1. Bölüm

26 9 23
                                    

Sarah elindeki cam şişeye düşen kan damlalarını izliyordu. Elindeki eldiven elini kaşındırmaya başlamıştı. Şişenin çeyreği dolduktan sonra ölen balığı aldı ve şırıngayla çektiği kanı ağzına sıktı. 10 dakikaya dirilmesini umut ediyordu. Kazanın başına geçti ve birkaç büyü denemeye başladı. Lakin büyü kitabını  10 kez gözden geçirmesine rağmen hiç birini anlayamadı çünkü kafası karışıktı. En sonunda pes edip balığın olduğu masaya bir sandalye çekip oturdu. Kapı açılma sesiyle arkasına baktı. Bu okul arkadaşı Amber'dı.

-hala uyanmadı mı?

-hayır.

-belki de bu kadar uğraşmamalısın. Sonuçta o ablan sana bir sürü kez ihanet etmedi mi? Hem böyle bir şey için bir balığı mı öldürdün.

-keşke balık yerine seni öldürseydim Amber!

-ahh hadi ama Sarah, o ablan senden hep nefret etti.

-umrumda değil! O bana kin beslemiş olabilir ama ben istesem de ablama kin besleyemem!

Diye sözünü kesti Sarah. Gerçek planı öğrenmesini istemiyordu. Ablası 1 sene önce bilinmeyen bir nedenden dolayı ölmüştü. Herkes onu sevdiği için dirilteceğini sanıyordu ama ablasının ölmesini herkesten çok istiyordu. Lakin neden intahar ettiğini öğrenmesi gerekiyordu. Çünkü ölen ailesinin düşmanlarının hedefi tek ablası Aisha olamazdı. Yani Sarah öyle düşünüyordu. Ablasıyla işi bittikten sonra onu gönül rahatlığıyla öldürebilirdi. Amber,

-bence bu büyücülük işini bırak bir başarını görmedik.

Dedikten sonra, sanki Amber'a inat olsun diye balık olduğu yerde çırpınmaya başladı. Sarah alay edercesine iş ortağı Amber'a bakıp,

-bence de bırakmalıyım, bu kadar mükemmel bir büyücü olarak bu lanet okulda harcanıyorum.

Dedi. Amber gözlerini devirdikten sonra kıkırdadı. Amber destek vermek amacıyla Sarah'ın sırtını sıvazladı.

-hadi şunu yapalım!

Sarah önündeki sandalyeden zıplayarak atlayıp bodrum katına doğru yöneldi. Amber arkadan söylenerek geliyordu.

-ben getirmesem malzemeler burda kalacak.

Sarah onu görmezden gelerek alt kata yolunu tuttu. Önünde kilitli bir kapı belirince anahtarla orayı açtı. İçeri girdiğinde Amber gördüğü şey karşısında büyük bir çığlık attı. Ama Amber'ın bilmediği birşey vardı, arkadaşı Sarah'ın seslere ve kana karşı hassasiyeti vardı. Sarah olduğu yerde yere oturup bacağını kendine çekti ve kulağını kapattı.

-Sarah?

Sarah yavaşça başını kaldırdı ve ela gözlerini kızarcadına Amber'a baktı.

-neden bağırıyorsun aptal! Benim sese karşı hassasiyetim var!

-özür dilerim.

Sarah omuz silkip ablasının mumyalanmış cesedinin yanına gitti. Mumyalanmış bez parçasını Amber'ın yardımıyla çıkardı. Sarah'ın gözleri hemen bileğini buldu. Yara izini gördüğünde iğlendi.

-o aptal balık için kan verirken daha az huyladım!

Diye söylendi.

-kanından huylanıyor musun?

-kendi kanımdan ve diğerlerinin kanından.

Daha fazla oyalanmadan ablasının cesedini yere koydular. Sarah şişeyi yere koydu ve eline keskin bir bıçak aldı. İnsan canlandırmak için şişenin yarısı kadar doldurması gerekiyor de ve bu Sarah için çok zordu. Sarah balık için bile kan verirken çok zorlamıştı ama belli etmemeye çalışıyordu. Sarah bıçağın pürüzsüz tarafını teninde gezdirdi. Demir parçası derisinde soğukluk veriyordu ve bu Sarah'ı tedirgin ediyordu. En sonunda dayanamayıp bıçağı Amber'a verdi.

-bıçak kullanmakta ustasın bence bunu sen hallet.

Amber, Sarah'ın hiç beklemediği bir anda derinden bir çizik attı ve Sarah kendinin bile korkacağı kadar büyük bir çığlık attı. Koluna bakınca bastıramadığı gözyaşını akıttı. Amber bir çizik daha attığında Sarah bir anda gözlerini açtı ve sessizlik oluştu. Sadece şişeye damalayn kanın sesi vardı. Sarah kendini tutamayıp bayıldı. Amber ise yüz kızartıcı küfürler savurdu. Dışarıdan adım sesleri geldi. Amber yutkundu. Bu mumya odasına girmek okulda yasaktı. Adım sesleri yakınlaşınca, Amber silkinip Sarah'ı çekiştirmeye çalıştı. Ama haraket edemeyince, Amber'ın başı yenilgiyle öne düştü. En sonunda kapı açıldı ve Amber kafasını kaldırdığında karşıdaki kişi o alaycı gülünsemeyi gördü. DREW-

-şimdi sizi eğitmene şikayet etsem ne yapabilirsin?

BÜYÜ OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin