Müptela (1. Bölüm)

23 0 0
                                    

Sevimsiz ,yüzsüz, ukala, bencil, aksi,inatçı...

 Sanırım onu tanımlayan kelimeler grubu bu. Tam karşımda duran Kırklarında olmasına rağmen hala otuzlarında gibi gösteren patronuma hitabet söylediğim kelimeler.

 Yüzüne bir yumruk geçirmek sonrasında istifamı verip şu merdivenlerden salınarak inmek istiyordum. Ama hayır. Bu işi zar zor bulmuştum. Geçim krizi, İşsizlik problemi ah... odasının kapısını hızlı bir şekilde olsa da bir sitemle kapatıp masama yürüdüm.Elimdeki gelir gider dosyalarını bir kenara itip ellerimi saçlarıma daldırdım. Uzun bir nefesten sonra, kendime bir kahve molası verecek kadar çalıştığıma kanaat getirdim.

Eteklerimin pilelerini bulup aşşağı çekiştirdim. Merdiven mi yoksa asansör mü? Tek kat aşşağı inmek için merdiven daha iyi bir seçimdi. kendi kendi yaptığım seçim sonrası merdivenlerin olduğu yöne doğru topuklarımı çevirdim. Şuan sadece Bol sütlü ve kremalı orta şekerli üstünde dumanı tüten kahvemi düşünüyordum. Kahvemi alıp tekrar yukarı adımladım. 

Topuklarımın birinin merdiven boşluğuna gelip arkaya doğru afalladığım sırada dirseklerimden bir çift el beni tuttu. Kahve son sürat Yere dökülmüştü. Hadi ama Sadece kahve içmek istiyordum. 

''iyi misiniz?''  Beni kahve hayallerimden alan o tığnılı sesle kedime geldim.dibimde duran çocuğa gözlerimi çevirdiğim an ağır bir vanilya kokusu burnuma oldu. Fazla huzurluydu. Öylece kalmak istedim Boyu benden rahat 20 cm uzundu. yada ben ondan kısaydım. topuklularım bile beni kurtarmıyordu .

 İfadesizce hala bana bakıyordu. Kendine gel kızım toparlan biraz diyen düşüncelerimden çıkıp ''Ah, evet çok teşekkür ederim.'' Arkamı dönüp dirseklerimi hala tuttuğu o koca ellerinden nazikçe çektim. Büyük eller. Babaannem hep büyük ele sahip olan insanların iyi bir koca adayı oldugundan bahsederdi. Ne diyordum ben şurada durmuş Merdivende beni düşmekten son anda kurtaran adamla evlilik senaryosu çiziyordum. Aptal!Üstümü sirkelendikden sonra ''Ben bir temizlikçi çağırayım şurayı temizlesin, Tekrar teşekkür ederim. '' Deyip basamakları Kahve hayallerimin söndüğü o basamakları bir hicranla tekrar indim.

 Arkamı döndüğümde onu görememiştim. Şu kahve olayından sonra odama topuklamış ve son işlerimi halledip çıkmayı düşünüyordum. Sevimsiz patronum beni odasına çağırıp aylık gelir gider tablosunun düzeltilmesini ve bir kaç kopyasını istemeden önce. Birisi patronuma söylesin,fazladan mesai fazladan maaş.

 Şuan evimde olup ayaklarımı kanepede uzatıp takip ettiğim dizilerim cipsim kolam ve ben bütünleşmiş olmamız gerekiyordu. Şimdi fotokopi odasında bir kaç kağıt fazlası için cebelleşiyordum. Normalde nasıldır bilirsiniz.Odaya gir bir kaç çıktı al ve çık. İşte bu kadar basit. Tabi kide burada da bir aksilik çıkmalıydı. 1 saatten fazladır bekliyordum. Kafayı yemek üzereyken elime bir kaç kağıt sıkıştıran Turan abiye burnumdan soluyarak çıktım. Evrakları son bir düzenlemeden sonra Çantamı da alıp sevgili patronum Sezerciğimin yanına ilerledim.

 Kapısının önünde boğazımı temizleyip kapıyı tıklattım. ''Gir!'' sesinden sonra  ağzına ökenip sessizce onun taklidini yaptım. İçeri girdim.  ''Gecikmeden dolayı üzgünüm sadece kopyaları alırken ufak bir pürüz yaşadım.'' Sesimdeki fazladan öz güven az önce yaşadığım sinirden kaynaklanıyordu. başıyla beni onaylayıp gömüldüğü bilgisayarına tekrar döndü. ''Başka bir isteğiniz yoksa çıkıyorum.'' Bu bir rica değildi Sezerciğim. Kafasını tekrar salladıgında arkamı dönüp yavaşça çıkıyordum ki ''Ve Arya hanım son bir şey. Yarın İstanbul da ki bayimizin Ceo'su ile bir yemek düzenleniyor. içerisinde yurt dışın'dan misafirlerimiz de olacak.'' Duraksadı. İyide banane bundan sevgili patronum bırak evime gideyim. ''Sizinde bizimle gelmenizi istiyorum. Burayı benim yanımda temsil edeceksin.'' Evet buda bir rica değildi elbet. saat 8 de hazır olun kapınızdan alınırsınız.'Kafamı sallayıp en imalı ses tonumla 'Tabi ki iyi geceler' deyip Geceler kısmını bastırmıştım. aptal değilse anlardı.

Koskoca holdingde benden başka temsilci bulamamış mıydı. Sertap hanım olabilirdi mesela. ah pardon onun sizin üzeriniz de çok daha önemli görevleri vardı tabii. Dışarı çıkıp derin bir nefes aldım sonunda bitmişti. küçük eski model vosvosumun yanına ilerleyip kapısını açtım. Yan tarafa çantamı atıp direksiyona geçtim. parmaklarımı direksiyonda gezdirirken telefonumu çıkardım. Gelen mesajlar, mailler bildirimlerin ardında gözüme bugünün tarihi çarptı. 8 haziran. simdi sıçtın kızım.elimle kafama vururken bir yandan da kendime söyleniyorum. Aptal, Salak!! Erkek arkadaşımın doğum günü. Ve ben son anda hatırlıyordum. Dün beni arayıp yarın bir şeyler yapıyor muyuz diye soran kıvanca sadece gülmüştüm. En yoğun iş günüm hafta başı. Hızlıca ilk önce bir pastahaneye uğradım. en sevdigi frambuğazlı pastayı alıp sonrada bir alış veriş merkezine sürdüm. Saat 9 idi. Kıvancı aramalıydım. Telefonu arka cebimden çıkarıp rehbere kıvanç ismini aradım. Evet erkek arkadaşımdı ama ben vıcık vıcık ilişkilerden hoşlanmayan biriydim. bunun için kavga bile etmiş dik. Onu telefonuma aşkım bebeğim hayatım gibi kelimelerle kaydetmediğim için. ah şu erkekler. sıradan bir rehberdi işte.telefonu ikinci çalışın dan sonra açtı.

 ''Alo.'' etraftan gelen müzik seslerine aldırış etmeden ''Neredesin ?''diye soru yönelttim.^''Bu şimdi mi aklına geliyor. Nerede olduğum?''  soruya soru ile karşılık en sevdiği çıkış yolu. ''İşten henüz çıktım mesaim arttı. söyleyecek misin ?'' bir yandan telefonla konuşup bir yandan Avm otoparkından mağazalara doğru ilerliyordum. bir tişörtle işi kapatmasını umuyordum. sonuçta benim böyle şeyleri sevmediğimi bilirdi.Partiler bana göre değildi. Ama o partilerin aranan adamıydı sanki. kendini beğenmiş.

''Sanırım bunun artık bir önemi yok Arya. Eğleniyorum ve sensiz. Bir eksiğim yok.'' bu ne cürret ayrılmak istemenin kaçıncı hali bu böyle. 'Öyle mi kıvanç o zaman her neredeyse ve bensiz eğlenmeye devam et çünkü bende şuan sensiz gayet eğleniyorum.'' Söylediğim cümle tamda ezik işiydi. Salak Arya şuan ona hediye bakıyorsun ne eğlenmesinden bahsediyorsun.

 ''Senin için sevindim görüşürüz.'' telefona bir ayrılık senfonisi mi gerçek olamaz bu kadar basit mi iki yıllık bir birliktelik.Sevgiden yoksun bir birliktelik. Ama iki yıl sonuçta ona dava açmalıydım. iki yılımı heba etmiş bir adam vardı karşımda ve telefondan ayrılıyorduk. Şanıma yakışır bir şekilde. sonunda doğru kelimeleri seçtiğimde ağzımı açmış konuşmaya başlayacaktım ki telefonun kapanma sesi kulağımda yankılandı.ayrılığımızın ona hediye almadan önce olmasına sevinmiştim. Pastayı da eve gidip aksiyon filmleri izlerken kalori alımında kullanacaktım. Ne hissediyordum bilmiyorum ama şuan gerçekten birilerini yumruklamak istiyordum. 

Arkadan bir darbe alıp yere kapaklanma mı ellerimle hafifletirken işte sana fırsat kızım at siniri diyen nöronları mı sonra tebrik edecektim. Ayağa hızla kalkıp bana yanlışlıkla da olsa çarpan adama sert bir yumruk geçirdim. Tam isabet. sol gözüne iyi bir yumruk indirmiş ve gayet de rahatlamıştım. Daha özür bile dileme den neye uğradıgını anlamayan adam Sinirlenmiş gibi değildi. Bu benim için iyiydi evet sinirlenme sadece git ve bende eve gidip bir kaç film izleyeyim.Hiç bir şey demesine müsaade etmeden hızlı adımlarla oradan uzaklaştım. vosvosuma gidip dilediğim gibi evime gitmeyi başarmıştım. Anahtarlar? Çantamı önüme boşaltıp taramaya başladım. Yok yok lanet olasıca anahtarlar bir siz eksiktiniz. Ofiste masanın üzerinde olduğunu hatırlayıp kafama yine bir darbe vurdum. Benim güzel beyin hücrelerim geberin! sadece şuraya yatıp ölmek istiyorum. Yan evde oturan arkadaşımı ziyaret vaktim gelmişti sanırım. bu geceyi orada geçirip yarın ofise gider anahtarlarımı alır ve akşam için hazırlanırdım. Birde yemeğe çıkıp o gün çalışacağımı zannediyorsan  çok yanılıyorsun sevgili patronum.  

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 25, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

   MüptelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin