1

89 12 24
                                    

Han jisung elinde ki belgelerle bir ileri bir geri gidiyordu, yaptığı işin içinde bir terslik vardı bunun ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Çok geçmeden kapı tıklatıldı ve jisung'un onayı üzerine içeri girdi

"Söyle yeonjun, çabuk"

"Efendim, uyuşturucu operasyonunda tersliği tesbih ettik"

"Evet uzatma"

"Efendim işin içinde bay lee'nin adamları ve kendisi olduğunu söylüyolar"

Jisung derince bir nefes alıp verdi. Sinirleri bozulmuştu jisung'un, son zamanlarda yaptığı operasyonlar hep aynı kişi tarafından engelleniyordu ve bu onun çöküş nedeni olmaya başlamıştı

"Tahmin etmeliydim. Siktiğimin işleri hiç bir şekilde düz gitmiyo, Tanrım çıldırıcam"

"Çıkabilirsin yeonjun"

Yeonjun baş selamı verip odadan çıkmıştı. Jisung masasına oturup derin derin düşüncelere dalmıştı. Masasına bakarken telefonunu eline alıp birlikte çalışıp, birlikte yaşadığı arkadaşı seungmini aradı, ve ikinci çalışca açıldı

"Seungmin bay lee'nin adamlarından birine ulaş, ve ikimiz için toplantı hazırlat"

"Tamam jisung hemen iletişime geçip hazırlatıyorum"

Aldığı cevaptan sonra telefonunu masaya sertçe bırakıp arkasına yaslanmıştı. Pürüzsüz ve kusursuz şekilde hazırlıyordu operasyonlarını ama her şekilde dağılıyolardı, sırf bu yüzden çoğu adamlarını toprağa bile vermişti resmen çöküşe uğruyolardı. Jisung'un telefonu tekrardan çaldı ve arayan kişinin seungmin olduğunu görünce hemen açtı

"Jisung, bay bang'a ulaştık ve bay lee'nin kabul ettiğini söylüyo, saat akşam 8'de gidebiliriz"

"Tamam, teşekkürler"

Jisung elinde ki telefonu hemen kapayıp ofisinden çıktı. Hem evde hem de şirkette çalıştığı için, bazı sebeplerden dolayı evinde ki ofisi kullanıyordu. Jisung odasına girip siyahlarla kaplı dolabına gitti, içinden beyaz gömlek, siyah pantolon ve hoş durması içinde bağlanan eteklerden aldı-inanin ki hatirlamiyorum ama yarim etek olarak geciyo diye biliyorum belden baglanan-

Jisung eline tekrardan telefonunu aldı ve saatte baktı, saat şuan 7.30 olmuştu zaman kaybetmeden giyindi. Dolabını tekrar açıp içinden siyah ceket aldı, ceketi giyip aynanın önünde saçlarını düzeltip odadan çıkmıştı. Saat şuan 7.45 olmuştu, zaten oraya gitmesi uzun sürecekti

Jisung hızla aşağıda ki kapıya indi, onu bekleyen seungmini görünce gülümsedi. Seungmin jisung'un hem arkadaşı hem de bireysel olarak asistanıydı. Jisung hep giydiği siyah beyaz converselerini alıp giydi. İkisi de büyük bahçeye çıkıp çıkış kapısına doğru gidiyolardı. Evden ayrıldıklarında jisung'a ait olan arabaya binmişlerdi, jisung şoför koltuğuna seungmin ise sağ koltuğa geçmişti

Güzel büyük ve siyah arabaydı jisung'un arabası, daha farklı renklerde vardı tabii ama genelde operasyona ya da toplantılara giderken hep siyahla gitmeyi tercih ediyodu. Yolu yarılamışlardı bile, lee şirketine az kalmıştı. Şirket görüş açılarına girince jisung'a anlık panik gelmişti, normalde kendisi korkusuz ve acımasız bir mafyaydı ama operasyonlarına bozan adam yüzünden panik oluyordu

Arabasını şirketin önüne park edip durmuştu, yüzüne maske takıp tanrısından sabır istemişti ve inmişti. Onları bay bang karşılamıştı, ilk önce baş selamı verip sonra el sıkışmışlardı, bay bang, bay lee'nin asistanıydı o yüzden ondanda haz alamıyodu. En sonunda asansöre binip gidecekleri kata basmışlardı, asansör durunca da inmişti ve toplantı odasının kapısına gelmişlerdi

"Tanrım lütfen bana sabır ver ve beni koru"

Bunu sadece kendisi duyabilecek kadar söylemişti. Kapıyı ittirip yoğun alkol ve sigara kokusu olan odaya girmişti, kendisi sigaradan nefret ederdi içenleri bile sevmezdi kendi annesinden bile. Kendisine sırtı dönük adamı inceledi ve hemen karşısına selam vermeden oturdu

"İzinsiz girmek öyle mi, etkilendim doğrusu.."

Kendisine sırıtan adama baktı ve göz devirdi

"Bay lee hemen konuya giriyorum çünkü bu olanlar canımı sıkmaya başladı"

"Tanrı aşkına ne yapıyosunuz? Bütün işlerime, operasyonlarıma engel oluyosunuz"

"Sizin yüzünüzden bir sürü adamlarımı kaybettim"

Sıkınca bir nefes verip arkasına yaslandı jisung. Bay lee bu konu onu güldürmüşcesine gülüyordu ve bu jisung'u sinir ediyordu. Bay lee elinde ki sigarasından bir nefes alıp konuşmaya başladı

"Benim burda yaptığım hiç bir şey yok ki bay han... Jisung"

Bu jisung'u daha çok sinir olmasına neden olmuştu

"Ne demek burda yaptığınız hiç bir şey yok!"

"Resmen bütün tespitler sizi gösteriyor, bunda inkâr edemezsiniz bay lee"

Bay lee tekrardan gülüp bu sefer yüzü daha çok ciddi bir yüz ifadesine bürünmüştü

"Pekala bay han jisung.. kanıtınız var mı?.."

"Tabi ki var bu yüzden burdayım"

Seungminin verdiği dosyayı masanın üstüne koyup açtı. Bay lee'nin yaptıkları bütün operasyonlar için telefon konuşması ve mesajlaşmları vardı, bay lee hepsini teker teker okuyup tekrardan gülmüştü

"Tüh yakalandık desene.."

"Bunu yapmayı kesin artık, işlerime el sürmeyin"

Karşısında ki adam viski dolu bardağından bir yudum alıp ayağa kalktı, jisung ise anlamsız şekilde ona bakıyordu ve daha çok geriliyordu. Bay lee jisung'un arkasına geçip konuşmaya başladı

"Tek bir şartım var bay han.."

"Söyleyin bay lee"

Bay lee biraz daha eğildi ve jisung'un boynuna kollarını sarıp sıcak nefesini üfledi, bu sefer kulağına fısıldadı

"Benim olucaksın..."

PASİF MAFYA/MİNSUNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin