8

40 9 39
                                    

aslında onunla beraber gitmek istediğim film bambaşka bir şeydi, ta ki sonradan bütün planlarım suya düşene kadar...

filme gitmelerinden 2 gün önce:

jiwoo:
abi senin şu biletler vardı ya
onlar bana lazım

taehyung:
niyeymiş
o biletleri bulana kadar göbeğim çatladı
öylece sana mı vereceğimi sanıyorsun

jiwoo:
o çok sevdiğin jungkook'a senin pis bir sapık gibi onu takip edip italya'ya taşındığını ve kitapları da ona yazdığını söylememi istemiyorsan
verirsin

taehyung:
neden yapıyorsun bunu
ben senin abinim
ne istersen yap ama bunu deme..

jiwoo:
işine gelirse abiciğim
kusura bakma
o biletlere ihtiyacım var

taehyung:
aslında ihtiyacın falan yok
tek isteğin bana zarar vermek ve zorluk çıkartmak
bunu senin yanına bırakmayacağım
emin ol
kahretsin gerçekten
bu kadar karaktersiz bir kardeşim olduğu için kendimden utanıyorum

jiwoo:
biletleri kaptım
bay

taehyung:
tam bir orospu çocuğusun

jiwoo:
biliyorum

daha arkasından iki çift laf edemeden biletleri de alıp gitmişti.. halbuki jungkook için bir sürü güzel planım vardı, hepsi bir anda suya düştü..

normalde asla böyle bir şeyin olmasına izin vermezdim ama jungkook'un şimdiden benim hakkımdaki şeyleri bir de jiwoo'nun ağzından duymasına izin veremezdim, bunu yapmaya mecburdum..

günümüz

jungkook'a bundan bahsetmek tam bir aptallık olurdu bu yüzden bu sırrın sadece jiwoo ve ben arasında kalmasına izin vermiştim..
en kısa zamanda jiwoo'yu yaptıklarına pişman edecektim, hem de çok yakın zamanda.


barista çocuk'tan +1 yeni mesaj!

barista çocuk:
sanırım başım dertte
hemen gelebilir misin

taehyung:
neler oluyor

barista çocuk:
anlatmak için vaktim yok
hemen kafeye gel lutfen

mesajı almamla beraber aniden evden fırlamıştım, başına bir şey geldiğinden o kadar çok korkmuştum ki kalbim ağzımda atıyordu resmen..

"neler oluyor" diyerek kafeye girdiğim anda birden başımdan aşağı konfetiler dökülmeye başladı..

"iyi ki doğdun bay latte"

"iyi de doğum günümü nasıl öğrendin?"

"şaşırdın değil mi? ben de boş insan değilim sonuçta"

"şaşırdım..hem de çok. başına bir şey geldiğinden çok korkmuştum ve üstüm başım bile dağınık, şu halime bir bak"

daha lafımı bitirmeme izin bile vermeden bana sarılmıştı.. haliyle ben de karşılık vermiştim ve 5 saniyeliğine de olsa dünyanın en mutlu adamı olmuştum.

"doğum gününü böyle kuytu köşe bir kafede kutluyor olmak biraz garip değil mi?"

"yanımda sen olduğun sürece nerede olduğumuz önemli değil bence..sayende şuan dünyanın en mutlu adamıyım"

"teveccühün tabii.. daha güzel bir doğum günü partisi düzenlemeyi ben de isterdim"

"bu bile beni çok mutlu etti biliyor musun? uzun zamandır doğum günümü kutlayan ilk kişisin.." gözlerimden yaşlar damlamasına aldırmadan jungkook'un sözleriyle bir anda gülmeye başlamıştım.

"ağlıyor musun? ah, yapma. bugün en mutlu günün. ağlamana izin veremem"

"seni öpebilir miyim" dediğim an "lavaboya gidip geliyorum!!" diyerek koşarak uzaklaşmıştı.. içimden "çok tatlı" diye çıldırıyordum resmen, onun bundan haberi olmasa da.

her geçen gün daha da aşık oluyordum sanki.. ona hakkımdaki gerçekleri bir an önce söylemem gerektiği düşüncesi ise sürekli aklımı tırmalıyordu. her an. her saniye. onunla geçirdiğim vaktin neredeyse hepsinde sadece bunu düşünüyordum. çünkü bunu öğrendiğinde hiç beklemediğim bir tepkiyle karşılaşabilirdim ve onu kaybetmek istemiyordum..
daha yeni bulmuşken..

...

her gün taehyung'un kafeye gelmesine o kadar alışmıştım ki bu sabah gelmeyişi beni bir boşluğa düşürmüştü..arasam mı diye düşünürken birden telefonumun ekranına yansıyan mesajla gülümsemeye başlamıştım.

vanilyalı latte bağımlısı'ndan +1 yeni mesaj!

vanilyalı latte bağımlısı:
doğum günü hediyem olarak benimle kitapçı gezmeye ne dersin?
hem biraz sohbet de etmiş oluruz
özledim?????

jungkook:
oha cok iyi fikir
ben de kitap okumaya bayılırım
sen de seviyorsun galiba

vanilyalı latte bağımlısı:
ben de çok severim
eğer müsaitsen şimdi hemen gelebilirim okulun önüne

jungkook:
olur, 5 dakikaya kapının önünde olurum
💘

vanilyalı latte bağımlısı:
emoji pek kullanmam ama
bundan sonra kullanacağım gibi duruyor
💓

→mesaj beğenildi!

...

o kadar çok sahaf gezmiştik ve bir sürü şey almıştık ki yorgunluktan bitkin düşmüştüm. buna rağmen sanki hiç beraber vakit geçirmemişiz gibi birkaç saat daha onunla birlikte olmak istiyordum.. beni evimin önüne kadar bırakmış ve kendisi de ağır ağır sokaktan aşağı doğru giderek gözden kaybolmuştu..

2 saat önce:

"kitapları çok mu seversin?" diye sormuştu bana, en sevdiğim sorulardan biriydi bu.

" tabii ki, hem de bayılırım. ruh eşi falanız bence, sen de çok seviyorsun."

"öyle. genelde şiir okumayı çok severim ama romanlar da ilgi çekici olduğunda güzel oluyorlar."

"peki en çok sevdiğin yazar hangisi? benim favorim bilinmezliğe giden adam, kitapları o kadar güzel ki, büyülüyor resmen beni. ne zaman üzgün veya kaygılı olsam hep onu okurum. hatta bir gün ondan imzalı kitap almak bile istiyorum"

"ne..ciddi misin? gerçekten böyle mi düşünüyorsun?"

"evet, tabii ki. neden bu kadar şaşırdın ki? zaten son zamanların en çok tutan yazarı"

"evet haklısın, ben de seviyorum o yazarı.." demişti kaygılı bir yüz ifadesiyle..neden bu kadar şaşırdığını merak etmiştim açıkçası.
benden sakladığı bir şey mı vardı?


- bu bölüm bana biraz garip geldi güzel mi oldu yoksa güzel olmadı mı tam anlayamadım ama umarım severek okursunuz, eğer beğenmediğiniz ve şöyle yaparsan daha güzel olur dediğiniz şeyler varsa lütfen söyleyin 🧚🏻
vee oy vermeden geçmeyinn!!😔💓

vanilla latte | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin