Gözlerimi senden almaya çalışıyor, yapamıyordum. Yüz hatlarını beynime işlemeye çalışıyordum sanki bu anın son mutlu anımız olacağını hissetmiş gibi.
Üzerinde ince bir ceket vardı. Üşüdüğün belliydi ama bunu bana belli etmemeye çalışıyordun her zaman ki gibi. Bana bir şey söylemeyeceğini biliyordum, seni bu halde daha fazla görmek istemediğim için üşüdüğümü söyledim.
Hafif morarmış dudakların da küçük bir gülümseme belirdi. Biliyordun naptığımı, hafifçe eğildin öptün dudaklarımdan. Dudaklarının tadı beni kendimden geçirirken masayı toplamaya başladın. Elindeki tabaklarla mutfağın yolunu tutmuşken tek istediğim hayatımın geri kalanının da böyle geçmesiydi.
Ama olmadı. Hiçbir şey sonsuza kadar sürmez derlerdi de inanmazdım. Bizim bir istisna olacağımızı söylerdim insanlara. Sevginin her şeyin üstesinden gelebileceğine inanırdım, yanılmışım. Toz pembe bulutlar arasında bir hayale aşık olmuşum.
Şimdi sen yoksun. Ben yine serin bir sabah balkonda kahvaltı ediyorum tek başıma. Tek bir şey değişmedi o günden beri.
O da sana olan sevgim.
Senin düşüncenle gözlerimin yandığını hissediyorum ama ağlamak istemiyorum, dişlerimi sıkıyorum göz yaşları akmasın diye.
Ama nafile.
Dayanamıyorum.
En çokta sensizliğe.
Dudaklarımdan bir fısıltı olarak dökülüyor ismin bağırıp çağırmak isterken.
"Geri dön Jisung" diyorum gözyaşlarım hızlanırken.
Kalbimin acıyla sıkıştığını hissediyorum. Sana gelmek istiyor, işkence oluyor göğüs kafesim onun için.
Son bir kez dudaklarım aralanıyor.
"Özledim" demek için.Nefes alamıyorum nedenim olmadıkça
♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
balkon
FanfictionHavanın soğukluğu mu beni böyle titreten yoksa sensizlik mi? •hyunsung | skz