1. Bölüm

91 13 6
                                    

İçeriye adımımı atmamla kapının üzerindeki çanın çalması bir oldu. Bu buraya üçüncü gelişimdi. Huzur dolu bir yer bulmak zor oluyordu. Dışarısı aşırı sıcaktı. Bu mükemmel kitapçı ise klima barındıran nadir yerlerdendi. Hem kitaplarla dolu olduğundan hem de dışarıya göre daha serin bir havaya sahip olduğundan içeriye girdiğiniz anda dışarıya kıyasla farklı bir dünyada hissediyordunuz. Ayda bir uğradığım bu kitapçının adı ''Darling Street Books'' idi. Etkileyici olsa da pek yaratıcı bir isim olarak sayamazdınız çünkü zaten Darling Street'de olan tek kitapçıydı.

Serin hava dalgasına kendimi bırakarak raflara ilerlemeye başladım. Diğer yandan ise kol çantamdan yaptığım kitap listesini çıkarmaya çalışıyordum. Aradığım kitap bölümüne gelince durdum ve listenin başındaki kitabı aramaya başladım.

Kısıtlı bütçeye sahip olduğumdan her ay yalnızca üç kitap alabiliyordum. Evet, bazen üç kitap yetersiz olabiliyordu. Bazen de derslerim o kadar yoğun oluyordu ki elimde bir ay boyunca sürünebiliyordu.

Bulduğum son kitabı diğer ikisinin üzerine koyacaktım ki biri benden önce davranıp başka bir kitabı üçüncü olarak diğerlerinin üzerine koydu. Başımı yukarıya kaldırdığımda yarım gülümsemesiyle bana bakan esmer bir çocukla karşılaştım. İsmi Calum olmalıydı. Çünkü yaka kartında öyle yazıyordu. ''Bu ayın üçüncüsü bu olsun. Pişman olmayacaksın.''

Bir şey söylememe fırsat vermeden arkasını döndü ve rafların arasına karıştı. Bu beni takip ettiği anlamına mı geliyordu? Çünkü her ay üç kitap aldığımı biliyordu.

Onun koyduğu kitabı rafa bırakıp kendi listemdeki üçüncü kitabı diğer ikisinin üzerine koydum. Kasaya doğru yöneldim.

Oldukça geniş bir yerdi ve ben hala kasayı bulmakta zorlanıyordum. Bir şekilde plakların olduğu yere geldim ve bakınmaya başladım. Benim müzikle pek aram yoktu ama ev arkadaşım Rae çok severdi. Öyle ki salonun yarısını plak çaları ve plakları kaplıyordu. Salonumuzun ne kadar küçük olduğunu düşünürsek bu çok da şaşılacak bir durum değildi aslında. Onun için bir plak almayı düşündüm. Ama henüz ne tür müzik dinlediğini çözememiştim. Sonuçta tanışalı yalnızca üç ay olmuştu ve bu üç ayın çoğunu odamda ders çalışarak geçirmiştim.

Kasaya kitapları bıraktım ve çantamda cüzdanımı aramaya başladım. Parayı verdim ve kitaplarımın olduğu çantayı alıp kapının üzerindeki çanın sesiyle beraber kitapçıdan ayrıldım.

Sydney'in hala alışamadığım bu boğucu havasında eve gitmek için on beş dakika yürümek yetmezmiş gibi bir de dört kat merdiven çıkmam gerekiyordu.

Eve girdim ve Rae'ye seslendim. Cevap veren olmadı. Belli ki yine ek derse kalmıştı. Odama geçtim ve yeni kitaplarımı kitaplığımdaki yerlerini almaları için çantadan çıkardım. Ve bir sürprizle karşılaştım. Üçüncü kitap benim listemdeki değildi.

''Austin Jane-Aşk ve Gurur''

Sürprizlerin hoş olması gerekmez miydi?



merhabaa

ilk bölüm bu yüzden henüz anlaşılmamış olabilir nasıl olduğu ama yorumlarını, eleştrilerinizi eksik etmeyin. umarım beğenirsiniz. teşekkürlerr 

ve yazım yanlışlarım varsa affola....

the book shop// c. h.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin