Hiç düşünmeden başladım, bitirdim. Lütfen düşüncelerinizi, yorumlarını ve oylarınızı eksik etmeyin.
***
Tanıştığımız ilk günü hiç unutmadım biliyor musun?
Valizini taşımakta oldukça zorlanıyordun ve otobüse binemiyordun. Gel gör ki ben o otobüsteydim ve o kadar yorgundum ki... birkaç bardak kahveyle ayaktaydım, kulaklığım kulağımda slow bir şeyler dinliyordum. Uyudum uyuyacağım...
İşte o sırada otobüsün çok beklemesinden dolayı kafamı çevirdiğimde seni gördüm. Sarı saçların gözlerinin önüne düşmüştü ve ekmek yanaklarını şişirdiğin için ekstra tatlıydın.
Hemen kalkıp sana yardım etmeye geldim. Sadece çok heyecanlanmıştım.
Evet daha yüzünü görmememe rağmen.
İşte tam o sırada göze geldik. Nefes nefese kalmana rağmen kocaman gülümsedin. Sana yemin ediyorum uykusuzluğum yok oldu.
Tanrımmmm hala gözümün önünde o halin.
Gerçi sana bu halimi anlattığımda gülmekten yerlere yatmış sonra üstüme atlamıştın ama seninde bende gözün vardı değil mi?
teşekkür edip kartı bastın ve yanıma oturdun ya. Tüm o fresh ama hafif tatlı kokun beni mahvetti. Ben hayatımda bu kadar dağıldığımı hatırlamıyorum biri için. Seninle gerçekten konuşmak ve biraz olsun daha fazla vakit geçirmek istemiştim ama onu yapamadım Tüm yol kafamı kurcaladın.
Biraz sonra inmek için düğmeye bastığında yine bir panikledim ve seninle ayaklandım. Tam valizini eline aldığımda sonunda bir cesaret kırıntısıyla elinden almıştım onu. 'Bende ineceğim zaten yardımcı olayım.'
İnmeyecektim
ama az kalmıştı olsundu.
Tekrarlayan teşekkürlerin eşliğinde indiğimizde artık bitmişti. Göremeyecektim bir daha seni.
göremedim de... Bir buçuk hafta iki hafta adım attığım her yerde istemsizce gözlerim seni aradı hep. İmkansız gibiydi, koskoca ülkede senin ve benim tekrar karşılaşmamız.
Aşkım, gözbebeğim, ruh eşim
stajdan yeni çıkmanın verdiği bıkkınla fakülteye raporları vermeye girdiğim an senin görmem evrenin bir oyunu muydu bilmiyorum ama bu sefer mavi saçlarla etrafına gülücükler saçıyordun.
Göz göze geldiğim an bir elektrik geçti vücudumdan. Yanıma adımladığında ise ne yapacağımı bilemedim. 'Merhaba hyung' dedin Beni araştırmış mıydın? görmüş müydün yoksa bilmiyorum ama samimiyetin çok rahatlatıcıydı. Kısa bir selamlaşma sohbet, tanışma ardından bizim üniversiteye geçmiş olduğunu ve daha birinci sınıf olduğunu öğrenmiştim.
sende beni diğer üst sınıflardan duymuş, görmüştün, o zaman bilmesem de aynı hisleri paylaşıyorduk. Biz cidden ruh esiydik. Herkese naip olmazdı.
Taehyung'um cidden benim 'kaderim' olduğuna o kadar inanmıştım ki o an. Zaten sonrasında sonunda elde edebildiğim tüm fırsatları değerlendirdim. Yemekhanede, bahçede, ortak derslerimizde, üniversite etkinliklerinde...
Gerçekten çok çabaladım ve değdi.
Minik flörtleşmeler, utanmalar, cilveler, kızarmalar hala dün gibi aklımda. Hala dün gibi heyecanlanıyorum.
Sevgilim, kartanem
kar tanesi kadar narin çiçeğim.
her bir zerren hala capcanlı hatıralımda. Yaşadığı seyleri hevesle anlatmanı, hiç bir detayı atlamamanı, mimiklerini, sesini, kokunu o kadar özledim ki.
YOU ARE READING
Sensiz ben
FanfictionNe kâğıt kalemsiz olmayı bilir Ne de ben sensiz kalmayı Neden bir dert biter, diğeri gelir? Ateştir bu, iyi bilir yakmayı