detaylı smut alarmı🚨
iyi okumalar dilerim aslan parçaları
.
.
.
.
.(Jungkook)
Yavru bir koalanın inatla sarıldığı annesinin kollarını bir an olsun bile bırakmaya yeltenmemesi gibi bir şeydi şu an yaşadığım bu şey. Ayakta durup beni elleriyle havaya kaldıran Taehyung'un kucağında duruyor, kollarımla sıkıca sarılıyordum ona. Kalçamı kavrayan ellerine oturuyordum, ayrıca bacaklarımla sıkıca belini sarıyor ve kollarımla iyice sarılıyordum boynuna.
Alnımı alnına dayayıp burnumu sürtüyordum burnunun ucuna. Dudaklarım dudaklarına hafifçe değiyor sonra anında uzaklaştırıyordum hemen onları dudaklarından.
Başımı yaslayıverdim omzuna, yüzümü gömdüm o incecik boynuna. Sıcacık tenine değen dudaklarımla onu öperken bir yandan da kokusunu çekiyordum içime. Erkeksi parfümünün yanı sıra o esmer teninin kendine has olan kokusu da beni kendimden geçirtiyordu. Çamaşır makinesinden yeni çıkan çamaşırları avuç içlerime alıp deterjan kokusunu deli gibi içime çekme alışkanlığına sahipken, tenine sokulup onu solumadan edemiyordum işte. Belki de şu zamana dek hiç böylesine hoş bir kokuya denk gelmediğim için hemen yelkenleri suya indiriyordum.
Boynuna dayadığım dudaklarımla etini kızaracak raddeye gelene dek emiyordum, her bir emişim onu hırıltılı inlemelere boğarken keyfime diyecek yoktu cidden. Emdikçe kızaran esmer teninden dudaklarımı uzaklaştırıp yüzümü yüzüne doğru yaklaştırdım, gözlerim gözlerini izlemeye dalıp gidiyordu ve sanki o bakışmayla tüm zaman duruyordu benim için.
Gözlerim sadece onu görürken farkında olmadan deli gibi de sırıtıyordum. Kucağında durup ona sarılıyor olmak fazlasıyla hoşuma gittiği için kalbim yerinden çıkacakmışçasına atıyordu, onu saatlerce öpmek istiyorum hatta nefesim kesilip de dudaklarında kuruyup gidene kadar bunu yapmaktan vazgeçemem.
Gözlerinin içine bakıp gülümserken yüzüne biraz daha yaklaştım ve o yumuşak kırmızı dudaklarını dudaklarımın arasına alıp hararetli bir şekilde emmeye başladım. Kendisi aralanan ağzından çıkardığı dilini yavaşça dilime sürtüyor, dudaklarımı zevkle emiyordu.
Islanan dillerimiz bir yana kalplerimiz de birbirlerine sıkıca bağlanmış gibiydi. Bir beden olup kalp atışlarımızın kulaklarımıza doluşacağı, hırıltılı inlemelerimizin etrafa yayılacağı anları iple çekiyorduk. Ancak şu an yaşanılan bu hoş yakınlaşma daha çok hoşumuza gidiyordu.
Epeydir olduğu yerde durup beni kollarıyla tuttuğu için ona yük olunca evin kapısından salona doğru yürüme başladı. Salondaki aynalı dolabın önüne geldiğimizde durup beni biraz daha kollarıyla havaya kaldırdı ve çekmeceli dolabın üzerine yavaşça oturttu.
Olduğum yere oturduğumda Taehyung sırtını dikleştirdi sonra hızlıca üzerindeki kabanını çıkartmaya başladı. Öte yandan ben de takım elbisemin ceketini kollarımdan tutup çektim sonra da üzerimden alıp bir kenara doğru umursuzca fırlattım. Beyaz gömleğimin kol düğmelerini heyecandan titreyen parmaklarımla açmaya çalıştığım esnada Taehyung'un üzerime doğru geldiğini fark edince hemen tüm dikkatim dağılıverdi.
Dolabın üzerinde otururken bacaklarımın arasındaki boşluğa doğru yaklaştığı gibi elini bel kıvrımıma koydu, hız kesmeden hemen dudaklarıma yapışıp yarınlar yokmuşçasına beni öpmeye başladı. Bir eli belimde dururken öbür eliyle de ensemi sıkıca kavrayıp kendisine doğru çekiyordu beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hu Hu? |taekook ✓
Fanfiction"Bir baharda gelip bin bahar yaşattın gözlerinle." İntihar denemelerinin başarısızlığından kendini dünyadan soyutlayan Jungkook'a, yiyip içip hayatını yaşayan bir başkasına platonik Taehyung komşu olur. "Şey su borum patlamış da sende kalsam bu ge...