1

9 0 0
                                    

Başlangıç tarihi:

31.01.2024♪

Tamamen kurgudur, hiçbir şekilde hiçbir gerçeklik payı yoktur.

Ayrıca ilk kurgum 🥲

İSTANBUL

(Okuldan)

"Günaydınnn aşkooo!" Minel, ellerindeki dosyalarla içeri atılırken her zamanki gibi enerji saçıyordu. "Bir white chocolate mocha içmişim ef sa ne!" Dosyaları masaya bıraktığı sırada konuşmaya devam ederken şekerli parfüm kokusu tüm odaya anında yayıldı. Böyle bir anda bile nasıl bu kadar bakımlı ve süslü olabiliyordu hiç çözemiyordum. Onun süslü, bakımlı haline nazaran ister istemez başımı yan taraftaki boy aynasına çevirdim.

Felaket.

Göz altlarım mosmor, dudaklarım bembeyaz, saçlarımsa bir güreşten çıkmış gibi darmadağınıktı.

"Efsoş?" 

Topu topu toplasam iki saatlik uykuyla zarzor durup bir ton şeyi aklıma sokmak için kendimi kafein dolu bir kaba sokmak bile istemiştim. Değil makyaj yapmak, duş alıp kişisel hijyenimi yapacak vakti bile zar zor buluyordum.
Bir de bu zorlu dönemde farmış, fondötenmiş oymuş buymuş muş muş. Uğraşamazdım.
Diş hekimliği okumak gerçekten oldukça zahmetli ancak bir o kadar da güzeldi. Ve ben bu mesleği ilerde de severek yapacağıma yürekten inanıyordum.

"Kime diyorum, Efsaa?"

Omzumda hissettiğim el ile sıçradım. "Ha?"

"Kızım bir an bu dünyadan koptun sandık ya, simülasyon hatası falan mı oldu?" Minel, kendi yaptığı bu 'espriye' sadece kendi gülerken herkesin bakışları üzerine dönünce aniden duraksadı.

"Of, ölüler sizi ya! Tamam susuyorum. Ama bir grup kursaydık bu grubun adı kesinlikle ölüler grubu olurdu."

Bir grup zaten vardı. Ancak orada Minel yoktu. Çünkü o grubu sadece ders için kullanıyorduk. 'Gratis mi yoksa Watsons mı?' diye tartışmak için değil.

"Minelcim," dedi Serap. "Şu notları koridorun sonundaki odaya götürür müsün?" kağıtlarla dolu bir dosyayı Minel'e uzattığında Minel olumlu anlamda başını salladı.

"Peki, ama karşılık olarak kesinlikle gratise gideceğiz. Bugün harika indirim varmış."  

Konuşmasını devam ettirirken dosyayı kaptığı gibi odadan çıktı ve o anda Serap'ın bıkkınca nefes verdiğini işittim.

"Biraz sussa keşke.."

Minel aslında iyi bir kızdı. Ancak en olmadık en gereksiz anlarda bile çok alakasız tavırlar sergilediği için çoğu zaman can sıkıcı olabiliyordu.

Şu an bunları düşünüp vakit kaybedemezdim çünkü birkaç saate çok önemli bir sınavım vardı.

1 hafta sonra

MARDİN

"Tamam annecim, indim şimdi."
Valizlerimi hareket ettirmek için telefonu kulağımla omzum arasına sabitlediğim sırada diğer yandan gözlerimle Mardin havalimanını inceliyordum. "Annem, anladım havalimanının önünden ilk taksiyi çevireceğim. Peki anne, Yener konağı diyeceğim. Tamaam." Çıkışa doğru boynum tutula tutula ilerlerken annemin içini rahatlatmak için elimden geleni yapıyordum.

"Annecim, en fazla yarım saatlik yol birazdan orada olurum için rahat olsun."

Annem endişeli sesiyle "Xwedê te bihêle."(Allah seni korusun.) Dediğinde gülümsedim.

"Seni de annem."

Telefonu tek hamleyle kapattım ve yan tutmaktan ağrıyan boynumu elimle ovaladım.

Aileme söz verdiğim gibi sınav haftam biter bitmez ilk işim Mardin'e bilet almak olmuştu. Aylardır okulumdan dolayı buradan, memleketimden uzak kalmıştım. Ve şimdiyse çocukluğumun, iyi kötü her anımın geçtiği, köklerimin bulunduğu şehirdeydim. Zorlayıcı bir ton sınavdan ve uykusuz gecelerden sonra burası bana çok iyi gelecekti buna her şeyden çok emindim.

Şu an ise tek isteğim fadime teyzenin yaptığı leziz dolmaları yemek ve odamda güzel bir uyku çekmekti.

Annemle olan telefon konuşmamdan sonra her şey çok hızlı gelişti. Dediği gibi ilk çevirdiğim taksiye binip konağın adını söyledim. Üstüne yaklaşık yarım saatlik bir yoldan sonra taksimetrede 688 lirayı görünce "Yuh." Dememek için kendimi çok zor tuttum.

Cüzdanımdan kredi kartımı çıkarırken bir yandan da taksici abiye bakışlarımı çevirdim.

"Kredi kartı geçiyor mu acaba?"

Sorduğum soruyla taksici abi kaşlarını çattı.

"Vıy?"

Gülmeden edemedim. "Kredi diyorum, kart olan geçer mi?"

"O nedir yav? O neymiş?"

Küçük bir kıkırdama dudaklarımdan kaçtığında diğer yandan telefonumu çantamdan çıkardım. "İki dakika bekler misin abi, nakit ödeyeceğim."

Abim aranıyor...

Taksici abinin ilginç bakışları eşliğinde aramamın açılmasını beklerken sonunda duymak istediğim o sesi duydum.

"Alov?"

"Abi."

Eren Abim, sesimi duyar duymaz sanki biri beni kaçırmışta ben yardım istiyormuşum gibi yine sorgulayıp söylenmeye başladı.

"Hayırdır kız bir şey mi oldu? Sen aramazsın öğle vakti. Biri laf mı attı? Kırayım o ağzını. Ne oldu? Söylesene kızım."

"Ya," dedim sitemli sitemli. "İllaha aramam için bir şey mi olması gerekiyor abicim? Ayrıca hiçbir şey olmadı."

"Efsa," abim derin bir iç çektiğinde "Uzatma da söyle abim. Bu sefer hangi markanın çantasını istiyorsun. Gacci mi gucci mi hangisi?" Dedi.

Annem, istediğim gibi konaktaki hiç kimseye geleceğimi söylememişti. Aylar sonra ilk kez memleketime konağıma ailemin yanına geliyordum ve bunu büyük bir sürpriz yaparak değerlendirmek istiyordum. Bu sürprizime karşılık özellikle Eren abimin ve küçük kardeşimin tepkisini çok merak ediyordum.

"Öyle olsun abi," dedim ve  istemsizce dudaklarımı büzdüm.

"Alt tarafı ucuz liracıklı bir çanta istedim ya. Dert olmuş o da."

"Ucuz liracıklı mı?"

"Evet."

Bakışlarım kendi kendine taksici abiye tekrar döndüğü sırada hortlak görmüş gibi bana baktığını fark ettim.

"Abi aslında acil bir durum var. Bana en acilinden 688 lira lazım. Çok acil."

Eren abim tepki vererek "Noldu kızım," dedi. "Napacaksın o kadar parayı çok acil?" 

"Abicim lütfen hemen."

Derin bir nefes verirken "İyi,"  dedi. "İbanına yollarım şimdi."

Lafını keserek "Olmaz!" Diye bağırdım.

"Ne demek olmaz?"

"İbanla gönderme."

"Ne yapayım Efsa, paraşüt yoluyla mı göndereyim parayı. Ya havle."

"Aşağıdayım. Gel de ellerinle ver abim."

...

İlk bölümler biraz daha kısa olabilir kimseyi sıkmamak adına zaman geçtikçe olaylar geliştikçe bölüm uzunlukları da artacak.❤️‍🩹

EFSA(+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin