1 başlangıç

15 4 0
                                    

Genç çocuk aldığı dondurmanın parasını cebinden zorla çıkartmayı başarmış karşısındaki orta yaşlardaki adama verirken şirince gülümsemişti ve teşekkür ederek mutlu adımlarla dondurma tezgahından ayrılmıştı, bugün hava güzel olduğu için genç çocuğun mutluluğun dhaa fazlaydı.

Bir yandan elindeki dondurmasını yerken bir yandan ise yerdeki karelere basmamaya özen göstererek yürümeye çalışıyor her bastığında ise dudak büzerek kendisine kızıyordu en sonunda yorulduğunu hisseden genç gözünü etrafında gezdirdi oturacak bir yer arıyordu, sabahtan beri geziyordu etrafta ve cidden yorulmuştu artık.

İlerde gördüğü boş bir bank ile sevinirken kimse kendisinden önce geçip oturmaması için koşarak gidip oturmuştu banka, ilk kendisinin oturması ile kendi kendine kazandığı yarışı zaaferlendirmiş dondurmasını yalamıştı, oturmanın getirdiği rahatlıkla mırıldanmıştı küçük dudakları arasında.

"Oh be, dünya varmış he"

Kendi söylediklerine kıkırdamış ardından dondurmasından koca bir ısırık almıştı fakat bunu yaptığına anında pişman oldu, dişlerine giren ağrı ile yüzünü buruşturmuştu, aldığı ağrı ile ısırmaktan vaz geçip dondurmasını yalarken  şorttan dolayı açıktaki bacaklarına sürtünen yumuşaklık ile irkilmişti ayaklarının dibine baktığında ise gri ve beyaz tonlarında olan bir kedinin ayaklarına kendisini sürttüğün görünce sevinçle küçük bir çığlık atıp baştaki elini kedinin yumuşak tüylerine daldırıp okşamıştı.

Kedi bu hareketle daha çok sevinirken biraz daha şımarmış ve kendini hızla gencin kucağına atmış, iyice sırnaşmıştı, tabi o sırada genç oldukça memnundu halinden, kediyi bol bol sevip arada öpücükler hediye ediyordu.

"Ay adın ne seniin?" Sorduğu soru ile güldü, sanki kedi konuşup cevap verebilecekmiş gibi.

"Benim adım jisung kedicik! Ya senin?"

"Dori" Jisung şirince kediyle oynamaya devam ederken arkasından gelen ses ile kedinin başını okşayan elleri durmuş ve  şüphe ile kediye baktı, sesin cidden arkasından mı geldiğini yoksa kediden mi çıktığını anlayamamıştı sanki.

"Bekle, Sen konuştun mu az önce..?"

Sorduğu soru ile anında arkasında bir kahkaha sesi duymuş olan genç olayı yeni yeni fark ederek arkasına dönmüştü hızla, fakat gördüğü beden ile resmen dili tutulurken gözlerini hızla kırpıştırmıştı. Karşısında kendisine gülerek bakan adama bakarken resmen ne diyeceğine şaşırmıştı, gencin keskin burnu, siyahın en koyu tonundaki saçları ile aynı renk olan simsiyah gözleri, hafif dolgun dudakları ve keskin yüz hatları ile bu dünyada gördüğü en yakışıklı adam olabilirdi şuan bu karşısındaki kişi.

"Ha?" Diye küçük bir ses çıkmıştı aralık dudaklarından.
Karşısındaki adam gülümserken ve kıkırdarken hala kucağında kıvranan kediyi işaret etmişti kaşları ile
"Kedimin adı, dori ve hayır, o konuşamıyor ufaklık"

Jisung söylenilenler ile gözlerini kırpıştırmayı bırakmış ve gülümsemişti.

"Şey, kediniz mi?"

Adam bu soruya gülümserken gencin yanına doğru adımladı.

"Evet, arabadan çıkıp kaçtı ve onu arıyordum sabahtan beri"
Adam kedisine bakarak gülümserken kedinin başını okşamıştı zaten bununla beraber kedi hızlı jisung'un kucağından adamın kucağına geçmişti.
"Bakıyorumda hiç boş durmamışsın dori? Hm?"

Karşısındaki Tanrı kelimesine bire bir uyan adam kediyi okşuyor ve arada bir şeyler diyerek gülümsüyordu kediye, jisung bunların hiçbirini fark etmeden adamın elleri arasındaki kediye donmuş gibi bakarken bir anda transtan çıkar gibi başını iki yana sallamıştı.

"Şey bir anda bacaklarıma sürtünüp miyavlayınca sevmek istedim sahipli olduğunu bilmiyordum" küçük olan kendisini açıklamak ister gibi karşısındaki adama doğru konuşunca keskin gözler kendisine çıkmıştı, ada küçük bir gülümseme ile başını salladı.

"Sorun değil, hatta onu sevmeniz benim için daha iyi oldu, yoksa daha çok uzaklaşabilirdi."

Küçük olan aldığı kelimler ile gülümseyip elini kediye doğru uzatıp sevecence sevmişti kediyi.

"AY!"

Bir anda kendi kucağına atlayan kediyle beraber küçük olan irkilmiş ve açıkçası biraz korkmuştu ama bu korku uzun sürmeden tekrar kediyi sevmeye başlamış böylece yanındaki adamı unutuvermişti.

Aradan geçen bir sürenin sonucunda yanınds oturan karizmanın abidesi olan adam konuşunca küçük olan kedideki bakışlarını ona çıkarmıştı.

"Mutluluğunuzu bölmek istemem fakat kediyide alıp gitmem gerek ufaklık"

Karşısındaki oğlan kendisinden fazlasıyla küçük olduğu için bu hitap şeklini ona uygun bulmuştu, tabi daha adını bile bilmediğiniz birine farklı bir şekilde hitap etmek ne kadar doğruysa.

Küçük olan dudak büzerek istemeye istemeye kediyi kucağından indirirken çoktan erimiş dondurmasını yanındaki çöp kutusuna atıvermişti.

"Pekii, çok teşekkür ederim! Ve sana da görüşürüz dorii!"
Kedinin ismini uzata uzata söylerken karşıdındakş adam gülmüş kediyi kucağına alarak gence bakmıştı.

"Çok sevdin sanırım doriyi? O da seni sevmiş gibi" kucağından atlamaya çalışan kediye gülerek konuşan adama bakıp kıkırdamıştı jisung.

"Eğer doriyi tekrar görmek istersen gün batımına doğru bazenleri kedilerimi buraya getiriyorum ve etrafta gezdiriyorum, onları görmek için bazen gelebilirsin"
Siyah saçlı adam işe geç kalmanın getirdiği acelelikle konuşurken karşısındaki çocuk sevinçle el çırpmıştı.

"Ay! GERÇEKTEN Mİ? GELİRİM O ZAMAN!"

Küçük olanın cevabı ile gülmüş kedi ile birlikte ona veda ederekten ayrılmıştı ordan.

"Ah, adını niye sormadım ki?"

Genç adam kediyle birlikte durup kendi kendine konuşurken başka sefere mutlukla sormayo aklına not etmiş, başını iki yana sallayıp iç çekerek ve arabasına ilerledi.

"Zevkine bayıldım dori."

Blue | minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin