Odamda heyecanla beklerken kapının çalmasıyla koşarak, büyük bir heyecanla aşağı indim. Ben indiğimde abim kapıyı açmış, hatta Kazım içeri girmişti bile. Daha montunu çıkarırken ona sımsıkı sarıldım. Bu halime kıkırdamıştı. "Hop yavaş dur üstümü çıkartayım"
"Çok özledim seni" İnatla sarılmama karşılık pes edip kendisi de bana sarılmıştı. "Üçümüz film izleyelim uno oynayalım lütfen lütfen"
"Abim adamı rahat bırak bi soluk alsın" Araya giren abimden sonra Kazım'ı bıraktım. "Şey özür dilerim. Bir an çok sevindim" Ben çekinirken Kazım sırıtmaya devam ediyordu. "Sorun değil" Diyerek montunu çıkarttı ve kollarını bana açtı. "Gel bakalım" Dediğinde yüzüm gülerek tekrar sarıldım ona.
Boyum kısa olduğu için başımın tam da kalbine denk gelmesi hoşuma gidiyordu. Bu şekilde sabaha kadar kalabilirdim.
Bir süre sarılıp sonrasında çekilerek abime döndüm. "Hadi film izleyelim. Ama ben ortanıza oturayım" Abim gülümsedi ve beni saçlarımdan öptü. "İzleriz abicim. Tabi izleriz. Koş önden filmi seç"
Koşarak oturma odasına gidip Recep İvedik 4 açtım.
Ben Recep İvedik kadınıyım.
Oturma odasına gelip televizyona bakan Kazım güldü. Ah onun gülüşü... Benim için her şeydi. O güzel gülüşüyle yüzünü bana çevirdiğinde kalbimdeki binlerce kelebek adeta çırpınmaya başlamıştı.
"Recep İvedik demek ha?" Dedi. Ona güldüm. "Evet sever misin? Biz abimle bütün bölümlerini izledik" Başını olumlu anlamda salladı. "İzlemez olur muyum hiç. Başlat o zaman" Diyerek koltuğa oturdu.
Abim ve onun arasında oturup ikisinin de elini tuttum. Bu zamanları atlatacaksam sevdiğim iki adamla beraber atlatmak, ha eğer öleceksem de onlarla vakit geçirerek ölmek istiyordum.
Film boyu kahkaha atmıştık. Her kahkahamda Kazım'la göz göze gelip birbirimize hayranlıkla bakıyor, beraber kahkaha atıyorduk.
Filmin sonunda da beraber uno oynamıştık. Seviyordum onlarla vakit geçirmeyi. Abim ve sevdiğim adam...
Abimin Kazım'a olan öfkesi geçmiş gibiydi. Gayet gülüyordu. Uykum geldiğinde ise en son abimin dizinde yattığımı hatırlıyordum.
Ertesi gün ise ben Kazım'ın evine gitmiştim. Bunu onun istemesi daha da mutlu etmişti beni.
Abime doya doya sarıldım. "Kardeşim sana emanet bak yanarsa canı yakarım canını" Diyerek Kazım'la beraber güldü abim. "Merak etme abi yanımda güvende olacak" Diyerek beni yanına çekti.
"Abim ilaçlarını aldın mı yanına?"
"Aldım abi"
"Tamam eksiğin yok görüşürüz abim"
"Görüşürüzz" Diyerek Kazım'ın arabasına gittik. Önden gidip kapıyı açtığında gülümsedim. Kısık bir tonda "Teşekkürler" Diyerek arabaya bindim. Ne? Her şey tam da sevdiğim gibiydi. Galatasaray atkısı koltuğun başında asılıydı, beraber çektiğimiz ilk ve son fotoğraf yan yana üst tarafta yapıştırılmıştı, led ışıklar vardı ve sarı kırmızı yanıyorlardı, kokusu... Kokusu tüm arabayı sarmıştı.
En büyük zaafım... Önce gözleri sonra kokusu. Daha doğrusu direkt kendisi.
Yan koltuğa geçtiğinde ona döndüm. "Bunlar benim için mi?" Bir şeyler ile uğraşırken "Yo diğer sevgilim için" Demişti. Şaka bile olsa üzülmüştüm. Sesim kesilmişti.
Bir kaç saniye bana bakıp sonrasında kıkırdayarak yanağımdan makas aldı. Bu hareketiyle utanmış, yanaklarım nar gibi olmuştu. "Şakaydı ya. Tek sevgilim var oda sensin Ceren" Bir anda utançla eğdiğim başımı kaldırdım. "Sevgilin mi?"
Hafifçe gülümsedi ve başını olumlu anlamda salladı. "Evet, sevgilim"
"Kazım bana inandın mı!" Diye sordum sevinçle. "Başından beri inanmadığım için çok özür dilerim sevgilim" Dediğinde ona sımsıkı sarıldım. Mutluluk göz yaşlarım almaya başlamıştı.
"Çok şükür! Allah'ım şükürler olsun!" Yüzümü kendine doğru hizalayıp gözlerimden akan yaşları sildi. "Şşt ağlamak yok" Diyerek burnumun ucuna öpücük bıraktı. "Eve gidelim mi rahat rahat oturalım?"
"Hı hı" Dediğimde yanağıma derin bir öpücük bırakarak arabayı sürmeye başlamıştı. Yol boyunca bırakmadığı elimi defalarca öpmüştü.
Nihayet eve vardığımızda beraber balkona oturduk. Üşümememiz için omuzlarımıza Galatasaray'lı battaniye örtmüş, beni de göğüsüne yatırmıştı. Aynı battaniyenin altında, kokusu eşliğinde huzurla yatıyordum.
"Günlerce beni bitiren boşluk kapandı biliyor musun?" Başımı göğüsünden hiç kaldırmadım. "Kapandı aşkım"
"Kazım ben çok üzüldüm. Sen bana inanmayınca çok ağladım ben ölmek istedim hatta denedimde. Sen yokken çok canım acıdı benim buram acıdı" Diyerek elimle kalbimi gösterdim. Başımı yüzüne doğru kaldırarak yüzümü okşadı. "Şşt. Tamam artık geçti bak buradayım güzelim. Yanındayım" Diyerek burnuma ve yanaklarıma küçük öpücükler bıraktı.
"Çok korktum başkasını böyle öpersin diye" Sözümü bitirmeme müsaade etmeden dudaklarını dudaklarımla buluşturdu. Evet, öpmüştü beni... Dudaklarının sıcaklığı ve beni kendine iyice çekmesi anın büyüsüne kapılmamı hızlandırıyordu.
Dudaklarımız uzun süre sonra ayrıldığında çok yakındık. Yeşilleri kahvelerime dolup taşmıştı. Baş parmağı dudağıma gidip yavaşça okşarken konuştu. "Bu dudakların benden başkası dokunamaz onlara. Aynı şekilde benimde. Ben hep sana ait kalacağım sevgilim"
"Kazım seni çok seviyorum"
"Canım kurban sana bende seni çok seviyorum"
Sonrasında uzun uzun sarılmıştık birbirimize...
Bunu atıp yatıyorum
Finale az kaldı bu arada...
Sizce mutlu mu biter mutsuz mu?
İyi gecelerrrr🤍💋