Bu kitabın ilk düz yazısı olacak umarım seversiniz. Düz yazıyı beceremiyorum idare edin artık❤️
İyi okumalar meleklerim⭐🍓
˚ʚ♡ɞ˚
rs & jk
Arabadan indim ve valizleri yurt odama götürmeye başladım. Hyunjin, Jungkook'a bakıp arkama saklandıktan sonra göz devirdim. Boynumdaki asılı kartımı görevliye gösterdim, yürümeye devam ettim.
Hyunjin, Jungkook'a garip bakışlar atınca içimden gülmek isteği geçti ama gülmedim. Yurtta kızlar ve erkekler ayrıydı. Malum 3 erkek 1 kız olunca ben yalnız gidiyordum. Ama Jungkook bana valizlerime taşımakta yardım etti. Kalbim bunlara dayanamıyor ama.
Odama girdiğimizde odanın boş olduğunu gördük. Aman Tanrım, Jennie'ler nerede! Muhtemelen geç geleceklerdi. Valizlerime koyduk sonra sordu.
"Başka bir şeye ihtiyacın var mı?"
Başımı "hayır" demek amacıyla sağa sola salladım.
"Hayır gerek yok."
"İhtiyacın bir şey olursa hiç çekinme ara, tamam mı güzelim?"
Güzelim mi?
Doğru mu duydum ben?
Yutkundum.
Neden böyle garip olmuştum ki?
"Tamam, söylerim."
"Ben gidiyorum görüşürüz."
"Görüşürüz."
El sallayarak odadan çıktı. Kapıyı da kapattı. Jimin olsa kapatmazdı. Göz devirdim ve valizleri açmaya başladım.
♪
Bir kaç saat içinde hem valizleri yerleştirmiş, hem odayı temizlemiş, hem de kitap okumuştum. Kapı açılma sesini duyunca kapıya doğru baktım. Jennie'nin kafasını gördüğümde gülümsedim.
"Hello girl!"
Sonra yanına gidip ona sarıldım.
"Nasılsın Chaeyoung?"
"İyiyim ben de sizi bekliyordum. Jiwon geldi mi?"
"Evet geldi. Jiwon! Gel ablacım!"
Jiwon geldiğinde bana gülümsedi ve sarıldı.
"Merhaba Unnie."
"Merhaba Jiwon."
Daha sonra onlar valizlerini yerleştirdiler ben de onlara yardım ettim. Bittikten sonra yüzlerimize maske sürdük, saçlarımıza bugidiler taktık. Şuan ise cips ve çikolata eşliğinde Harry Potter izliyorduk. Erkeklerin ne yaptığından şüphe yok. Valorant oynadıklarından yüzde yüz eminim.
Jungkook
"Mal Jimin! Öyle mi oynanır oyun gerizekalı? Hyunjin bile senden daha iyi oynuyor. Senin yüzünden öldük anasını satayım!"
"Tamam Jungkook en güzel oynayan sensin! Hatırlarsan senin yüzünden geçen hafta yenilmiştik."
"Ben en azından takımdan biri vurup kendim ölmemiştim Jimin."
"Tamam Jungkook uzatma!"
Bilgisayarı kapattım. Onlara baktım. Uyanmış Taehyung bize bakıyordu.
"Oğlum kapayın çenenizi anasını satayım! Bir uyutmadınız ya!"
"Gizlice dışarı çıkalım mı?"
"Salak mısın Jungkook?"
"Hayır, değilim Taehyung."
"Olmaz! Hayır, olmaz! Kuralları biliyorsun! Yakalanırsak yurttan atılırız!"
"Biliyorum Hyunjin ama açım şuan. Ben aç olunca kimse yemeğimi almaya engel olamaz!"
"Ben gitmiyorum siz giderseniz gidin."
"O zaman biz Jimin'le gideriz. Markete uğrayıp soju ve tavuk alırız."
"Biz çıkıyoruz o zaman. Görüşürüz."
"Görüşürüz. Dikkat edin olur mu? Siz olmasanız ben bir şey yapamam!!"
"Siktirin gidin orospu çocukları!"
Hyunjin ağlama moduna gelince göz devirdim. Taehyung da kütfredince gülerek gittik. Koridor çok sessiz ve karanlıktı. Adımlarımızı o kadar yavaş attık ki nefeslerimiz hariç bir ses bile gelmiyordu. Bir anda ayaka sesleri duydum. Durdum ve Jimin'e baktım. O da fal taşı gibi açmış gözleriyle bana baktı. Hemen yandaki duvara saklandık.
Duvarın arkasından baktık. Kim di o? Hiç kimse yoktu. Arkamızda döndüğümüzde beyaz elbiseli ve saçları öne gelen kızı görünce çığlık attık. Birden oradan Hyunjin koştu. Beyaz elbiseli kadını görünce bayıldı. Biz haşa çığlık atıp koşmaya devam ediyorduk. Koridorun ışıkları açılınca o zaman anlamıştım ayvayı yediğimizi.
. . .
Tam Rosé ile Jungkook🐥🐥🐥Şöyle anlık bir yorum⭐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
close like star
Humorchaeyoung abisinin arkadaşına aşıktı ama abisinin arkadaşı onu kız kardeşi olarak görüyordu. "biz yıldızlar kadar yakındık seninle jungkook..."