meet you there

300 29 53
                                    

bir insanın kolları arasında huzuru bulmak, kendini güvende hissederek söylediğin ve yaptığın hiçbir şeyi filtrelememek herkesin kolay kolay bulamayacağı kadar nadirdir.

sizi her detayınıza kadar ezberleyen, iyi ya da kötü her özelliğiniz ile sevebilecek kişiler de çok ama çok nadir çıkar karşınıza. üç çiftten birinde her zaman bir taraf daha fazla sever, biri rol yapar ve birbirlerini kaybetmemek için her şeyi görmezden gelmek sık sık görülen şeylerdi.

choi beomgyu ve kang taehyun için ise durum böyle değildi.

taehyun tatlı perisini o kadar ince detaylarıyla seviyordu ki; bahsettiği şeylerin yarısını arkadaşları anlamazdı bile. migreni tuttuğunda onun için yedekte hazır bekleyen güneş gözlüğü, eğer kahve içmemişse diye yakınlardaki kahve satan mekanların konumları, motorunda sakladığı yedek hırka, sık sık sahnede kendini kağıt kesikleri ile yaraladığı için deri ceketinin cebinden eksik etmediği yara bantları.. geceleri ona anlattığı tiyatro aşkını bile sevmişti taehyun beomgyu'ya dair, onun ilgi duyduğu şeyleri zorla değil de isteyerek, onun tiyatro aşkına az da olsa ortak olabilmek için kitaplığını beomgyu'nun oynadığı oyunlarla doldurmuştu. beomgyu provalara başladığında o da oyunları önceden okur, tatlı bukleleriyle sahnede sağa sola süzülen çocuğun duygularını tamamen anlayabilmek için kendini bilgilendirmeye çalışırdı. öğle aralarında kampüsüne onu görmek için gider, arka bahçede, kimselerin bilmediği ve uğramadığı büyük ağacın altında oturan çocuğu izlerdi. bazen prova yapar, bazen ağacın tam altındaki bankta yüzünü kitapla kapatıp güneşi engelleyerek kestirirdi. beomgyu kendi halinde, nazik ve sevecendi. taehyun için en güzel manzara o'ydu. uzun kirpiklerinin önüne düşen saçlarını zarif parmaklarıyla geriye doğru çekerdi bir şeye çok fazla odaklandığında, en çok o zamanlarda parmaklarını öpmek isterdi taehyun.

geçirdikleri sıcak ve arzu dolu dakikalardan sonra taehyun kendisiyle beraber yataktan beomgyu'yu da kaldırmış, üstlerini düzelttikten sonra hızlıca hyunjin'in partisinin olduğu evden çıkmışlardı. herkesin kafası güzel olduğu için kimsenin dikkati onlarda değildi ve beomgyu evden çıkmadan önce arkadaşına baktığında bir masanın üstünde tişörtünü sallıyordu. yaşanan her şeye rağmen çok güzel bir gece geçirmişti ve bunun için hyunjin'e minnettardı.

taehyun ellerini beomgyu'nun ellerine kenetlemiş ana yola doğru yürürken içeride teninin çok fazla ısınmasından dolayı yüzüne vuran soğuk havayla dudakları titremişti beomgyu'nun. taehyun ise arada bir sağında onu küçük adımlarla takip eden çocuğa bakıyor, sırıtmasını engelleyemiyordu.

beomgyu onun kendisinde yakaladığı bakışları fark etse de, sesini çıkarmadı. hoş, kendini konuşabilecek gibi de hissetmiyordu. derin sesi hem sarhoşluktan, hem de inlemekten iyice çatallanmıştı.

yirmi dakikanın sonunda taehyun'un evine geldiklerinde beomgyu onun kapıyı açmasını izlerken geçirdikleri iki yılı düşünmekten kendini alıkoyamadı.

kang taehyun bugüne kadar karşılaştığı ve bundan sonra karşılaşacağı insanlar arasında her zaman en özel olan kişi olarak kalacaktı. beomgyu'nun buna hiç şüphesi yoktu. ellerini tutarken dahi hissettiği bu karıncalanma kendisine çok yeni bir his olsa bile, artık bağımlısı olmuştu. ne taehyun'u kolay kolay bırakabilirdi, ne de kendisini terk etmesine izin verebilirdi. onsuz geçirdiği günlerde hep bunu düşündü beomgyu. yaşanan şeylere üzüldü, ağladı ve geçmişinin ortaya çıkması onu kırdı. insanların tek tarafı suçlaması, onu küçük yaşına rağmen böyle ağır bir şey ile suçlaması herkese karşı güvenini bir kez daha kırdı ama taehyun'a hissettiği güven bir gram bile eksilmemişti. yaşadıklarından daha çok taehyun'dan uzak kalmak onu zora sokmuş gibiydi ve bu beomgyu'yu çok korkuttu. jeongin ile konuştukları geceden sonra kai ile jeongin'in onu taehyun'dan uzak durması için uyarması, iki haftalık süreçte sık sık gelen mesajlar yüzünden kafayı yiyecek gibi olmuştu. huening kai sürekli taehyun'u izliyor ve beomgyu'ya onun fotoğraflraını yollayarak tehdit ediyordu. bu yüzden taehyun'un sarhoşken attığı özlem içerikli mesajlara bile dönememişti beomgyu. hem onu, hem kendisini üzmüştü korkak davranarak ve artık canına tak etmişti.

babylon, taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin