Jisung, Minho'nun ona son dediği şeyin gerginliğini üzerinden atamamışken bu odanın hangi amaçla kullanıldığını bilmek onu daha çok geriyorduŞimdi odanın tam önünde dururken ellerinin terlemesinin nedeni tam olarak buydu. "Hadi girelim artık." dedi Minho, 2 dakikadır tereddüt yaşayan çocuğa anlam verememişti.
Kapının kolunu açtığı anda Jisung'un gözlerini sımsıkı yumması bir oldu, oda kapkaranlık olduğundan bir şey belli olmuyordu ama orada aynayı görememe ihtimali Jisung'un gergin olmasının ikinci nedeniydi.
Minho gözlerini sımsıkı yummuş çocuğun farkındalığıyla elini onun beline koyup içeriye doğru yönlendirmiş kapıyı kapatıp kitlediğinde de ışığı açmıştı. Arızalı ampül nedeniyle yavaş yavaş aydınlanan oda gözler önüne serildi.
"Orada mı?" diye sordu Jisung. Minho çevresine bakındı, burada bir sürü ayna vardı. "Bilmiyorum." Bir duvarı boydan boya aynayla kaplatılmıştı, aynanın bitişiğinde bir yatak bulunuyordu. Ayna tarafının tam karşısında bir dolap ve onun yanında da eskilerden kalma bir ayna vardı.
Jisung bu lafla gözlerini hafifçe aralayıp odaya baktığında o antika aynayı görmesiyle ani bir sevinçle bağırdı "Orada." demişti, olduğu yerde ne yapacağını bilemeyip refleks olarak Minho'ya sarılmış hemen geri çekilmişti.
Aynaya doğru ilerleyip altın kaplama çerçevesinde elini gezdirdi. Geçen gün geldiğinde kırık bulduğu bu ayna yaptırılmıştı. Evine açılan geçit tamir edilmişti.
"Şimdi zamandaki yarık bu ayna öyle mi?" diye sordu Minho da Jisung'un tam yanında durduğunda. İkisinin görüntüsü de aynadan yansıyarak gözlerine ulaşıyordu. Yan yana güzel göründüklerini düşündü o an Jisung, nereden geldiği bilinmez aşırı gereksiz bir düşünceydi. Lakin saniyelik de olsa aklından bu düşünce geçmişti.
"Zamandaki yarık derken?"
"İşte öyle olur ya filmlerde, evrenler arasında bir boşluk oluşturur geçitler." Jisung elini aynaya değdirdi, bir ışık süzmesi bekledi ama yoktu.
"Öyleyse her zaman çalışması gerekmiyor mu bu boşluğun? Ben dünyama nasıl geri döneceğim?" Gözleri yine dolmuştu, bu konuda hassastı. Ve bu konuda hassas olması dünyanın en normal şeyiydi.
"Eğer bu aynayla bu odada buraya geldiysen geri de dönebilirsin. Sadece biraz zaman lazım."
Zaman diye düşündü Jisung. Zaman onun için ders çalışırken tuttuğu kronometreden ibaretti. Kafasında hep dersler döner dururdu, zamanını hep bu konuya harcardı. Vücudu iflas edip arkadaşıyla eğlenmek için neden bulana kadar da böyle devam etti. O günden sonra bu zaman kavramı onun için tamamen değişmişti. Evinden uzakta olduğu günleri saymak için kullanır olmuştu zamanı.
Belki dedi içinden, belki bu paralel evren saçmalığı her neyse benim gözümü açmak için başıma gelmiştir. Bu hayatta sadece derslerden ve ailemi memnun etmekten başka amacı olmayan bana, derssiz ve ailesiz bir hayat sunmasının nedeni budur.
"Ne düşünüyorsun?" diye sordu Minho, düşüncelere dalmış çocuğa karşı. "Hiçbir şey. Sadece neden ben diye düşünüyordum."
"Neden sen Jisung? Gerçekten, o saatte ikinizin de aynı anda bu odada olması tesadüf müydü?"
Jisung Minho'nun kurduğu cümleler arasında bir kelimenin zihninde parlamasıyla "Tabii ya!" dedi. "İkimizde aynı saatte aynı odada farklı evrenlerdeydik, geçit bu yüzden açılmış olmalı. Ben bu yüzden buraya gelmiş olmalıyım ve buradaki Jisung da benim evrenimde olmalı. Değil mi?" Tek nefeste konuştuğu için soluklanıp aynaya iki eliyle dokundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Another
FanfictionOkulun örnek ve inek öğrencisi Jisung, bir gün bambaşka bir evrene gider. Üstelik bu evrendeki hali tam bir serseridir ve şimdi onun yerine geçmek zorundadır |Minsung|