Sabah okula geç kalmıştım. Jimin,namjoon ve Hoseok beni yüzlerce kez aramış fakat telefonumun sesi kısık olduğu için duymamıştım. İlk derse geç kalmış olabilirdim fakat ikinci derse yetişmek için hemen hazırlanmıştım. Üstümü giyinip dişlerimi fırçaladım ve yemek yemeden çantamı hazırlayıp okulun yolunu tuttum. Okula gitmek için hızlı bir şekilde koşuyordum. Yorulmuştum fakat ikinci derside kaçıramazdım. Çünkü 3. ders fizikçiylendi ve namjoonun dediğine göre fizikçi dersine geç kalanları 2 hafta boyunca derse almıyormuş. Bu çok saçmaydı.Zaten Bay Kim yüzünden okula gelmekte isteksizim birde bu fizikçi işi iyice zorlaştırıyordu.
Sonunda okula gelebilmiştim. Hızlıca okul koridorunda derse yetişmek için koşuyordum. Koşarken bianda ayağım burkulmuştu. Ayağımın acısını düşünmeden derse yetişmek için koşmaya devam etmiştim fakat koşarken bianda biri bileğimden tutmuş ve beni kendine çekmişti. Anın verdiği şaşkınlıkla ne olduğunu anlamaya çalışırken karşımdaki kişinin Bay Kim olduğunu görmüştüm. Çok yakın duruyorduk. Aramızda bir nefeslik boşluk vardı. Ben korkmuştum. Yine ve yine korkmuştum. Eminimki namjoon'la jiminin kuzenine sövmesinden beni sorumlu tutmuştu. Bı anlık korkuyla ondan özür dilemeye başlamıştım.
"Bay Kim ben çok özür dilerim böyle olmasını istemedim. Arkadaşlarım yejinin beni kaçırdığını düşündü bu yüzden ona sövdüler ben gerçekten özür dilerim"
Özür dilemistim fakat Bay Kim hala bir şey dememişti. Bileğimdeki elini sıkılaştırmış ve beni peşinde sürüklemişti. Merdivenlerden inmiştik, beni bilmediğim karanlık gözgözü görmeyen bir yere getirmişti. Durduğumuzda bileğimi bırakmış ve ışıkları yakmişti.
Işıklar yanınca gözüm kamaşmıştı. Bay Kim bir şey demeden yanıma yaklaşmıştı. Ama ben geri çekilmiştim. Bana vurma düşüncesi aklımı yiyip bitiriyordu. Artık bana vurmasını istemiyordum. Ağlamaya başlamıştım. O bana yaklaştıkça ben ondan uzaklaşıyordum. Bir adım daha attığımda sırtım duvara çarpmıştı. Artık gidicek bir yerim kalmamıştı . Bay Kim ellerini yüzüme yaklaştırırken bianda eğildim ve sırtımı duvara yaslayıp sesli bir şekilde ağladım. Ağlarken Bay Kim'e bana vurmamasi için yalvarıyordum.
"Bay Kim lütfen bana vurmayın ne isterseniz yaparım lütfen vurmayın bana ben özür dilerim arkadaşlarım adına özür dilerim lütfen bırakın gideyim"
Dediklerimi bitirince Bay Kim'de eğilmiş ve yüzümü elleri arasına alıp başparmağıyla gözyaşlarımı silmişti.
"korkma jugkook sadece gözyaşlarını silicektim. Sana bişey oldu diye çok korktum."
"Bana neden bişey olsun ki Bay Kim "
"Yeji bana dün senin kaçırıldığını söyledi tüm gece seni düşünmekten uyuyamadım"
Neden beni düşünmekten uyuyamamıştı ki yada neden benim kacirilmam onu bu kadar korkutmuştu.
"Ama ben kaçırılmadım ki Bay Kim "
"Ne, ama yeji ban-"
Sözünü kesmiştim.
"Dün biz jiminlerle lunaparka gitmiştik, hoseok yolda bı tane köpek gördü. Çok tatlı buldu bizde köpeğin peşine koştuk hoseok'la. Ben hoseok jiminlere haber vermiştir diye onlara haber vermedim, hoseok'ta ben haber vermisimdir diye vermemişti. E bizden haber alamayıncada korkmuşlar ve bu işin içinde yejinin olduğunu düşünüp onu aramışlardı. Keşke haber verseydik jimin ağlayıp durmuş kıyameti koparmıştı"
"Jungkook burda tek düşündüğün şey jiminin kıyameti koparmasımı. Ben dün gece sana bişey oldu diye kafayı yedim, nerde olduğunu, iyimi kötümü olduğunu düşünmekten kafayı sıyırdım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Calvin Klein | Taekook
FanfictionJe veux que tu sois à moi Jeon. ( Benim olmanı istiyorum Jeon) Je suis toujours à toi Kim. ( Her zaman seninim Kim)