2

17 3 26
                                    

Sabah erkenden bileğimdeki sızıyla uyandım. Dün voleybol oynarken burkmuş olmalıydım. Ağrıyan yerimi es geçip yataktan kalktım. Tam o sırada abim kapıyı tıklattı ve giyinmem gerektiğini söyledi. İçime bikini, bikininin üstüne de bol bir tişört ve kısa kot şort giydim. Cantamı alıp güneş gözlüğümü de taktıktan sonra abimin odasına girdim. O da giyinmişti.

Otelden çıkıp kiraladığımız arabaya doğru yöneldim. Abim sürücü koltuğuna oturdu ve arabayı çalıştırdı. Yaklaşık 10 dakika sonra restorana vardığımızda içeri girdik. Restoranın bahçesine geçtik. Çok geniş ve ferahtı. Her zamanki gibi salata aldım. Bu sefer yumurtalıydı.

Tam ilk lokmamı çiğnerken onu gördüm. Rüzgarı. Yanında kız kardeşi Rüya da vardı. Yemek boğazımda kalırken abim de bana su uzattı. Abimin uzattığı suyı Rüzgara bakarken içtim. Gözlerimiz buluşunca göz temasını kestim ve yemeğime odaklandım. Abimle önümüzdekileri bitirince abim sigarasından bir dal aldı, ben de lavaboya gittim. Lavaboya giderken Rüzgara gözümle işaret yapıp kapıdan içeri girip kapıyı kapattım. Rüzgarın gelmesini bekledim.

Rüzgar geldiğinde "senin burada ne işin var?" Dedim. Cevabı şaşırtmadı. "Kardeşimle kahvaltı yapmaya geldik, asıl senin burada ne işin var?" dedi. Ben de doğruları söyledim "Ben de abimle geldim ama ne hikmetse aynı yerlere gelmişiz." dedim. Rüzgardan cevap gecikmedi "otele en yakın restoranlardan birisi olduğu için olabilir mi Ada?" dedi. Alaycı bir ifade takınmıştı. E haklıydı ama ne yapayım. Konuyu değiştirmek için "Neyse çok oyalanmayayım abim fark ederse ya da seni görürse fena olur." dedim.

Vedalaştıktan sonra dikkat çekmemek için ilk önce o çıktı, 2 dakika sonra ben. Abim hesabı ödediğinde bu sefer başka bir sahile gitmiştik. Burası daha tenhaydı. 1 saat yüzdükten sonra kenara çekilip günün geri kalanında güneşlendim.

Akşam olduğunda otele gidip üstlerimizi degiştirip yemek yedik. Sonra dışarılarda bi bara gittik. Henüz reşit olmadığım için alkolsüz bir şeyler aldım. Biraz zaman geçtiğinde abime baktım ve bir de ne göreyim. Sızmıştı. Çok içme demiştim! Abimi kaldırmaya çalıştım ama kalkmayınca barmenden yardım isyedim ve arabayı ben süremeyeceğimden taksi çağırdım. Taksici abimi ön koltuğa bindirirken ben de arka koltuğa geçtim. Eve vardığımızda taksici abimi eve kadar götürdü. Şoföre ücrerini ödeyip abimi yatırdım. Henüz uykum gelmediğinden kendi odama geçip geç saatlere kadar kitap okudum. . Hala uykum gelmeyince dışarı hava almaya çıktım.

Yaklaşık 5 dakika yürüdükten sonra yine o karşıma çıktı. Tam yanından geçip gidiyordum ki bileğimden tutup kendine çekti. Çok yakındık. Uzaklaşmak istediğimde ise bırakmadı. Yutkundum. Yutkundu. En son ne yaptığının farkına varmış olacak ki bileğimi tuttuğu elini gevşetti. Elimin içine bir kağıt parçası koydu. Yüzüne baktıktan sonra geri çekildim. Bir şey söyleyecekmiş gibi dudaklarını araladı. "O gün sana bilerek çarptım. Bunların olmasını istemezdim, çok özür dilerim" dedi ve arkasını dönüp uzaklaştı. Neden özür dilemişti ki? Arkasından bakakaldım. Ne yani ilk defa gördüğü birine neden bilerek çarpsın ki? O gittiğinde elime sıkıştırdığı kağıdı açtım. Bir numara yazıyordu. Onun numarası olmalıydı. Hemen telefonumu açıp numarayı kaydettim.

Saate baktığımda saatin gece 3.47 olduğunu gördüm. Çok geç olmuştu.  Otele doğru yöneldim ve kapıdan içeri girdim. Abimin odasına baktığımdaysa hala uyuduğunu gördüm. Abimin odasındam çıkıp kendi odama gittiğimdeyse yatağımın üzeeinde bir not kağıdı gördüm. Kağıda baktığımdaysa yerimde kalakaldım. Not kağıdında "özür dilerim" yazıyordu. Ne yani Rüzgarın bu saatte odamıza girecek hali yoktu ya. Eğer o girdiyse odanın anahtarını nereden bulmuştu? Düşürmemiştim de. Neler dönüyordu?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Adadaki RüzgârHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin