Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir zamanlar bir orman varmış. Bu ormanın bir de Aslan kralı ve bu kralın bir ailesi varmış. Kralın oğlunun adı Leo imiş.
Herkes Leo'yu duyduğunda aynı babası gibi geleceğin orman kralı, güçlü, lider ruhlu birisi olduğunu sanırmış -Aynı diğer Aslanlar gibi-.
Ama Leo herkesin çeşitli hikayelerde duyduğu o klasik "erkek aslan" kalıplarına hiç uyumuyormuş. Ne iyi bir lider ne de çok cesur ve güçlü imiş.
Olaylara bir de iyi yanında bakalım di mi? Bizim Leo çok iyi yemek ve temizlik yapar. Üstüne bir de harikulade bir çizim yeteneğine sahipmiş.
Ama Leo'nun bu iyi yanlarının hiçkimse tarafından kabul görür yanı yokmuş. Aksine ailesi ve orman halkı ondan istediği iyi bir lider, cesur ve güçlü olmasıymış. Öyle bir şey ki kükredi mi tüm orman titresin.
Günlerden bir gün kral oğlu Leo'yu odasına çağırmış.
—Leo biliyorsun ki bir ay sonra on sekiz yaşına gireceksin. Ben artık yaşlanıyorum. Bu yüzden evin tek erkek çocuğu olduğun için ormanın yeni lideri olarak seni seçmek istiyorum.
—Ama baba ben iyi bir lider değilim. Bu ormanı ne koruyabilrim ne de yönetebilirim. Sırf sen istedin diye kız kardeşim yerine beni seçmen doğru değil. Hem ben ressam olmak istiyorum.
Diye babasına karşı çıkmış Leo. Ama ne etkisi var ki karşı çıkmasının? Bunu duyan kral öfkelenmiş.
—Bunu demeye nasıl cüret edersin! Erkek aslan dediğin liderdir, korku nedir bilmez, evinin ve ormanın reisidir. Resmi sadece aslanlar tarafından avlanan o ezik ceylanlar yapar.
Diye adeta kükremiş. Tam Leo "Ama baba" diye itiraz edecekken babasının kükremesi ile tüm oda inleyince susmak zorunda kalmış. Kral:
"İtiraz falan istemiyorum. Ben bu ormanın kralıyım ben rica etmem, emrederim. Bu ormanın sınırlarında ben ne dersem o olur. Şimdi odana, cezalısın." demiş öncekinden daha büyük olan öfkesiyle.
"Erkek aslan dediğin"
O olaydan sonra günler günleri kovalamış. Kral ne zaman Leo'nun elinde resim ile alakalı bir şey görse parçalamış ve onu kral olması konusunda azarlamış.
"Erkek aslan dediğin"
On sekizinci yaş günü yarındı. Babasının baskıları ve ormanda dolaşırken karşılaştığı hayvan halkının söyledikleri her geçen gün daha ağır gelmişti. Artık katlanamıyordu. Leo düpedüz çökmüştü. Doğru düzgün yemek bile yiyemiyordu."Erkek aslan dediğin"
İkiz kız kardeşi ile bile doğru düzgün konuşmayı geç buluşamıyorlardı bile. Zaten ne zaman kız kardeşini görse ya kitap okuyor ya da ya da anlayamadığı diğer garip hesaplarla uğraşıyormuş.
Son doğum gününe bir saat kalmıştı. Sabaha artık taç giyme töreni vardı. Ama Leo kral olmak değil sanatçı olmak istiyormuş ama kaçışı yoktu. Ormandan kaçsa gideceği bir yer yok. Dış dünyayı hiç bilmiyormuş.
O gece Leo evden kaçmıştı. Yalnız kalmak için uçurumun kenarına gelmişti. Yükseklikten çok korkardı oysa. Orada ne yapıyordu?
Leo uçuruma, uçurum ona bakıyordu. Gözünden bir damla yaş süzüldü.
O sırada aklında tek cümle yankılanıyordu Leo'nun. Arkasından değen şiddetli rüzgarlarla beraber uçurumdan düşerken aklından çıkmayan tek cümle tek cümle:
"Erkek aslan dediğin"
(Kanka 10 yaşımda yazmışım bu hikayeyi fazla bir şey bekleme istersen)
**************************************
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aslan Dediğin
Short StoryLeo sadece "hayalperest" bir aslan. En fazla ne olabilir ki?