Odam çıkarken birden merdivenler durdu. Belime bir el değdi. Arkamı döndüğümde sadece karanklık birşey görüyordum tam değneğini çıkaracaktım ki sihirle yere attı beni yasaklı koridora doğru sürükleyip duvara yasladı ve:
-bu gece benim olur musun?
Dedi
-sende kimsin dedim
-kim olduğunu boşver.
-Kim olduğunu söyledi bana yoksa...
-yoksa ne? Öldürücek misin beni?
-yoksa avazım çıktığı kadar bağrırım.
Dedim. Bana doğru yaklaşmaya başladığında karnına bir tekme attım ve aşağıya asamı aldım odama çıkıp olanları draco'ya anlattım.
Draco kim olduğu hakkında bir fikrim var dedi ve çıktı.
Sabah olduğunda Draco yoktu arkadaşalarımdan Draco nun akşam Cedric ki dövdüğünü ve şuan revirde yattığını öğrendim.
Hemen revire koştum. Geldiğimde Cedric özür diledi çok sarhoş muş o yüzden yapmış onu affedip odam gittim ve Draco ya :
-insanlara olan nefretini bir insanı döverek mi gösteriyorsun
-sen bana niye anlattın o zaman napsaydım aa geçmiş olsun gel bide benmi yapıyım deseydim ben seni korumaya çalıtım ama sen bunu anlamdın ve beni hiçe saydın sen benim maç motivasyonum olucakken topları senin için tutucakken şuanda bir hiçsin ve üzgünüm ama şuanda kazanmam gereken bir maç var.
-öylemi ya sen nasıl birisin ya ya sen delirdin mi Draco bne seni seviyorum ama sen bunu anlamıyorsun bir insan dövdüğün için bu okuldan atılırsan diye korkuyorum fakat sen beni hiç önemsemiyormuş şunu ben bunları düşünürken sen beni hiç düşünmüyormuşsun buyur gidicek sen gidebilirsin.
Dedim. Odadan çıktı bende üstümü değiştirip maça indim oturuyordum. Bir yandan da ağlıyordum. Maçı kazadığımızda bile sevinememiştim akşama zafer balosu olucaktı gitmek istemiyordum fakat katılım zorunluydu. Odama çıktım kıyafet seçtim makyaj yaptım ve indim . Draco takım kaptanıydı konuştu ve yerine geçti benim çaprazımda oturuyordu bende o gülerken içten içe ağlıyordum. Sonra Draco yla Astoria dans ettiler atroia onu öptü o bardağı taşıran son damla olmuştu astroia yı ittirip Draco ya:
-yeter artık, dedim.
Aramızdaki konuşma şöyleydi
-sen ne yaptıpını sanıyorsun neyim oluyorsun pardon arkadaşımı ittirdin ve şimdide bana hesap mı soruyorsun?
-yeter artık sevdiğim adamın gözümün önünde başka biriyle dans edip öpüşmesi ne dayanamıyorum her akşam beni düşünüyo mu diye düşünmekten uyuyamıyorum acaba beni seviyo mu demekten de bıkıyorum anla artık ben seni seviyorum...
Dedim ve ağlayarak odama gittim arkamdan pansy geldi yanımda kaldı ben pansy yanımdayken uyumuştum uyandığımda pansy odasına gitmişti ve Draco da odada değildi tekrar ağlamaya başladım formamı giyip kahvaltıya indim içeriye girdiğimde herkes bana gülüyordu bi an duraksadım çünkü karşımda Draco Astoria ya çıkma teklifi ediyordu herkes benimle dalga geçti.
-yeterr! Yeterr! Yeterr! Yeter! *ağlamaya başladım*siz hiç mi sevmediniz siz hiç mi düşünmediniz siz hiç mi empati kurmadınız bu kız üzülür mü diye.
pansy yanıma gelip bana sarıldı. Yere düştüm o kadar güçsüzdüm ki yemek bile yiyemedim bir kaç çatal aldım ve bırakıp odam gittim. Alt katımda hermonie ile love good kalıyordu o kadar bağırıyodumki oraya kadar gitmiş hermonie yanıma gelip iyiymişim diye sordu evet dedim. Derse indim kehanet dersiydi. Tek boş yer Draco nun yanıydı. Onun yanına oturdum. Herkes bana bakıyordu. İnsanlara bakmaya yüzüm yoktu. Küre de güçlerimizi izlediler. Sıra bana geldi. Küre bir anda kararıp çatladı trelawney küreyi hemen aldı ve:
-bayan Riddle lütfen dışarı çıkar mısınız?
Dedi. Çıktım ve bana bunları dedi:
-Ellie içindeki nefreti gücünle gösteriyorsun ve bu senin içinde çok büyük bir canavar büyütüyor. Kendine hakim olmayı lütfen öğren sen Lord'un kızısın ve bunu babana söyle lütfen. Şimdi oda çık ve dınlen canım.
Dedi. Çıktım dinlendim yatığıma geçip uyudumuyandığımda benim koltuğumda Astoria oturuyordu. Ve ona dedimki :
-Kalkar mısın koltuğumdan?
-Hayır niyeymiş o?
Dedi. Çay içtiği fincanı gördüm ve: -hemen o fincanı elinden bırak, dedim
*fincanı elinden atar*
-ayy çok pardon, der ve çikar
Ben sinirden kendini parçalarken Draco -ne yapıyorsun sen ,içinde gerçekten bir canavar var Ellie. Der
Ama aslında o büyük annemden bana yadigar kalan tek parçaydı...