❝your beauty never ever scared me❞
𒀖
Şehir ışıklarının cıvıl cıvıl sokak aralarında öpüşen genç omegalar için milyonlarca alfanın sınırda nöbet tuttuğu tehlike, ormanlardaki habis ağaçların yapraklarında saklanan perilerin ağızlarından düşmeyen "Fenrir", söylenilen göre üç kez zincire vurulmuştu, Jeon Jungkook için ilki arkadaşları ikincisi motorsikleti üçüncüsü kızgınlıktaki kurtlardı. Bulunduğumuz eyalet onun zincirlenmesini öneren diplomatlarla doluyken, hiç umursamadan fermuarının ardındaki dünyaya taşıdığı insanlar eski Burj Khalifa'dan bulutlara dokunabiliyor, Mariana Çukuru'nu içinde hissettiklerini söylüyordu. Vita, bu bilgiyle deltasına sadık kalamıyor bağını kırıp onun sikine atlamak için kuduruyordu an itibariyle, kırlangıçların şarkısı kulağıma usulca şöyle diyordu, "Eğil, kalçalarını sun. Tişörtünü beline toparla, deliğinden sızan balını onun kasıklarına akıt." Bulunduğum yerin neresi olduğu bilmeden dişlerimi birbirine bastırarak bileklerimdeki ağırlıkları çekiştirip, gözlerimi araladım; Jeon Jungkook tam karşımda oturmuş elindeki bıçağı döndürürken çıplak bedenime dalmıştı.
"Siktir." dedi birden, "Bu delice." Bulanık görüntüyü netleştirdikten sonra tek kaşımı kaldırdım. Çıplak göğsü saatlerce koşmuş gibi parlıyorken, dünden kalma çıplaklığıyla oturduğu yerde geriye kaymış, bacaklarını sakso veriyormuş gibi aralamıştı. Künyesinin ucu kaymış, göğsünün bir kısmına dağılan sahnede kırdığı Fender Stratocaster marka gitarının dövmesini gölgelemişti. Köprücüklerinin ortasındaki keskin v'de birikmiş cazibe kurdumu uyarırken bakışlarımı yüzüne çıkarıp kurtulmayı umduğum ifadeyle karşılaştım. Dudağını kenara doğru kıvırmış, hareketli gözleri ile çıplak göğsüme bakıyordu. "Çöz beni." dedim kısık sesle, odağı yüzüme kaydı, "Çözemem." dedi anında, piercingini yaladı, "Delta'nın istemeyeceği bir günahın kalıntısını sikimden sızdırmana izin verirsem beni öldürürler."
Gülecek gibi oldum, başımı tamamen kaldırarak duvara tutunarak ayağa kalktım. Üstümde sadece yer yer çamur olmuş dizleri yırtık yüksek bel kumaş pantolonum vardı. Bileklerimdeki ve ayaklarımdaki parangaları kırmak istedim ancak çok güçsüzdüm, "Jungkook beni çözmezsen bunlardan kurtulduğum gibi seni mahvederim." dedim sakince, "Bırak beni gideyim." Beni siklemedi, dövmeli, kaslı kolunu oturduğu sandalyenin arkasına atarak dudaklarıma baktı, "Olmaz güzelim." dedi dalga geçer gibi, "Birazdan dönüşüm geçireceksin, benim canımı alma ihtimalin yüksek. Şu an kendimi koruyorum."
Dişlerimi sıktım, "Sen kimsin ki seni öldüreyim? Kendini koruyacağın hiçbir şey yok. Beni özgür kıl. Kendini değerli sanma." Ondan nefret ettiğim dönemler uzak değildi, böyle durdukça, oturduğu yerden beni izleyip güldükçe sinirimi bozuyordu, şu zincirleri kırdığım gibi onu babasının künyesinde boğma hayalinin içinde buldum kendimi. Kasıklarımdan göğsüme yayılan ağrı ile inlediğimde, durumu fark etmiştim. Ağrıyla paralel ilerleyen arzu ve öfke damarlarıma dolduğundan dişlerimin uzadığını hissettim, "Ah." dedim öncelikle, onu kalçalarım arasında boğduğuma dair bir sahne yasaklı porno sitesinin virüsü gibi aklımda bin sekmede oynuyor, gittikçe artarken sahneler değişiyordu. "Jungkook beni çözmezsen çok kötü şeyler olacak. Belanı bulacaksın." diye bağırdım birden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
jeon etc.
FanfictionDizlerimin üstüne çöküp itaat etmemi isteyen deltana, sadece senin önünde kıymetli bacak aran için diz çöktüğümü söylüyorum Taehyung. vita taehyung & cinsiyetsiz jungkook. 210124.