"Taeyeon'u ara ve bir yere gidecegini söyle." Kaşlarımı çattım. Beni nereye götürüyordu? Tanımadığım bir adamla nereye gidecektim?
"Beni nereye gotureceksin?" diye sorduğumda o da kaşlarını çattı.
"Gidince gorursun." Cakma watpadd karakteri diye dusundum.
"Beni hicbir yere goturmuyorsun. Hayır goturursende, beni evime bırak." dediğimde kaşlarını daha fazla çattı. Bir an direksiyonu sertçe sağa kırdı ve araba topraklı yolda hızlanmaya başladı.
"Tamam. Aramasanda olur. Ona ben mesaj atarım. Seni buldugum iyi oldu. Sırf seni bulmak için, okul değiştirdim. Hemde, 24 tane. Senin hattını Taeyeon degistirdi ve senden uzak durmam icin, seni yanına aldi." Kaşlarımı daha fazla çattım ve yağmurun saclarimi islatmasina izin vererek, arkada ki saclarimi one aldim.
"Hikayen güzelmiş. Ama beni evime bırak." dediğimde araba daha hızlı gitmeye başladı. Ne yapmaya çalışıyor bu?
"Yavaslat hizini. Su an toprak yoldayiz ve eger toprak yolda surekli gidersen surtunme kuvveti yuzunden araba takla atar ve oluruz." Beni dinlemedi ve daha hızlı gitmeye başladi. Artik dehsete kapilmistim ve gozlerim yaniyordu. Ama olmaz. Aglamayacagim. Onun yaninda aglamak istemiyordum. Uzerime bir yorgunluk coktu ve basim ağrımaya başladı. Kendimi berbat hissediyordum. Daha hızlı surmeye başladığında dolan gozlerimi kapattim. Olmek istemiyordum. Zaten ölümden donmustum, olmek istemiyordum.
Luhan yuzunden olmek istemiyordum.
"Dur!" diye bagirdigimda sesim fark edilmeyecek kadar az titremisti. Artik hickirarak agliyordum ve her hickirmamda vücudum sarsiliyordu.
"Dur lanet olasi! Dur! Olmek istemiyorum dur!" Bir anda frene basinca, cama yapisacaktim ama kolunu karnimin uzerine koyup emniyet kemeri görevini görünce yerimden hareket edemedim. Aglamak istemiyordum ama agliyordum. Duygu cok yogun olunca ki, hissettiğim dehşet tarif edilemez bir seydi, aglamaya basliyordum.
Kolunu ittirdim ve bana saskinca bakmasini umursamadan bacaklarimi kendime cekip sarildim. Aglamami dindirmeye calisirken, bir sessizlik olustu. Sadece hickiriklarim duyulurken, konusmaya basladi.
"Ozur dilerim. Lütfen aglama." diye fisildadiginda daha fazla aglmak istedim ama kendimi bunu engelleyebilmistim. Kendimi durdurmaya calisiyordum. Aglamak istemiyordum.
Ellerini saclarimda hissederken, saclarimi oksamaya basladi.
"Aglama lutfen. Bak ben-..." Sozunu kesen sey, telefonumun zil sesi oldu. Kendimi tutmaya calistim. Kafami kaldirdim ve bacaklarimi indirdim. Ellerini ittim ve telefonumu cikardim.
Taeyeon.
Al iste. Telefonu açtım ve tam kulagima goturmeden hafifce kulagima yaklaştırdim.
"Sen nerdesin!?" diye bağırdı o cirtlak sesi ile. Ve ya, bağırdı degil de, çığlık atti daha mantikli olur.
"Taeyeon ben-..." derken Luhan sözümü kesti.
"Benimle. Eve biraz gec gelebilir." dedi.
"Seohyun sen Luhan'la mısın?" diye tekrar bagirdi. Luhan telefonu elimden aldi ve hoparlörü açtı."Evet." dedigimde bir an ciglik atti.
"Her şeyi hatirliyorsun yani?" dedi hevesle.
"Sey..." derken sözümü yine kesti Luhan.
"Pot kirdin genc." dedi.
"Ouv. Tamam o zaman. Ama eve geldiginde bana rapor vereceksin Seohyun." dedigimde Luhan guldu.
"Iyi tamam da..." dedim şüpheli bir sesle ama bu sefer Taeyeon sözümü kesti.
"Seni oldurmez merak etme. Ne derse yap. Ona guvenirsen senin yararina." dedi ve Luhan gülüp,
"Sağol genc." deyip telefonu kapatti. Bana bakti ve telefonu bana uzatti. Elinden sertce alırken,
"Duydun." dedi. Sıkıntıyla ic gecirdim ve.
"Yavas sur bari." dedim güldü ve arabayi tekrar çalıştırdı. Telefonumu cebime koydum ve artik yavaslayan yagmuru umursamadim. Sabahtan beri umursamamistim ki zaten simdi umursasam kac yazar.
Bir an hapsurdum. Basimin ağrısı ve yorgunluğum daha da cokerken Luhan kaşlarını çattı ama bir şey söylemedi. Bir an arabayi durdurunca, ona baktim ama o asagi indi. Bende asagi indigimde, bir bag evi vardi.
On tarafta yerde bir balkonu vardi. Balkonda saksida çiçekler vardi ve eve sarmasiklar uzaniyordu. Sarmasiklarda cicekler vardi ve her pencerenin etrafında mor pembe cicekler vardi. O kadar guzeldi ki, guzelligine hayran kalmistim. Bas agrim artarken Luhan yanima geldi ve bana bakti. Yagmur çoktan durmustu. Onumde durdu ve beni kendine çekti. Bir eli belime giderken, diger eli alnima gitti.
"Yaniyorsun. Atesin cok fazla." dedi endiseli bir ses ile. Yuzumde ki eli belime giderken, elini yavasca yüzümden çekmişti ve eli yuzumde kaymisti. Beni daha fazla kendine cekerken, onu engellemiyordum. Bir an dudaklarini alnima bastirdi ve elini kaldirarak basimi boynuna bastirdi. Boynunun girintisine saklanirken, tanidik koku burnumu doldurdu. Cok guzeldi ve güvende hissetiriyordu.
Dudaklarini saclarima bastirdi ve kokumu icine cektiginde bir an karnim karincalandi ve bu hisle saskina dondum. Gözlerimi kapattim ve umursamadim. Burasi guzeldi. Kollarimi ona dolarken, neden boyle yaptigimi bir an dusundum.
Selam. Evet, aslında hikayeyi yazmayı uzun zaman önce kesmiştim. Hatta, silmeyi bile düsünüyordum, ama bir cok kisi destekleyince artık yeni bolum yazmaya karar verdim.
Silmeyi düşündüm çünkü, bu kurgu benim kafamda olustugunda daha çocuktum. Zaten ilk bölümler sacma olmus. O kadar sacma ki, gercegi soylemek gerekirse, usendim. Cunku cok sacma yazmisim bir an ben mi yazmışım bunu diyr dusundum.
Sadece bir sure sinir koyacagim. Votelar ve yorumlar artinca ve belli bir sinirda durunca, bolum gunlerini soyleyecegim. Simdi bu part olayı soyle ki, bu kisma kadar yazabildim ve ardindan butun her sey birbirine karisti. Eger devam edersem, Taeyeon ile, Luhan'ı ciftleştirebilirim. O yuzden birakmam hikayenin geleceği icin daha saglikli sdafdg
+5 yorum. +10 vote. Sonra yeni bölüm :). Iyi aksamlar. :D.