İyi okumalar.
.
.
.
.Jungkook
Bir kaç evrak işinden ve kayıt işleminden sonra sağlık kontrolünden geçirildi. Sağlık kontrolünden sonra beni bir süre aynalara küstürecek olan saç tıraşı zamanı gelmişti. Saç tıraşından sonra askerlik hayatım boyunca kullanacağım fotoğraf çekimi için kamera karşısına geçtim. Fotoğraf faslı da bitince uzun boylu birisi gelip bana askerliğim boyunca kullanacağım eşyaları verdi. Benim yanımda da birkaç fazladan eşya vardı tabii. Artık asker adayı olarak askeri eğitim zamanım gelmişti
Akeriyeden içeri ilk adımımı attığım o andan itibaren benim için artık dünya sadece buradan ibaretti. Koskoca 2 yılımı birileri için çalışarak, türlü türlü sıkı çalışmalara tâbi tutularak ve rütbesi yüksek insanların alay konusu olarak geçirecektim.
Her işin üstesinden gelebilirdim orası ayrı. Gittiğim her yerde başarılı olmuştum, olmak zorundaydım çünkü ben bir asker çocuğuyum.
Anneme göre yapamadığım her şey beni yüz karası yapıyordu. Ne kadar zorlanırsam zorlanayım elime aldığım işi başarmak zorundaydım. Bu çocukluğumdan beri bana aşılandığı için şimdi bile girdiğim her ortamda en iyisi olmaya çalışıyordum.
Önümde yürüyüp bana yol gösteren kişi beni küçük bir binaya soktu. Uzun koridorlardan geçip beni bir odaya getirdi. Bir sürü ranza yan yana dizilmişti, bazılarının üzerinde eşya vardı. Hepsinin üzeri yeşil yatak örtüleriyle örtülmüştü.
Yatacağım yeri öğrendikten sonra eşyalarımı yatağın altına koydum ve yatağa oturdum.
"Yerleştiysen temel askeri eğitim için çıkmamız gerekiyor. "
Başımı sallayıp kalktım ve o adamın yanına gittim. Gülümseyerek beni izliyordu. Askeriyede çalışan biri için oldukça mutlu görünüyordu. Sanırım gerçekten bu işi isteyerek buraya gelmişti. Gülümserken ortaya çıkan gamzeleri ise onu sevimli gösteriyordu. Benden yaşça büyük biri için bunu demem doğru olmayabilirdi ama öyleydi.
"Affedersiniz, isminiz nedir?"
"Benim adım Kim Namjoon."
"Memnun oldum Bay Kim. Rütbeniz nedir?"
"Teğmen."
"Ne zamandan beri buradasınız?"
"3 yıl olmuştur herhalde."
"Kaç yaşındasınız?"
"27"
Bir süre aramızda bir sessizlik olduktan sonra sessizliği bozan kişi Namjoon oldu.
"Adın ne?"
" Jeon Jungkook, teğmenim."
"Geldik Jeon. Sana başarılar."
Gülümseyip teşekkür ettim ve koşarak sıraya dizilmiş adayların arasına girdim. Teğmen Namjoon gelip parmağıyla beni işaret ederek ondan daha rütbeli olduğu belli olan kişinin kulağına bir şeyler söyledi ve asker selamı verip uzaklaştı.
Rütbeli kişi bana baktı ve duvar gibi suratında bir an olsun mimik bile oynatmadan bana adımı sordu.
"Jeon Jungkook, efendim. Busanlıyım.
Elindeki dosyadan bir şeyler kontrol etmeye başladığında yanımdaki kişiye dönüp ona yaklaştım ve fısıldayarak konuştum.
"Kimdir bu kişi."
"Yarbay Kim Taehyung. Sakın gözüne çok gözükme. En ufak yanlışında seni haşlar. Kendisi aşırı disiplinli ve kontrol manyağıdır."
Başımı sallayıp önüme döndüm ve yarbaya baktım. Elindeki dosyayı kapattıktan sonra ellerini arkasında birleştirdi ve gözlerini bizim üzerimizde gezdirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Literary Soldier
FanfictionHer erkek bir yaşa geldikten sonra vatani görevlerini yerine getirmek için askere alınır. Jeon Jeongguk'ta okuduğu üniversitenin edebiyat fakültesini bitirdikten sonra yaşının gelmesiyle birlikte askere alınmıştı. Fakat askeriyede hiç beklemediği bi...