1.8

281 32 10
                                    

yeni bölüm atmamın deli dehşet uzun sürdüğünün farkındayım
ve çok çok özür dilerim
kafamı biraz toparlar toparlamaz bölümün başına oturdum
son dönemde her şey çok üst üste geldi
ben de hem bana yazarken iyi gelsin hem size okurken iyi gelsin, gülümsetsin diye acıları bir kenara bırakıp tatlış bir bölüm yazmaya karar verdim
bu bölümden sonra artık flört hyunlix okuyacaksınız
BEN COK HEYECANLIYIM SAHSEN FLORT HYUNLIX ICIN NFKDMVKSMGM
umarım bu bölüm de diğer bölümler de hoşunuza gider

en üste açıklama yazmayı sevmem aslında ama
bu sefer yazasım geldi

iyi okumalar🌸

~

Felix raflardaki kitaplara gülümseyerek kitapçıda dolaşıyordu. Kulağında kulaklık, yaz akşamı kadar huzurlu bir şarkı dinliyor ve de dudaklarını kıpırdatarak sessizce eşlik ediyordu. Öyle kendini kaptırmış olacak ki kendisine yaklaşan yabancıyı fark etmedi bile. Yıldızların doluştuğu gözlerinin açısına bir kitap girdiğinde onu uzatan eli takip ederek yüzüne baktı. Kendisine içten bir şekilde gülümseyerek bakan uzun boylu, toz pembe saçları olan adamı gördüğünde bir tanıdıklık hissetti. Önceki hayatlarının tümünde birliktelermiş gibi bir aitlik. Zar zor aklını toparlayıp kulaklığını çıkarttı ve adamın uzattığı kitabı aldı. Dorian Gray'in Portresi.

''Ah, teşekkür ederim. Ben de bunu arıyordum.''

''Biliyorum...'' adamın bakışları endişeyle bezense de hâlâ yumuşaktı. Gülümsemesi kalın dudaklarında yerini koruyordu.

''Ne? Nasıl?'' kaşları çatılmıştı sarışın gencin.

Hyunjin boğazını temizleyip konuştu. ''Dışarıda konuşabilir miyiz? İnsanları rahatsız etmek istemem.''

Felix başını sallayarak onayladı ve bahçedeki banklardan birine kadar onu takip etti. Hyunjin oturduktan sonra karşısına oturdu.

''Sizi dinliyorum.''

''Öncelikle ben Hyunjin. Hwang Hyunjin. İnstagram'da konuşuyoruz.''

Felix'in yüz ifadesi yumuşadı ve gülümsedi.

''Ah, sanatçı çocuk değil mi?''

Hyunjin utançla kıkırdadı. ''Teşekkür ederim hitap şeklin için.''

Felix ufak bir kahkaha atıp Hyunjin'in gözlerine baktı.

''Aslında seninle önemli bir şey konuşmak istiyorum Felix.''

''Tabii, dinliyorum.''

Hyunjin iç çekti. ''Nasıl söze gireceğim bilmiyorum. Söylemesem olmaz ancak nasıl söyleyeceğim hiçbir fikrim yok. Lütfen konuşmam bitene kadar beni bölmeyeceğine söz ver.''

Karşısındaki gencin gerginliği kendisi de germiş tekrardan kaşlarını çatmasına neden olmuştu ancak yine de onu onayladı.

''Yaklaşık 2-3 hafta önce bir arkadaşım bana mesaj attı. Ortaokul zorbasının kendisinin instagram hesabını çaldığını, geri almamı istediğini söyledi. Ben yazılım işlerinde biraz iyiyimdir, sevdiğim için uzun zamandır bunun üzerine düşüyorum hatta mesleğimi de bunun üzerine seçtim. Her neyse, ben de onun isteğini kabul ettim tabii. Ancak girdiğim yazılımda bir şeyler ters gitti. Hiç böyle ciddi bir hata yaptığım olmamıştı. Gece 3-4 sularında yazılımı kontrol ettiğimde sorun yok gibi görünüyordu ancak... Ancak işleme koyduğumda gördüğüm yüz beklediğim yüz değildi. Ben resmen yeryüzüne gönderilmiş çilli, sarışın, güzel ve de sevimli bir melekle karşılaştım. Amacım asla seni izlemek olmadı. O güne kadar seni tanımıyordum bile. Ancak... Ancak ben seni gördüğüm anda büyülendiğimi hissettim Felix. O kadar güzelsin ki sana bakarken ağlama isteğimi bastıramadım.''

