BRİLSTONE FACİASI

1.Uyarı

"Benim fikrimi soracak olursan..."dedim.
Sherlock Holmes sözümü keserek,"Ama bunu yapmam lazım,"dedi.

Daima sabrı sınırsız fanilerden biri olduğuma inanmışımdır hep ama sözümün kesilmesinden hiç hoşlanmadığımı belirtmek isterim bunu yapan Holmes da olsa.

"Holmes, bazen çok tuhaf davranıyorsun, gerçekten,"dedim yüksek sesle.

Beni duymayacak kadar kendi düşüncelerine
dalmış gibi görünüyordu.Kahvaltısına elini bile sürmemişti,bir elini çenesinin altına koymuş diğeriyle de, zarftan çıkardığı kağıdı inceliyordu. Aradığı şey neyse ardından zarfı alıp ışığa tuttu ve içini dışını dikkatlice inceledi.

"Bu yazılar Parlock'a ait" dedi düşünceli bir halde. "Her ne kadar el yazısını bundan önce iki kez görmüş olsam da ona ait olduğundan hiç kuşku duymuyorum.Yunanca 'E' harfinin tepesindeki çizgi gayet net bir şekilde aylrt edilebiliyordu. Eğer bunu yazan Parlock ise gerçekten çok önemli şeyler anlatmaya çalışıyor olmalı."

Kendi kendine konuşmaya devam ederken araya girip sorduğum soruyla toparlandı.

"Porlock...O da kim?"

"Porlock, Watson, bir takma isim. Ama bu ismin arkasında hilekâr ve kötü bir kişilik yatıyor. Önceki mektubunda bu ismin kendine ait olmadığını ve bu şehirde yaşayan milyonlarca insana rağmen bir ihtimal de olsa onu bulma olasılığıma karşın gerçek ismini kullanmadığını yazmıştı zaten.Porlock önemlidir,ama onun önemi kendi kişiliğinden gelmiyor,onun önemi etrafında olduğu o önemli adamdan geliyor.Bir çakalla bir aslanı hayal et. Bir araya geldiklerindeki durumu düşün,sadece korkunç sahneyi değil, Watson,aynı zamanda kötü olanı da.Çok çok kötü. İşte bu yüzden kendisi benim ilgi alanıma giriyor. Profesör Moriarty ile ilgili konuşmamı duymuş muydun?"

"Hayır, duymadım"

"Bilimsel çalışan meşhur suçlu,ünlü dolandırıcılar arasında...Onu yakalayamamış olmak benim utancım,Watson!" diye mırıldandı Holmes,kısık bir sesle.

"En azından toplum bunun henüz farkında değil."

"Bir laf dokundurma!Tuhaf bir serzeniş!" diye bağırdı Holmes."Senden beklenmeyecek bir espiri anlayışı geliştirmeye başladın Watson, sanırım şakayla karışık bana laf sokuyorsun. Ama Moriarty denen bir suçludan bahsederken aynı zamanda ona iltifat etmiş oluyoruz. Onu yakalayamadığımız için içten içten bir hayranlık beskiyoruz.Tüm zamankarın en büyük organize suçlusu, en büyük düzenbazı,kısaca yeraltı dünyasını kontrol eden beyin. Hatta o kadar ki yaptıklarıyla ülkenin kaderini yönlendiren bir beyin. O işte böyle biri! Ama gel gör ki günlük hayatında genel geçer şüphelerden uzak,hakkında söylenenlerden bağımsız ve habersiz çok farklı bir insan gibi görünüyor. O kadar tehlikeli ki, her şeyi lehine çevirip senin düşüncelerini çürütebilecek kapasitede.Öyle ki, senin dediklerini bambaşka yorumlayarak rencide olan karakteri için senden milyonlarca tazminat kopara bilir hatta seni hapse bile attırabilir. Bilim dünyasında matematik hakkında yazılan ve oldukça saygı duyulan 'Bir Meteorun Dinamikleri' isimli kitabın yazarı o? Kimin kapasitesi onu eleştirmeye yeterki? Sence ona çamur atılabilirmi mi? Küfürbaz bir doktor ve iftiracı bir profesör. Bizim sonumuz olur bu. Nasıl Watson dâhice değil mi? Böyle seviyesiz insanlar tarafından harcanırsam elbet bende yapacaığmğ bilirim."

"O günü görmek isterim!" diye çıkıştım. "İyide sen Porlock'tan bahsetmiyormuydun?"

"Ah,evet doğru, sözde Porlock... Büyük zincirin halkalarından biri. Ama bizim ilgilendiğimiz zincir o değil. O sadece bunu test edebilmem için bahsi geçen zincirin önemsiz bir bağlantısı."

"Ama bir zinciri oluşturan halkalardan hiç biri diğerlerinden dha güçlü olamaz."

"Kesinlikle doğru Watson. İşte zaten bu yüzden Porlock'un büyük bir önemi var. Kendisinin alışagelmişin dışında olmasına rağmen basit bir şekilde hayata geçire bilecek istekleri var. Bunun karşılığında bana bir iki kez önem arz eden bilgiler verdi, bende ona yardımcı oldum. Bu bilgiler genel olarak suçların ortaya çıkışını sağlamaktan çok tedbir alınıp engellenmesini sağlayan ipuçlarıydı. Eğer şifreleri bulursak, bahsettiğim bağlanyıları bula biliriz gibime geliyor."