...
- Bırak beni! dokunma çek ellerini... İmdat...
Nefes nefese uyandım gene kabuslarımın esiri olmuştum. Kalkıp elimi yüzümü yıkamak için tuvalete gidecektim ki annemin beni yurda bıraktığını hatırladım... Acı ama gerçek annem beni yurda bıraktı nedeni ise bana dokunan pis ellerin sahibi olan kuzenini öldürmemdi evet ben Mavisu Yıldız karıncayı incitmeyen o kız bir insanı öldürdüm. Onun yaşama hakkını elinden aldım pişman mıyım diye soracak olursanız hayır değilim.
Şimdi herkesin kafasındaki tek soru bu kız adam öldürmesine rağmen nasıl hapiste değil? Cevabı basit üç yıl yattım ve kendimi akladım.
Koridorun sonundaki tuvalete girdim Tuba'da oradaydı buraya geleli bir sene olmuştu buradaki en yakın arkadaşımdı, psikolojik sorunları vardı ailesi onu da bir çöp gibi buraya atıp gitmişti.
Tuba'ya selam verip işimi halletim bugün ayrı bir mutsuzluk vardı Tuba'da... Tuhaftı Tuba bülbül gibi şakıyan yüzünden gülümseme eksik olmayan güzeller güzeli bir kızdı.
- Tuba hayırdır güzelim yüzünden düşen bin parça.
Arkadan gelen Eslem'in sesiyle irkildim o kızdan nefret ediyordum.
- Sorduğun için teşekkür ederim Eslem lakin özel durumlarımı seninle paylaşacak değilim! Ve burada Mavisu dururken sana düşmez!
Diyerek çok pis bozdu Eslem'i ben bile bu kadarını beklemiyordum dillenmiş bizim Tubacık
- Bana bak senin dilin çok uzamış yetimhane varoşu kesmek icab eder.
Dayanamadım devreye girdim.
- Hatırlatırım hapçı sende aynı yetimhanedesin ve Tuba'ya göre senin dil baya Budaklanmış ucundan almak lazım.
Dememlen Eslem'le birbirimize girmemiz bir oldu.
Eslemin saçına yapıştım kafasını tutup kapıya sertçe geçirdim. Sonra saçını çekip fayansa defalarca vurdum en son aynaya fırlattım. Bir dakika ne ben az önce ne yaptım aman Allah'ım b.. be ... ben hayır hayır olamaz. ESLEM diye haykırdım gene kendime hakim olamamıştım hastalığım en kötü durumdaydı. Titremekten ölecektim.
Tuba'ya baktım kireç gibi olmuştu bana bakarak
-o.. onu onu öldürdün senden nef...nefret ediyorum Ma...vi...su !!
Dilim tutulmuştu sanki hiç bir şey söyleyemedim.
Müdüre yaka paça götürüldüm...
- Mavisu bu kaçıncı vukatın? Mavi yaşadıkların için insanları suçlanamazsın kimse el bebek gül bebek büyümedi burda yeter sana verdiğim tavizi kötü kullanmaktan bir türlü bıkmadın! Artık yeter derhal kaydını siliyorum senin zaten bu gece yarısı reşit olacaksın.
-Peki efendim.
Diyerek çıktım dışarı haklıydı bana fazladan taviz vermişti. Bir dakika ne ben 18 mi olacaktım?
Vay canına! Şaşırmayı bırakıp direkt odama gittim. Daha doğrusu benimle 10 kızın ortak odasına eşyalarım bir çantayı bile doldurmayacak kadar az olduğu için isim erken bitti Tuba'yı görmem lazımdı.
- Ya Elif bak bu sene o sene kızım hissediyorum Alacağız o kupayı.
Tuba'nın cırtlak taraftar sesi geliyordu köyü Fenerliydi Tuba. İçeri girdi beni gördü pas geçti sonra arkasını dönüp tekrar baktı elleri titredi gözleri doldu ve dudaklarından uzun süredir duymadığım ikinci ismim döküldü "Kara" fısıltı gibi çıkan kelime çok şey ifade ediyor. Kara ışıksız anlamına gelir aynı hayatım gibi normalde bu ismim kimlikte geçmez annem dışında kimse kullanmaz. O an koşa koşa sarıldım Tuba'ya kulağına fısıldadım "Özür dilerim kardeşim ve merak etme gidiyorum" elleri itti beni titrek güçsüz elleri beni itti o an hissettim ne kadar yanlız olduğumu ağlayarak çıktım yurttan akşam olduğu için etraf kapkaranlıktı ismi kara olan birinin karanlıktan korkması kadar saçmaydı işte hayat.
Yürüdüm Koşuyolu'ndan Cevahir'e kadar yürüdüm park vardı karşımda park'a girdim banklara uzandım evet arkadaşlar ben Mavisu Yıldız sokakta kalıyorum.
İçiciler vardı hep bana yiyecekmiş gibi bakan gözler...
Uyudum daha doğrusu uyuyakaldım rüyamda kuş tüyü yataktan bir yatağa yatıyordum ve burası çok sıcaktı. Uyandım bu güzel rüyadan hışırtı sesiyle uyandım bir dakika ne bu ne demek oluyor biri bana şuanı açıklasın... Parkta değilim ben ben bir evdeyim yatakta doğruldum sarı saçlarım topluydu en son ne ara açılmıştı ve üzerimdeki eşofman takımı da neyin nesiydi içeriden gelen sesle irkilip geri yattım gelen şahıs
-Uyumadığını biliyorum numara yapma Karma!
Sesi sinirli mi geliyordu?
- Hadi ama tanımadığın bir kıza karşı daha kibar olabilirsin.
- Tanımadığım bu kızın hayatını kurtardıysam hayır olamam.
- Ne hayatı ne kurtarması ne anlatıyorsun sen be.
- Çok çığırtkansın Karma.
- Benim bir adım var. Ve adım...
- Sormadım...
Yutkundum çok fazla terslendim ben şuan gözlerim doldu nedeni belirsiz ani bir hızda bana dönüp çenemi tutunca tüylerim diken diken oldu dolu gözlerimle baktım ona.
- Bana bak aç mısın?
- De..ğil... Değilim çenemi bı...bırak... bırakır mısın
Titriyordum kahretsin geçmiyordu.
- Neden titriyorsun sen? Ve ayrıca neden kekeliyorsun bide sen neden ağlıyorsun?
Boş gözlerle baktım ona algım kapanmıştı
- Şşşt sana diyorum Karma. Ne yersin
- Aç değilim
Yaklaşık iki gündür yemek yemiyordum ve kurt gibi açtım ama açım diyemezdim.
- Tamam aç değilsin anladım
Diyerek çenemi azat etti. Arkasını dönmesiyle gözlerimin kararması bir oldu en son kulağıma doğru
- Tam bir aptalsın Karma
Diyen sesini duydum.
*SAATLER SONRA*
Tabiri caizse hayvan gibi uyumuştum. Uyandığımda saat 04.47 idi gözlerimi araladım karşımdaki koltukta o kaba çocuk oturuyordu Ne oldu? diye sordum
- Sana aç mısın diye sordum değilim dedin. Hemen peşine açlıktan bayıldın!
Diye haykırdı bana kolumu aşırı sertçe sıktı
- Bana bak gerizekalı Karma sana bir daha soru sorarsam doğru cevap vereceksin anladın mı?
Gözleri... Bir insanın gözleri ölüm gibi bakar mıydı? Evet bakardı bu adam öyle bakıyordu.
- Vermezsem ne yapacaksın? Merağımdan soruyorum?
Çat yanağıma inen tokat ve sesiyle kalakaldım dolu ve büyük gözlerimle baktım ona ismimle zıt yeşil gözlerim onunkilerle buluştu..
- Gördün mü ne yapacağımı?
Kolumu daha çok sert sıkıp beni ayağa kaldırdı
- Eğer dediklerimi yaparsan...(beni kendi eksenimde döndürdü) prenses gibi hissedersin eğer ki yapmazsan (neresinden çıkardığını anlamadığım bıçağını boğazıma dayadı )bu bıçak tıpkı annemi öldürdüğü gibi seni de öldürür.
Şok şuan tam anlamıyla şoktaydım o soğuk metal biraz daha tenimde kalırsa her an bir kriz geçirebilirdim.
Tepinerek ağlamak istiyorum hemde şuan.
Burnunu kulağıma yaklaştırdı...
- Anladın mı Mavisu?
Ne adımı nereden biliyordu fısıltı gibi çıkan sesim soru sormama engel olamadı
- S... Sen adımı nereden bi...li..yor.. biliyorsun?
- Şaşkınlıktan öleceksin belki ama...
Duraksadı hadi devam etsin susmasın. Saçımı mı kokladı bu manyak.
- Bugün senin ad günün Mavisu.
Doğum günüm evet bugün doğum günümdü.
-Ad günümü senin gibi bir psikolojik manyakla geçireceğim için lanet ediyorum.
Kolumu bıraktı ve öyle yüksek sesle bir kahkaha attı ki sesi yankılandı.
- Bak sen az önce yediğin tokatı ne çabuk unuttun güzelim.
Bağırdım ciddi ciddi kafayı yemişler gibi bağırdım ağzıma bastırdı gene bağırdım.
- Susturmayı iyi bilirim Karma ve seni şuan aşırı susturmak istiyorum.
Yoğun gözlerle dudaklarıma bakıyordu
- Ne bakıyorsun be öyle yiyecekmiş gibi.
Kabul tamam çok saçma bir soruydu...
- Yemem için izinin varsa tadına bakabilirim. Hem adın kadar tuzlu musun bakalım?
-İzin tabikide vermem ve ayrıca tuzlu musun derken?
- İsminin anlamını bilmeyecek kadar salaksın
- Değilim ve ismimin anlamı Deniz
- Bir daha söyle
-Neyi?
- İsminin anlamını söyle
-Neden? Psikolojik manyak olduğun kadar sağırsın değil mi?
- Sende masum göründüğün kadar Kara'sın değil mi?
Yutkunuş... gözlerim doldu.
- Sen benim hakkımda ne biliyorsun nereden öğrendin sen beni nereden tanıyorsun hangi orospunun peydahladığısın? bırak beni bırak hemen şuan gideceğim.
Yüzüme inen ikinci tokat BIRAK haykırdım boğazım yırtıldı sanki. Bu sefer tokatla yetinmedi saçımı tuttuğu gibi beni yere savurdu üzerime çıkıp boğazımı sıktı çok güçlüydü ağzımda kan tadı vardı tükürdüm... hassiktir yüzüne geldi gelde şimdi kurtul bu manyağın elinden boğazımı bırakmadan diğer eliyle bana öyle bir tokat attı ki kulağım zonkladı