leş gibi ter kokuyorsun Jungkook.Git bir duş al sonra da gel yemek ye."abimin yüzünü buruşturup dediklerine karşılık gerçekten iğrenç koktuğumu fark ettim.Kafamı sallayıp odama çıktım.Kalbim güm güm atıyordu.Hızlıca duş alıp aşağı indim.Çoktan yemeklerini yemişler,annem mutfağı topluyordu.Mutfağa gidip annemin bana hazırladığı yemeği yemeye koyuldum.Annem beni mutfakta yalnız bırakmış o da içeriye geçmişti.Sesleri duyuluyordu.
Abim Taehyung'a bir şeyler söylüyordu."Okulda basketbol turnuvası var,kazanan ilçe-il sırasıyla turnuvalara katılacak.O yüzden şu günlerde okuldan sonra maç yapıyorlar."dedi Taehyung'a benim durumumu izah ederek.Acaba konu bana nasıl gelmişti?Bak şimdi merak ettim.Sonra abimin ağzını arardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
madonna lily | tk
FanfictionJeon Jungkook abisinin arkadaşı aynı zamanda öğretmeni olan Kim Taehyung'a aşıktı.