1

0 0 0
                                    

Gözüme giren ışık hüzmesi sayesinde nihayet gözlerimi acabilmistim. Amy benden önce uyanmış hatta hazırlanmıştı. Onun bu dakikliği ben her defasında şaşırtıyor ve aynı zamanda etkiliyordu. Bense geceleri gördüğüm ama hatırlayamadığım kabuslar yüzünden uyku bedenimi ve zihnimi ele geçirene kadar uyuyamıyordum. Son zamanlarda fazla uykusuz kalmıştım. Kabuslarim giderek daha karmaşık daha korkunç hale gelmeye başlamıştı ve her rüyalar birbiriyle bağlantılıydı. Çok güzel bir kadın ve ona körkütük aşık bir erkeği görüyordum. Hayatımda gördüğüm tek erkek ruyamdaki o adamdı. Bizim dünyamızda kadınlar ve erkekler sanki farklı dünyalarda yaşıyordu. Doğduğumdan beri hiç erkek görmemiştim, daha doğrusu seçilmiş kişiler hariç hiç kimse karşı cinsle görüşemiyordu. Erkeklerin neye benzediğini bile bilmiyorduk. Anatomi derslerinde erkek vücudu hakkında bilgi ediniyorduk ama hiç canlı bir sekilde görmemiştik. Nedenini sorduğumuzda sadece "yasak, konusunu bile açmayın yoksa başınız derde girer" diyorlardı. Kütüphanede bununla ilgili kitaplar vardı lakin sadece üst kademe yöneticilerin açabildiği anahtarlı bir dolapta kilitlilerdi. Ben düşüncelerime dalmisken Amy'nin sabırsız ve biraz da bıkmış sesini duydum.

"Amber, hadi! Yoksa seni bırakıp gideceğim. Bayan x ile sen ugrasirsin artık."

Gözlerimi devirerek hızlıca hazırlandım.

Amy beni kapı eşiğinde beklerken bir yandan da ayaklarını sertçe yere vuruyordu. Beraber sınıfa doğru neredeyse koşarak yürüdük.
Bayan Nelly içeri girdiğimizde bize hafif kızgın bir bakış atarak ders anlatmaya devam etti. Bugünkü dersimiz ahlak ve görgü kurallariyla ilgiliydi. Okul nedense buna çok dikkat ediyordu. Kadınların birer "hanımefendi" gibi davranması gerektiği aksi takdirde toplum tarafından dislanacaklarını söylüyorlardı. Bu derse geç kalmaktan hiçbir pişmanlık duymuyordum. Dersin tek amacı biz kadınları belirli kalıplara sokmak ve hayatimizi kisitlamaktan başka bir şey değildi ama yinede Bayan Nelly'yi çok sevdiğim için az da olsa ilgileniyormus gibi davraniyordum ve merak ediyordum acaba erkekler de bu tarz dersler görüyor muydu? Onların dünyası nasıldı? Beyinleri nasıl çalışıyordu? Bunu öğrenmenin hiçbir yolu yok maalesef ki. Yine düşüncelerime dalmisken bunu farkeden Bayan Nelly'nin sesini duydum.

"Öyle değil mi Amber?"

Ne dediğini dinlememiştim bile ama neyseki sıra arkadaşım Amy kulağıma fısıldadı.

"Bayan Nelly kadınların toplum içinde sesli bir şekilde kahkaha atarak gülmesinin yanlış olduğundan bahsediyor."

Hiç düşünmeden cevapladım.

"Ben öyle düşünmüyorum.'

Bütün sınıf şaşırarak bana baktı. Bayan Nelly de dahil.

"Anlamadım canım, açıklar mısın?"

"Neden sesli bir şekilde içimizden geldiği gibi gülemiyoruz da bunu bastırmak zorunda kalıyoruz? Mutlu olduğumuz ve bunu gülerek dışa yansittigimiz için mu ayiplanacagiz yani? Öyleyse burada en ayiplanacak kişi ben olmalıyım."

Sınıf sesli bir şekilde kahkaha attı ardından Bayan Nelly'nin "sesli gülmek" hakkında söylediklerini hatırlayıp sustular. Her ne kadar sınıfın çoğu bu tarz kisitlanmalara sesini cikaramasa da benim gibiler de vardı. Bunlardan bir diğeri bana destek çıkan Gale idi.

"Amber'e katılıyorum. İstediğimiz gibi ozgurce yasabilmeliyiz."

Gale'nin sözlerinin ardından birkaç kişi daha bize destek çıkınca Bayan Nelly sınıfı susturarak dersi bitirdi.
Yemek saati gelmişti ancak henüz acikmamistim. Amy yemekhaneye çıkarken bende biraz bahçede hava almaya karar verdim. Okulun arkasında bulunan citlerde bizim sigabilecegimiz boşlukta bir delik vardı ve bu deliğin ardında kimsenin görmediği gizli bir yerimiz bulunuyordu. Okulun arkasi çok boş ve kirli olduğundan kimse buralara gelmiyordu. Deligin önüne kimse görmesin diye karton kutu koyuyorduk. Kutuyu ittiruo içeri girmek üzereydim ki biri üstüme atladı. Çığlık atacaktım fakat eliyle ağzımı kapayarak beni engelledi.

"Sakin ol zararsizim."

Arkamı dönüp beni tutan kişiye baktım. Ama o ... O garipti. Bize benziyordu ama aynı zamanda da benzemiyordu. Kumral kısa saçlı, baya kısa saçlı uzun boylu, ince ama yapılı vücutlu biriydi. Üstünde okul kıyafeti olmadığından okuldan bir öğrenci olmadığını anladim.Onu saskinlikla incelerken onun da beni aynı sekilde inceledigini farkettim. Sessizliği ilk bozan ben oldum.

"Kimsin sen ve gizli yerimizi nereden biliyorsun?"

Konuşmadan önce boğazını temizledi.

"Üzgünüm beni bulmamalari için buraya saklandım."

Durdu, bana baktı ve ardindan ekledi.

"Ben Edna. Ya sen?"

Adımı sorarken bana gülümsedi. Hoş, çarpık bir gülümsemesi vardı.

"Ben Amber. Anladığım kadarıyla bu okuldan değilsin."

"Ah hayır. Ben burada bile yaşamıyorum. Cidden anlamadın mı?"

Şaşkınlıkla "neyi" diye sordum.

"Ben bir erkeğim."

Saskinligimi gizleyemeyerek ağzım açık merakla ona bakakaldim. Bu tepkime karşın tekrar kahkaha atarak güldü. Gerçekten çok güzel gülüyordu.

"Şaşkınlığını anlayabiliyorum. Bende ilk defa bir kadın görüyorum. İlk gördüğüm karşı cins sensin. Anladığım kadarıyla sende ilk defa bir erkek görüyorsun, doğru muyum?"

Şaşkınlıktan kurtulup kendime anca geldikten sonra cevapladım.

"Evet , ilk defa bir erkek görüyorum ama bu nasıl mümkün olabilir? Yasak değil mi? Okyanusu nasıl aştın?"

Ardarda sorduğum sorulara cevap vermeden önce stresli bir iç çekti ve konuşmaya başladı.

"Açıkçası ben... Kaçtım. Bu dünyayı görmek istedim. Merakıma engel olamadım."

"Ama nasıl kaçtın? Okyanusu Okeanos yönetiyor. Efsaneye göre oradan geçen bir daha geri donemiyormus."

Alaycı bir şekilde baktı.

"Okyanustan geçtiğimi kim söyledi. Biliyorsun üremek için erkeklerden alınan spermleri buraya getirmek için kamyonlar var. Babam o kamyonları getirip götürüyor ve bende çaktırmadan kamyonun arkasında saklandım. Etrafı dolanıp geri donecektim fakat dondugumde araç yoktu."

"Sadece meraktan mi geldin?"

Utanarak başını eğdi ve ekledi.

"Açıkçası annemi bulma umuduyla geldim. Babamın dedigine göre sizin okulunuzda çalışıyormuş. O da fazla bilmiyor. Bu bilgiler gizli kalıyor. Biz erkekler yalnızca babamızı tanıyoruz, siz kadınlar da yalnızca annenizi tanıyorsunuz. Ama bunun haksızlık olduğunu düşünüyorum. Bizi ebeveynlerimizden ayırıyorlar. Ama ben kararliyim annemi bulacağım."

"Annenin adını biliyor musun veya herhangi bir şey?"

Elini çenesine götürerek düşündü.

"Tek bildiğim isminin Liva olduğu. Okulda Liva adinda birini tanıyor musun?"

Bildigim kadarıyla okulda Liva adinda biri yoktu.

"Hayır bilmiyorum ama bilgi edinmeye çalışırım."

Minnettarligini gizlemeyerek bana baktı ve tekrar gülümsedi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin