Şiirdin
Bitmeyen mısralarımın arasında gezinen,
Bana ilham olan güzelliğin
Sen benden gitmeyendin.Söyle bana Kara;
Hani sen de ölmeyecektin.
Siyah gözler
Gerçeğin aynası olamayacak kadar kirli
Savaş görmüş
Ve fazla kana bulanmış irisler.Ben senin masum Kara'n değilim ahu bâde'm.
Sıhhatimden geriye gamzelerim kaldı
Onlarıda sana feda edeyim.
Yeter ki tekrar gönlüne gireyim.Zorla sevda yaşanır mıydı şu âlemde
Aşk kılıç yarasının içine doluşuverir miydi hiç?
Keza yüzden akmıyor muydu hınç?Sevmek ne demek bilmem ben.
Sen söküp attın yüreğimi şuracıkta,
Kalpsiz bi kadın ancak lanet getirir mâbedine.
Bin kılıç yarası şu sırtımdaki
Bir merhametsiz bakış
Öldürdün beni
Ben mi yaşatacağım seni.Tek bir hücrem yok,
Sen diye haykırmayanTek bir hücrendi oysa
Beni tutmak istediğin
Ömrüm boyunca
Karanlık sarayında.Toprağından kopardığım çiçeğin solup ölmemesi için köklerini boğazıma dolamasına göz yuman bir
generalim ben.
En büyük düşmanım ordular değil.
Yanıldığın tek konu bu oldu,
O her zaman bendim.Kapadı gözlerini kadın
Bir destanın ana karakteri olduğunu biliyor gibi kucakladı adam yerde yatan ölüm çiçeğini
Yaprakları zehirdi
Zehri kimse sevmezdi
Çıkarları olmadığı müddetçe tabi.
