1.Bõlūm

10 3 0
                                    

Acı ve Tehlike

Sıcak havanın ardından gelen soğuk meltem, dişlerimin birbirine çarpmasına neden oluyordu. Iliklerime kadar işleyen soğuk kışın habercisiydi. Tam da kış aylarına denk geliyordu aksilikler.Ne yani iş bulamamam benim sorunum mu?

Hayır senin tek sorunun, bu gūnūn işini yarına bırakarak ertelemen

Yapacak birşey yoktu. Artık sabrım tūkeniyordu. Sinirden gõzūmden yaşlar akmaya başladı. Kendimi kõtū hissediyordum. Iş bulmak bu kadar zor muydu?

Hayır hayır kesinlikle kendime beceriksiz demek istemiyorum. Sonuçta uğraştım! Ancak olmadı, olduramadım.Yağan yağmur eşliğinde parkın tūm bankları sırılsıklam su olmuş,yaşam belirtisi vermeden bomboştu. Bankın ıslak olmasını umursamadan oturdum. Atkımı gevşetip iyice zırladım. Herşey ūstūste geliyordu. Kendime bir iş bakmam ve geçinmem lazımdı.
Annem ve babamdan bağımsız birey olmak istiyordum. Ūniversite bitene kadar tek desteğim onlardı.Şimdi ise kocaman kız oldum.Gastronomi ve Mutfak sanatları bitirmiştim. Yemeğe olan merakım çok eskiden geliyordu. Ne baba mesleği ne anne,kendi mesleğimdi. Ancak bi tūrlū atanamamış,istediğim gibi çalışamamıştım. Maddi õzgūrlūğūmū sağlamak ve yetişkin birey olmak benim en doğal hakkımdı.Gõzyaşlarımı silip,son çaremi, arkadaşımı aradım.

Zor ama son karar.

Bu aciz hal bana hiç yakışmadı. Kendimi toparlamam, gerekirse dibe batıp en berbat halden zirveye çıkmam lazım.

"Alo Fikret ?"
"Evet iyiyim bak ne diyeceğim. Hatırlıyor musun bi işten bahsetmiştin.Heh o adamla gõrūştūr beni. Evet eminim. Başka çarem yok. Hayır merak etme seni satmam"

Fikret,benim arkadaş ortamından tanıştığım birisiydi. Pek matah birisi değildi hatta bir ara kendisini tefecilere kaptırmış donuna kadar aldırmıştı. Neyse ki borcunu õdedi ve kurtuldu. Bu dediğime ben bile inanmadım ama neyse.Zamanında eleman arıyorlar diye laf atmışlığı vardı. E benim gibi minnoşun ne işi olur tefecilerle dimi?

Ama şimdi olacak.

Atılan numarayı aradım. Adam pek beni ciddiye almamış olacak ki "bacım yūrū git ecelini benden bulma burası senlik değil" diyip yūzūme kapattı.

Yavşak õkūz!

Konumumu mesaj atıp parkta olduğumu ve beklediğimi belirttim. Kararımdan vazgeçmeyecektim.Yeterince boka batmamışım gibi şimdi de kararımı sorguluyordum.

🪼

Tamı tamına yarım saattir bekliyorum. Kafamdan aşağıya bir kova su dõkūlmūş fareye benziyorum muhtemelen. Yanımda peçete olmadığı için kendime lanetler yağdırdım. Burnumu çekmekten beyin fonksiyonlarım yerinden oynamıştı resmen.Bir çift ayakkabı sesi duydum.
Hışırtı seslerden anladığım kadarıyla birisi õnūmde durmuştu.

"Eceline susadın herhalde yoksa bunca zaman beni beklemen hoş değil bayan....Isimsiz "

Inadım kırılmıştı. Gelmeyeceğine o kadar inanmıştım ki,sesli ağlamaya başladım.Aciz gibi gõrūnmek istemezdim ama adam geldi ve ben gelmeyeceğine iliklerime kadar inanmıştım.
Annem,babam yanımda değil.Hiç bilmediğim şehire iş için geldim ve ellerim bomboş duruyordum. Bir şeyin ucundan tutup işe yaramam lazımdı. En azından kendimi avutmalıydım. Gelmeyeceğine ve bunu da beceremedim diye burnum hafif sızlamıştı.

"Geldiniz?" Dedim ağlamaklı sesimle

"Gelmeyecektim yalan yok. Ancak farz edersin ki,biz işimizi sağlama bağlarız. Kim olduğuna bakmak istedim.Merak işte bir bakıp gidecektim"

LEZZET KURŞUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin