Sabah yine nefret dolu bir güne uyandım. Evet. Nefret dolu. Bir insan hem hayatından hem de kendinden bu kadar nefret eder mi? Edermiş. Bu hayata sadece kardeşim için katlanıyorum. Çünkü o benim herşeyim. Ondan başka kimsem yok. Neden mi yok? Çünkü o çocuk daha iki yaşındayken gözleri önünde annemiz bir ayyaş baba tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Sonrasında kendimi kardeşime adadım ve onu büyütmek için çabaladım.
Kahvaltı hazırlamak için mutfağa gittim. Buzdolabını açtığımda rezalet ama alıştığım o manzarayla karşılaştım. Birkaç peynir, zeytin ve biraz bal. Anlaşılan bugünkü maaşım da yemek alışverişine gidicek. Hem okula gidip hem de işte çalışmak çok zor. Ama katlanmak zorundayım. Malzemeleri çıkarıp kalan ekmek diliminin içine koydum. Sonrasında sandviçi masaya bırakarak kardeşimin odasına gittim. Kapıyı açıp yatağına ilerledim. Yanına oturdum ve onu izlemeye başladım. Yüz hatları anneme benziyordu. Çok yakışıklı bir çocuktu.
"Alp." diye seslendim.
Eğilip gözüne gelen saçları geriye gittim.
"Alp." dedim tekrar.
Bir şeyler sayıklayım uyumaya devam etti.
"Alp, hadi uyan artık geç kalacağız."
"Of abla biraz daha uyusam?"
"Yeterince uyudun zaten hadi kalk."
"Tamam be kalktık." diye homurdanarak yatağında dikleşti. Gözlerini ovuşturup bana baktı.
"Üzerini değiştirip mutfağa gel ablacım."
"Tamam abla." dedi ve kalktı. Bende kalkıp odama doğru ilerledim. Dolaşımı açıp giyeceğim kıyafetleri çıkardım. Mavi bol kot pantolon ve beyaz boğazlı kazağımı aldım. Hemen üzerime geçirip mutfağa gittim. Mutfağa girdiğimde Alp kahvaltısına başlamıştı. Karşısına geçip oturdum.
"Afiyet olsun ablam." dedim.
"Abla." dedi.
"Efendim ablacım?"
"Biz ne zaman zengin olacağız?"
Sorduğu soru karşısında sessiz kaldım. Çünkü verebileceğim bir cevabım yoktu.
"Neden susuyorsun? Neden her defasında beni cevapsız bırakıyorsun?"
"Çünkü bu sorunun cevabını bende bilmiyorum."
"Nasıl yani?"
"Her şey kadere bağlı yakışıklım sen onu boşver kahvaltını yap geç kalacağız."
Alp oflayarak son dilimini ağzına attı ve banyoya ilerledi. Bende masayı silip çantamı aldım. Alp'de banyodan çıkınca evi kilitleyip dışarı çıktık. Alp'in okulu yakın olduğu için yürüyerek onu okuluna bıraktım. Daha sonra otobüse binip kendi okuluma gittim.
***
Okulun bahçesine adım attığım gibi gülüşmeler duydum. Bana bakıp buluyorlardı. Artık alışmıştım. Bu okula başladığımdan beri hep dalga konuşuyorum. Nedeni ise bir ailemin olmaması ve lokantada garsonluk yapmamdı.
Okula girdim ve kendi sınıfıma doğru ilerledim. Lise son sınıf öğrencisiydim. Tıp istiyorum ama bu şartlarda kazanabilmem imkansız. Sınıfa girdim ve yerime geçiyordum ki birinin ittirmesi sonucu yere çok fena kapaklandım. Ani bir şekilde düştüğüm için el bileğimi de burktum sanırım. Canım çok yanıyor. Ayağa kalktım ve yenileceğimi bile bile beni işten kişiye yani Cenk'e karşı çıkmaya çalıştım.
