02

17 1 4
                                    

Jay sonunda taksiden tanıdık gelen evin önünde indiğinde yorgun ve bitkin olduğunu hissetmişti. Hava durumunun berbatlığı yüzünden uçak neredeyse düşme tehlikesi geçirmişti ve yolculuk neredeyse 7 saat sürmüştü. Tabi ki bundan kimseye bahsetmeyecekti çünkü biliyordu ki gerçekten endişeleneceklerdi. Bunu aklında bulundurarak düşüncelerinden sıyrıldı ve taksi parasını ödedikten sonra bagajdan bavullarını da inip evin girişine kadar taksiciyle birlikte getirdi. Taksiciye teşekkür etti ve sonra cebindeki anahtarı çıkartıp deliğe soktu. Kapıyı açtığında onu o kadar tembihlemesine rağmen uykulu gözlerle bekleyen birisi vardı.

Riki en geniş gülümsemesi fakat bir o kadar da yorulmuş gözleriyle Jay'e bakıyordu. "Hyung!" dedi ve kocaman sarıldı ona. Jay sarılışına karşılık verirken şakacı bir sinirlilikle cevap vermişti. "Sana uyu demedim mi ben? Sabah görüşecektik zaten." 

"Hyung.." dedi ve somurttu. "3 senedir görmüyorum seni ben ya. Nasıl dayanayım sabaha kadar?" Jay dediği şeyle gülümsedi. "Biraz daha yüksek sesle konuşmaya devam edersen annenin de artık sabaha kadar beklemesine gerek kalmayacak." 

"Artık çok geç. Bu ördek kılıklının sessiz olmasına imkan var mı ki?" Jay Riki'nin annesinin sesini duyduğunda gülümsemesi genişlemişti.

"Anne! Of hepsi bu oğlunun suçu ya. Sabah sürpriz yapacaktım size ben." 

"Hmm bugün değil de yarın gelerek mi? İmkanı bile yok Riki çoktan söyledi bugün geleceğini."

Jay Riki'ye yan bakışlar atmıştı. "Bazen gıcık olmam normal mi sana diye düşünüyorum." 

Riki Jay'in beline kollarını dolayarak sarıldı yine ona. "Ah hyung~ Gıcık olma bana ben çok seviyorum seni!" Jay ondan ayrılıp Riki'nin annesine sarılmıştı. "Özlemişim sizi." 

"Özlemişsindir tabi, biz de özledik. Orada çok yalnızdın değil mi? Artık Riki var, bir de şu Riki'nin arkadaşlarıyla da kaynaşırsınız belki." 

"Anne Jay hyung onları tanıyor zaten.." dedi Riki bıkkınlıkla. 

"Annecim merak etme sen beni. Zaten şu küçük ördek büyük ihtimalle beni okulda hiç yalnız bırakmaz hatta yanında kedisini ve diğer iki tilkisini de sürükler peşinde." 

"Kedi diye bahsettiğin Jungwon mu yoksa?" dedi Riki imalı bakışlar atarak. Şu an bunu Jungwon duysaydı havalara uçardı büyük ihtimalle.

"Won'dan bahsediyorum tabi ki. Onun kadar kedi biri var mı?" dedi ve hala kapının önünde bavullarıyla olduğunu fark edince güldü. "Lafa tuttun beni! içeri girdiğimden beri ne bir hareket ettim ne bir şey. İzin ver de ben yerleşip dinleneyim artık." 

"Ah hyung! Benim birlikte yatacaksın değil mi? Bak cidden bırakmam seni misafir odasına sen misafir değil bu evin bir parçasısın." dediğinde Jay göz devirdi. "Senden kurtuluş yok." 

"Yes be,  anne yatıyoruz biz hadi iyi geceler!!"

"Deli bu deli, kime çektiyse." 

"Babama çekmişim ben." Hala laf yetiştirmeye çalışıyordu tabi.

"He o meymenetsize mi? Yok oğlum benzemiyorsun ona sen unut onu."

-

Jay sabahın ilk ışıklarıyla gözlerini araladığında gözünün önünde ona dik dik bakan Riki'yle karşılaşması çok da beklenmedik bir şey değildi.

"Sabaha sabah gördüğüm ilk şey neden sensin ya?" dedi hala uykulu olan sesiyle.

"Hyung ya. İstersen bugün okula gitme? Hala yorgunsun sanırım." 

blind | jaywonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin