0.9

15 5 0
                                    

Gördüğüm kahve kupasını elimde döndürerek inceliyordum, sonrasında yanımda ajandaları inceleyen sevgilimin görebileceği bir şekilde tuttum kupaları. "sevgilim, bak bu kupalar çok hoş. Yıldızlar ve ay, bizim gibi."

"evettt alalım mı bunu hyunjin, kahve içerken neden birbirimizle uyumlu kupalarımız olmasın ki? "

"o zaman aldım bile hayatım, eve gittiğimizde ellerinden güzel bir kahve içeriz bir film eşliğinde."

Kıkırtısı eşliğinde cavabı geçilmedi, o sırada kupaları alışveriş sepetimizin içine bırakmıştım.

"yeterki sen iste, ben sana hiç kahve yapmazmıyım." tatlı minik tilkiyi andıran gözleri, gülümsemesinden dolayı oldukça kısılmıştı. Bu görüntü ile onun sayesinde yüzümden hiç eksik olmayan gülüşümü durduramamıştım.

"bebeğim, biliyorsun ki kahve sınırımız var. Bu şirinliklerine kanmayacağımı bilmelisin."

Dudaklarını büzüp bana baktığı sırada çoktan dudaklarında dalıp gitmiştim, elim yumuşacık yanakları ile temas ettiği an dudaklarına çok kısa süren bir buse kondurmuştum.

Kısa süren öpücüğümüzden sonra büyülenmiş gözleri, gözlerim ile temasını kesmemişti.

"hyunjin, her buldupun fırsatta öpmesene beni. Birileri görebilir."

Bir yandan hem onu dinliyor hemde raflarda duran sucuk ve kaşarlardan sepetimize atıyordum.

"görebilirler elbette isterlerse rahatsızda olabilirler ama sence bu benim ne kadar umrumda olur?"

"evet senin ne düşündükleri umurunda olmayabilir ama ben utanıyorum." utanıyorum derken bile yanakları kıpkırmızı olmuştu, çok fazla tatlıydı.

"utanma sevgilim." listede yazan süt maddesi ile raflarda gözüme takılması bir olmuştu. "bebeğim şurdan sütü verirmisin."

O raflardan aldığı sütü sepetimize atarken, bende salçayı aldığım gibi sepete atmıştım.

Alışverişimiz tamamlandığında kasada ödememizi yapmaya sıra gelmişti.

"sen mi ödeyeceksin?"

"evet zengin bir sevgilin var hayatım unutuyorsun sanırım."

"evet, benim sevgilim."

"evet hayatım, senin sevgilin."

Süzünde kocaman utangaç bir sırıtma oluşmuştu, bunu sevgili olduğumuz zamanlar bir konu arasında yine söylediğimde aynı tepkiyi vermişti.

Marketten çıktığımızda poşetleri arabanın bagajına yerleştirdim, o da bana yardım edip arabaya binmişti.

Beni arabada bekleyen tilkimi bekletmeden arabaya bindim.

"güzelim kemerini takmaya ne dersin?"

"olur derim, takıyorum şimdi."

Arabayı çalıştırdım ve eve doğru yola çıktık.

---- ☯︎ ----

Eve döndüğümüzde, döndüğümüzde diyiyorum çünkü sevgilim yaklaşık bir haftadır benimle kalıyordu. Şuan haberi olmasa bile yakında ona benimle yaşaması için bir teklif yapacaktım, kendisini bana alıştırıp biryere çekip gidemezdi.

Ben üstümü değişirken o bana mutfaktan bağırıyordu.

"birtanem poşetleri buraya koyuyorum."

"istediğin yere koy hayatım birazdan yerleştiririz ama önce gel ve üstünü değiş." sesimi mutfaktan duyması için bağırmıştım.

Tam odamdan ben çıkarken, o içeriye girmiş ve üstünü değiştirmeye başlamıştı.

O gelmeden aldığımız malzemeleri yerleştirme işine koyulmuştum bile ama işi çabuk bitmiş olacak ki hemen yanıma adımladı.

"neden beni beklemedin? Beraber yapıcaktık."

"hayatım üçte birini bile yapmadım daha hala yardım edebilirsin."

Bugün beraber kalpli pizza yapacaktık, o yüzden alışverişe çıkmış ve tüm malzemeleri hatta daha fazlasını almıştık.

"hayatım yuvarlak yapsak olmuyor mu?"

"ya! Hyunjin. Oyun bozanlık yapmasana, videolarda izliyordum hep kalpli pizza yağıyordu çiftler."

Sırf sinirlendiğinde çok tatlı olduğunu bildiğimden onunla uğraşmaya devam ediyordum.

"pizza dediğin yuvarlak olur, bu yaptığımız resmen hakaret. İtalyanlar bizi görse o pizzayı kafamıza geçirirler."

Elindeki bıçağı bana doğru sallayarak, "seni bıçaklarım hyunjin beni sinir etme." demişti tatlı bir ses tonu ile.

"a-a-a ama olmaz ki böyle, sevgililiğimiz boyunca hep beni bıçaklamak ile mi tehdit ediceksin?"

"ya hyunjin sus ve un dök bana biraz."

Dediğini yaptım ve tarifte yazan alacağı kadar unu pizza hamuruna döktüm, bu alacağı kadar un ne kadardı keşke onu da yazsaydılar.

Elime aldığım unu herşeyden habersiz hamur yoğurmak ile uğraşan sevgilimin yüzüne boca etmiştim.

Şaşkınlıktan açılan ağzı ve gözleri ile bana şirin bir bakış atmıştı o an kendimi tutamayıp kocaman bir kahkaha atmıştım.

"sen ne yapıyorsun ya, cidden çok gıcıksın hyunjin." gözlerini kapamış ve yine dudaklarını büzmüştü, böyle yapınca ona dayanamıyordum.

Büzüşen dudaklarından öpmüştüm sevgilimi, ama o sırada eline aldığı undan habersizdim. Dudaklarım ondan ayrıldığında, geriye bir adım atmıştım. Yüzüme otuz iki diş gülümseyerek bakan tilkim ile karşılaştığımda, elinde duran unu fark etmek için çok geç kalmıştım sadece gözlerimi kapatmak için minik bir fırsatım olmuştu.

Ve aynı ona yaptığım gibi bende undan nasibimi almıştım.

"sadece yaşlandığınında bile seveceğim seni demek istemiştim."

"öyle mi, bende sadece yaşlandığınında bile seveceğim seni demek istemiştim."

Ve daha sonrasında sorunsuz bir şekilde pizzamızı yapmaya devam etmiştik, ara sıra kestiği pizzalardan çalıp ağzıma atıyor, onu öpüyor ve bana verdiği işleri yapmaya devam ediyordum.


---- ☯︎ ----


Pizzamızı ve kahvemizi yapmış, karayip korsanları eşliğinde pizzamızı yiyiyorduk.

Sevgilim, pizza ve filmler. En sevdiğim üçleme buydu işte.

"bak şimdi jack burda çok akıllıca davranıyor, biraz kafadan var gibi gözlüyor ama asıl böylelerden korkacaksın."

"ne yapıyor ki?" diye sordu.

"izle ve gör hayatım spoi yok."

Bir yanda filmler hakkında yorumlar yapıyor bir yandan ağzına pizza sıkıştırıyordum, o ise gülmekten ona yedirdiğim pizzaları yiyemiyordu, böyle olduğunda onu aşırı öpesim geliyordu.

Ne kadar tatlı olduğundan haberi olmaması ne acı.


---- ☯︎ ----

𝐓𝐡𝐞 𝐚𝐫𝐭𝐰𝐨𝐫𝐤 𝐨𝐟 𝐭𝐡𝐞 𝐧𝐢𝐠𝐡𝐭// 𝐡𝐲𝐮𝐧𝐢𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin