💗(13) ELAM💗

44 7 101
                                    

ve rin grubunun hanfendisi bizleri bir araya toplayan kadına,

Odasında tek başına oturup sakinleşmeye çalışan Nagi bir yandan da tamamlaması gereken suikastı ve hâlâ öldüremediği baş düşmanı Bay Mikage'yi nasıl öldüreceğini düşünürken kapısı çaldı ve içeriye Hiori girdi. Elinde bir mektup vardı ve elleri titriyordu.

"Patron..."

Nagi gözlerini dosyadan ayırıp Hiori'ye çevirdi.

"Hm?"

Beyaz saçlının bakışları o kadar keskin o kadar öfke doluydu ki Hiori bir an tırstı. Sonra kendini toparlayıp odaya girdi ve kapıyı kapatıp patronunun masasına yaklaştı.

"Ayrılıyorum. Özür dilerim."

Ayrılıyorum kelimesi ile gözleri öfkeden ayrılan Nagi, başını tamamen kaldırıp Hiori'ye baktı. "Ne demek ayrılıyorsun Hiori?" dedi ve ayağa kalktı. Hiori mektubu masaya bırakıp odadan çıkmak için geri dönerken bu sefer odaya Yukimiya, Nanase ve Karasu girdi.

"Patron biz ayrılıyoru- Hiori? Burda ne işin var.." diye söze başlayan Yukimiya, Nagi'nin bakışlarını farkettiğinde yüz ifadesi değişti ve ciddi bir hal aldı. Patron sinirliydi.

Yukimiya da Hiori gibi mektup bırakıp masaya, diğerleri ile birlikte çıkmıştı. En son Hiori de onlarla gitmeye karar verip ayrıldığında Nagi, mektuplara baktı. Tam olarak masada on tane mektup vardı. Biri Hiori'den, üçü Yukimiya Nanase ve Karasu'dan. Peki kalan altısı kimlerindi?

___

Nagi aşağıya inmiş Reina'yı eğitmeye başlamışken yanına altı kişi geldi. Bunlar Barou, Kunigami, Shidou, Ness, Kaiser ve Niko'ydu. Söze ilk başlayan Barou oldu. "Patron mektupları görmüşsündür. Neredeyse kimse kalmadı, çaylaklarla haraket edemeyiz ve-" Nagi bir bıçak fırlatmış, Barou'nun yanağını sıyıp arkadaki duvara derin bir şekilde saplanmıştı. Barou arkasını dönüp giderken diğerleri de onu takip etti. Ama Kunigami kaldı.

"Patron, eğer Otoya'nın kurtulacağı garanti olsaydı... En iyi nişancılarımızdan biri biliyorsun. Kalırdım. Ama kalamam, üzgünüm." dedi ve Kunigami de gitti.

Arkalarından bakmaya bile zahmet etmeyen Nagi'nin gözleri neredeyse iflas edecekti. Herkes gidiyordu. Reo bile gitmişti. Chigiri aşağıda tutuluyordu ve geriye sadece İsagi, Bachira, Zantetsu ve İgaguri kalmıştı. Bu dördüyle devam etmeye kalkışsa bırak suikastı tamamlamayı Bay Mikage'ye zarar bile veremezdi.

Güvenmediğinden ya da dördünün beceriksiz olduğundan değil. Sadece az kişi oldukları ve Bay Mikage'nin her şeye hazırlıklı olmasından. Peki ne yapmalıydı? Ne yapabilirdi ki? Teslim olsa zarar olmasa zarar. Olursa rezil olurdu, olmazsa tek başına devam edemezdi. Her şekilde zarardaydı yani.

"Reina..."

"Huh, noldu Seishiro-sama?"

Reina silah eğitimini bırakıp Nagi'ye döndü. Nagi kıza baktı. Gelecek vaadediyordu ama adamları olmadan ilerlemesinin imkanı yoktu. Bu yüzden kızı bir aileye vermeye karar verdi.

"Bir ailen olsun ister miydin?"

Reina heyecanla yerinde zıplamaya başladığında Nagi, ona olduğu kadar gülümseyerek baktı. "Evet evet evet! Çok isterim. Ama ailemi nerden bulucaz?" dedi Reina. "Ben sana bulucam."

____

Bir güne kalmadan yeni ailesine taşınan Reina mutluydu. Ama o sırada Zantetsu ve İgaguri de gitmişti. Hatta az önce İsagi de istifasını belirtmişti. Bütün mektupları hiç açıp okumadan çekmecesine koyan Nagi artık gerçekten hem mental olarak hem fiziksel olarak hem de ruhsal olarak çöküşe geçmişti.

||•MAFİA LOCK•||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin