Desteklerinizi eksik etmeyin aşklarım. 💕
Resmen küçük bir çocuk gibi ayaklarımı yere vura vura müdürün yanından çıktım.
Bir çocuk bakabilmek için illa bir kocaya mı ihtiyacım vardı?Kocam olsa ne olacaktı ki, çocuğa bakacak olan yine bendim.O ufaklığı, hayatımda hiçbir şey istemediğim kadar çok istiyordum. Çok minikti ve hastaydı.
Buradaki bakımı için gerekli bütün desteği sağlamış da olsam yanımda olunca
her şey daha güzel olacaktı.Ayrıca evlenip çocuk yapma gibi planlarım olmadığı için bir çocuk sahiplenmek
en mantıklı olaydı.Erkeklerden nefret ediyordum ama çocuklara bayılıyordum. Keşke erkeksiz
üremenin bir yolu olsaydı. Hayat işte o zaman gerçekten mükemmel olurdu.
Bir de minik Jung Hee'nin bir an önce iyileşmesi. Kalbinde ki delik onu her geçen
gün daha fazla zorluyordu, yaşıtları gibi koşup eğlenemiyordu ve esirgeme kurumunda geçirdiği günler daha zor hale geliyordu.Herkes bahçede koşup oynarken o sadece izliyordu. Henüz dört yaşında bir
ufaklık için ağır bir imtihandı ama çok güçlüydü.Yavaşça Jung Hee'nin kaldığı odaya giderek kapısını açtım. Masada tek başına boyama yapıyordu, muhtemelen diğerleri bahçeye çıkmıştı.
Kafasını kaldırıp beni gördüğü an yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşti.
Erkeklerden nefret ediyorum demiştim değil mi? Bu genellemeye Jung Hee dahil
değildi."Ne zaman geldin Bana?"
Yaklaşıp yanında ki boş sandalyeye oturdum.
"Yeni geldim ufaklık sen ne yapıyorsun?"
Çizdiği resmi bana doğru uzattı. Pek bir şey anladığım söylenemezdi, bu yüzden
açıklamasını bekledim. "Bu sen, bu da ben. Bu da evimiz." O anlatınca resim kafamda şekillenmeye başlamıştı. Gülümseyerek yanağına minik bir öpücük bıraktım. "Çok güzelolmuş.""Ne zaman annem olacaksın?"
Sorduğu soru ile suratım bir anda düştü. Onu alacağımı söylemiştim ama iki aydır prosedürlerle karşılaşıyordum. Ne yaptıysam olmuyordu.
"O konuda biraz sıkıntı oldu."
Anında yüzü düştü ve dudaklarını büzdü. "Ama beni alacaktın, burada çok
sıkılıyorum."Saçlarını okşayarak öpücük bıraktım. "Biliyorum Jung Hee, inan bana
uğraşıyorum da ama senin annen olabilmem için sana bir baba bulmam
gerekiyor."Üzgün bir şekilde yüzüne bakarken omuz silkip kafasını çevirdi. "Bul o zaman
Hana, burada daha fazla kalmak istemiyorum, hep yalnızım."O böyle konuştukça canım daha çok yanıyordu. Onu buradan alıp kaçırma isteği
ile doluyordum. Saçma sapan prosedürler yüzünden Jung Hee istediği aile sıcaklığını hissedemiyordu. Daha iyi şartlar altında tedavi olacaktı ama prosedürler izin vermiyordu!"Elimden geleni yapıp sana bir baba bulacağım."
İşaret parmağını kafasına koyarak gülümsedi. Bu aklıma birşey geldi demekti.
"Söyle bakalım"
Merakla ona baktığımda dişlerinin göstererek gülümsedi.
"Dong min hyung babam olabilir hem seni seviyor."
Kaşlarımı çatarak işaret parmağımı dudaklarına götürdüm.
"O sadece benim arkadaşım, ayrıca bu işe karışma ben halledeceğim."
Gülümsemesi yüzünden silinmeden kafasını aşağı yukarı salladı.
"Ben şimdi gidiyorum, az kaldı biraz daha sabret."