Hellooo. 7. Bölüm ile karşınızdayım. Bu bölümde still with you şarkısını kullandım. Bu şarkıyı dinleyerek okumanızı tavsiye ederim çünkü sonu çok güzel bu bölümün. Neyse. Spoilef vermeyeyim. İyi okumalar.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Tüm evrakları imzaladıktan sonra geriye yaslanıp tavanı seyrettim. Sonunda bitmişti. Yoona 20 den fazla dosya getirmişti. Saat öğleden sonra 4 olmuştu. Telefonu elime aldığımda Tae'nin mesaj attığını gördüm. Mesajın üstüne tıklayıp baktım.
Taetae:Akşam attığım konuma gel. Çok önemli.
Taetae: *konum*
Neydi bu? Bir buluşma teklifi falan mı. Elimi klavyeye götürüp harflere bastım.
Tavşancık:Ne bu?
Taetae:Yazıyor...
Taetae:Gelince görürsün.
Meraklanmıştım. Telefonu kapatıp sandalyeden kalktım ve odamdan çıktım. Asansöre binip aşağı indim ve şirketten çıkıp Jimin'in evine geldim. Kapıyı çaldım.
"Hoşgeldin hyung"
"Sana anlatacaklarım var civciv"
"Noldu?"
"Hani bu babamın 'sakın tekliflerini kabul etme' dediği Winter Holding'in sahibinin oğlu var ya"
"Eee"
"Bana bir konum attı. Akşam bu konuma gel çok önemli dedi."
"Ee ne var bunda"
"İçimde çok tuhaf bir his var"
"İçini sikeyim Jungkook"
"Hop! Ağır ol."
"Tamam sorry"
"Sence gitmeli miyim"
"Bence git"
"Öyle mi dersin"
"Bak hyung. Nolacağını bilmeden önyargılı davranma. Git ve ne istiyormuş sor."
"Peki. Dediğini yapacağım"
Jimin haklıydı. Ne olacağını bilmeden ön yargılı davranamam. Gidip ne istediğini sorarım. Sonra ise bir daha görüşmeyiz.
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Jimin'in evinden çıktığımda saat 7 olmuştu. Hava kararıyordu. Eve geldiğimde tam kararmıştı. Dışarıda ise yağmur yağıyordu. Odama çıkıp üstümü giyerken Tae yazdı.
Taetae:Gelmiyor musun, bekliyorum.
Tavşancık: Hazırlanıyorum da, yağmur yağıyor.
Taetae:Farketmez.
Giyinip evden çıktım. Attığı konuma gittim. Burası dar bir sokaktı. Kimse yoktu. Sağıma soluma baktım. Ama Tae de yoktu. Tam seslenecekken sokağın başından biri bana doğru ilerlemeye başladı. Ben ise sokak lambasının altındaydım ve gelen kişinin kim olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bir yandan da korkuyordum. Bana gitgide yaklaşınca yağmur hızlanmaya başladı. En sonunda gelen kişinin Taehyung olduğunu anladım. Benim dibime kadar geldiğinde ona baktım. "Neden beni bu dar sokağa çağırdın?" diye sordum ister istemez. Elini belime koydu ve yüzünü yüzüme yaklaştırdım. O anda dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Yağmur daha da hızlandı. Yağmur altında öpüşüyorduk. Yavaşça ayrıldığımızda gözlerime baktı. Bir süre koyu kahve gözlerini seyrettim. Evet. Başarmıştı. Beni kendine aşık etmeyi başarmıştı. Dudaklarını araladı.
"Seni çağırdım çünkü ilk gördüğüm günden beri sana aşığım Jeon. Evet. Dediğim gibi hoşuma gittin ilk başta. Ama bu git gide aşka dönüştü. Şirkete de sana açılmaya gelmiştim. Ama bahane bulamayınca özür dileyeyim dedim. Ama sabah çok düşündüm. Ve seni buraya çağırıp aşkımı itiraf etmenin en doğrusu olduğunu anladım. Eğer kabul edersen, hep yanında olmak istiyorum. Benimle çıkar mısın Tavşancık? "
Gözlerim dolmuştu. Benimde onu gördüğünden beri içimde bir his vardı ama adını koyamıyorum. Sanırım buydu. Aşk. Elini tuttum ve ona daha çok yaklaştım.
" Çıkarım be Tae"
Beni tekrar öptü. Bu sefer daha uzun süre kaldık ama. Saçlarını okşayıp gülümsedim. "Seni seviyorum"
"Bende seni seviyorum kookie"
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Devam edecek❤️❤️🐯🐰