''Sen... Sen beni izledin mi?'' Felix şokla ve gerginlikle sormuştu.

''Yemin ederim sadece 2 kez. İlki yanlışlıkla telefonuna ulaştığım gün diğeri de sonraki gün. Sonra araya sınavlarım girdi, onlar azalınca sosyal medyanın buldum ve sana oradan ulaştım. Yalnızca yemek yerken, dizi izlerken ve öylece uzanırken izledim seni. Yemin ederim sapıkça tek bir düşüncem bile olmadı. En başından beri karşına çıkıp konuşmak istiyorum.''

''Neden mesajlaşırken anlatmadın peki?''

''Mesajda kendimi pek açıklayamıyorum. Yüz yüze konuşmak daha iyi olur gibi geldi. Karşına doğal bir şekilde çıkabilmek için bir fırsat bekledim. Bu da senin bu kütüphaneden bahsetmenle oldu. Tamam dedim, artık karşısına nasıl çıkacağımı biliyorum. Sınavlarım bu hafta bitti ve hafta sonu belki seni burada bulurum umuduyla soluğu burada aldım.''

Felix duyduklarını sindirmeye çalışır gibi sessizce Hyunjin'in yüzüne bakıyordu. Sonunda derin bir nefes alıp konuştu.

''Peki, ben sana nasıl güveneceğim?''

''Han Jisung arkadaşın değil mi?''

Felix kaşlarını çattı. ''Evet?''

''Benim okulumda o. Hatta en yakın arkadaşım onu deli gibi seviyor. Sanırım Jisung da ona karşı boş değil. Ara sıra sohbetimiz olur. Beni az çok tanıyordur, ona sor. Benim kimseye zararım dokunmadı şimdiye kadar. Ben sana bunları anlatamadığım her an kendimi çok kötü hissettim. Hatta bak bahsettiğim arkadaşımla mesajlarımız var.'' deyip telefonunu cebinden çıkartıp mesajları açtı ve Felix'e gösterdi. Felix mesajları öylesine bir okuduğunda samimi olduğunu hissetti. Yine de başına gelen şey sıradan bir şey değildi.

Hyunjin gerginlikten yavaş yavaş dolan gözleriyle tekrar konuştu. ''Benimle bir daha konuşmak istemezsen anlarım, bu... Bu hiç sıradan bir durum değil. Ama yalvarırım bir şans ver de göstereyim kendimi sana.''

''Hey, ağlama lütfen. Ben... Samimiymişsin gibi hissediyorum ancak dediğin gibi hiç sıradan bir durumda değiliz. Bana bunları sindirmem ve seni tanımam için zaman ver.''

''Konuşmaya devam edecek miyiz?''

Felix bir an düşündü ve başını salladı. ''Evet. Öylece iletişimi kesmek benim de içime kurt düşürür, tonlarca cevapsız soru ve güvensizlikle tek başıma kalırım. Bunun yerine konuşmaya devam edelim. Eğer samimi olduğundan emin olursam sana güvenebilirim.''

Hyunjin'in dudaklarında peyda olan gülümseme Felix'e de bulaştı.

Felix, kulaklığını çıkartmıştı ancak müziği durdurmamıştı. Şimdiyse Kai - Hello Stranger çalıyordu.

~

hem deli dehşet içime sindi hem de eksik hissettirdi
emin olamıyorum bu bölümden
umarım sizin hoşunuza gitmiştir
ufak bir geçiş bölümü konumunda oldu

özlemişim bu hyunlix'i ben🥹

kendinize cici bakın🌸

her lahzanız muteber insanlarla dolu olsun

gökkuşağıyla kalın🌈

hello stranger - hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin