1

40 2 0
                                    

Sabah işten çıkıyorum diye çıktı bir daha görünmedi. Ailesi bekledi. Arada bir tutardı böyle delilikleri ama bu kadar uzun sürmezdi. Hiç bir şey demeden çıkıp gelirdi. Kimse sormadan yeni bir iş için bir yere gittiğini söylerdi. Arabası evin önünde yatardı sürekli. Sadece aküsü boşalmasın diye çalıştırır kaptırdı. Son evden ayrıldığında da arabası kapıdaydı. Bir hafta geçti iki hata geçti ama Bahadır ortada gözükmedi. Karısı Emel polise haber vermekte kararsız kaldı. Kocasından da korkuyordu. Bir gün çıkıp geldiğinde kendisine ve üç çocuğuna acımadan dayak atardı. Ufak nedenlerden çocukların bile suçu olmamasına rağmen dayak yemişlerdi. Bir kaç defa aylarca yüzündeki morartılar geçmemişti. Karşısında ki yetişkin biriymiş gibi yumruk da atıyordu,tekme de. Yetişkin olmasına rağmen çocukları da az nasiplenmemislerdi. Hayatından bıkmıştı. İçinden inşallah geri dönmez dedi. Evlendiğinde beri istediği bu idi. Nişanlandıgında o kadar güzel bir izlenim bırakmıştı ki insanlığını fazla uzatmadı. Hemen evlendi. Hayal kırıklığı ilk gün oldu. Sakın ,sessiz görünen Bahadır'ın içindeki şeytanın uyanması bir gün bile beklemedi. Şeytan Bahadır ile evde dolaşıyordu. Her gördüğü yerde ufak tefek bahanelerle dayağı yiyordu. Hamile olmasına rağmen aldırmıyordu. Üç çocukları oldu en büyüğü 17 en küçüğü 10 yaşında. Ortanca 14 yaşında kız çocuğu idi. Analarının yediği dayağa ortak oluyorlardı. Büyük oğlu evden çekti gitti. Bir yerde işe başladı. Eve babası olmadığı zaman gelip anası ve kardeşleriyle görüşüp gidiyordu. Durumu biraz iyi olsun,güzel bir ev tutup hepinizi yanıma alacağım diyordu. Ailece seviniyorlardı. Annesi Zeynep,kız kardeşi Ayşe, ve Veli mutlu oluyorlardı. Bir an önce olsa iyi olurdu. Böyle bir çocuğun Bahadır dan olduğuna inanamıyordu. Diğer çocukları da abileri gibiydi. Çocukları bu adamdan nasıl olabilirdi? Düşündükçe kafası ağrıyor vücudunu titreme alıyordu. Hiç dönmese daha iyi. Belki de öyle olacaktı. Eve para bırakmazdı. Zeynep sabahları ev temizlikleri ne gidiyordu. Beraber iki arkadaşı daha vardı. Günde iki üç eve daha gidiyordu. Kocası Kerem'den para almalarına dahi ihtiyaçları yoktu. Evin kirasını da elektirik,suyu,pazar parası hepsi çıkıyordu. Hiç dönmese daha iyiydi ne arar ne de sorardı. Ama Bahadır'ın varlığı gibi yokluğu da bela oldu. Aradan çok zaman geçmeden resmi elbiseleri ile polis ekibi siren çalarak kapıya geldi. Kapıyı çaldılar.
- Bahadır Yıldırım burada mı?
- Yok dedi Zeynep korkarak. Kaç günden beri eve de gelmiyor.
- Eve girip arayacağız.
Zeynep kapıyı ardına kadar açtı. Polisi evde görmeye alışkın olmayan çocuklar korktu.
- Kormayın çocuklar babanıza bakıp gideceğiz. Odaları tek tek gezdiler. Dolaplara,odalara köşe bucak her yere baktılar. Somyanın altına bile.
- Ne zamandan beri yok.
- İki üç haftadan beri yok.
- Polise neden başvurmadınız?
- Yüzünü şeytan görsün. Bir işe yaramaz.Beni döver,çocukları döver,evdeki paraları da alır gider.
- Galiba şimdi de böyle oldu.
- Hırsızlık mı yaptı?
- Daha kötüsü. Bir de cinayet işledi.
Zeynep sararırıp soldu. Başı dönmeye başladı. Gözünde işlenen bir cinayet yerde birikmiş kan gölü,can çekişen insan canlandı. Her taraftan ilk korkuyu atlatmış kalabalık canlandı. Yerde can çekişen adam ya da kadına yardıma çalışıyor. Acı siren sesi ile gelen can kurtarandan inen hemşirelerin müdahalesi,akan kanı durdurmaya çalışmaları,serum,sedye hepsi canlandın. Bahadır kaçıyordu O da gözünde canlandı. Pislik ve korkak adam. Çocuklarımın babası,benim kocam... Kaşları çatıldı yüzü seyirmeye başladı.
- Bizimle emniyete kadar gelip ifade vereceksiniz.
Polisler dışarı çıkınca üstüne temiz elbiselerini giyip çantasıni aldı .
- Ben gelinceye kadar bir yere çıkmayın dedi çocuklarına.
Mahalle karakolunda Bahadır'ın, kocası olacak, kuş beyinli Bahadır'ın ne bok işlediğini öğrendi. İlkokul mezunuydu Zeynep. Anası babası göndermediğinden onu da dışardan bitirmişti. Kocası 4 yıllık fakülte terk.
- Kocanız banka müdürü Atıf Dalgakıran'ı öldürdü.
- Ama nasıl olur döverdi,hakaret ederdi ama insan öldürecak kadar canı değil.
- Bankadan kredi çektiğini biliyor musun?
- Hayır? İnsan kredi çektim diye banka müdürü mu öldürür?
Komiser oturduğu koltuğu doldurmuştu.Orta yaşın üzerinde gözüküyordu. Kel kafası oda ampülünün tam altına geldiğinden parlıyordu. Güleç yüzlü olmasa da arada bir gülümsüyordu. Önünde suça karışmış olabileceklerini ifadesi vardı. Arada ifadeleri karıştırıyordu. Kağıtların hışırtıları odayı dolduruyor kulak cırmalıyordu. Müdür gayet sakindi.
-Kocanız bir de şirket ortağı..
-Şirket ortağı mı? İyice şaşırmıştı. O şaşkını şirkete kim ortak eder.
-Asıl o şaşkınları ortak ederler. Akıllı adam şirket müdürü olmaz. Kocanızı hem şirkete müdür yapmışlar iki hissedar.Hissenin yüzde doksanını vermişler ve üstelik şirket adına bankadan yüklü bir kredi çekmişler.
- Ben daha anladım. Şirketin iki ortağı var dediniz. Şirket çekmiş,ortakları var...
-Nayloncu,dolandırıcı şirketlerin hepsine nerede saf,deli varsa müdür yaparlar. Müdür oldum diye sevinir. İlk başta biraz da para verirler iştaha getirmek için. Kredilerin,mal alımların,çeklerin hepsinin altında imzası olur. Birinci derece sorumlu. Şirket ortaklarının ödenmemiş borçlarından da sorumlu olur. Sahte çek verdiği adamlar peşine düşmüş. Bankadan çektiği kredi için banka peşinde. Şirketin diğer ortakları haberimiz yok diyor.
- O kadar para almış...
- .... İşin içinden çıkamamış. Banka müdürü parayı dilerse borcunun silineceğini söylemişler. Müdür öyle bir yetkim yok deyinci iş çıkışı öldürmüş. Borcum silindi.
Polis müdürü alayla karışık anlattığını anladı. Böyle safla ahmaklıkla karışık beyinin bir arada olması gülümsetmişti. Ortada cinayet olmasa kendini bırakır gülerdi.
-Bankanın müdürünü öldürmekle iş çözülseydi o kadar borcu çok varki herkes bir müdür öldürür borcu silinir. Karşında insanı üğuten ,yuva dağıtan , intahar ettiren,acılara,göz yaslarına bakmayan bir canavar var. Kanla besleniyor. Kusura bakmayın insan bu kadar beyinsiz olur mu? Yerini biliyorsanız söyleyin. Biz bulmazsak çek sahipleri çekleri,senetleri mafyaya vermiş. Bizden daha iştahla arıyorlar. Bulurlarsa derini yüzecekler.
-Bilsem söylerdim.
Kendine itiraf edemezse bile sevinmişti. Cinayet vardı. Artık evede gelemezdi de . Bunu düşününce rahatladı. Gerisini kendi düsünsün.

BorçluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin